Blog

Yapay Zeka Teknolojisi ve İş Dünyasına Etkileri

Attila Bora Doğanay 27.06.2025 Attila Bora Doğanay

Günümüzün en değerli oluşumu kuşkusuz yapay zekâ teknolojisidir.

Gerek çok sayıdaki ve karmaşık verileri analiz etmesi gerek sanal asistanlar gibi akıllı sistemler gerek otomasyon ve kişiselleştirme deneyimi ve gerekse de işletmelere sağladığı rekabet avantajı sayesinde yapay zekâ bir nevi yeni bir çağın başlangıcı olarak da görülmektedir.

Dünyadaki her alanda açık ara önde gelen bu teknolojinin en büyük katkılarından biri de şüphesiz ki iş dünyasına etkileridir.

Yapay zekânın iş dünyasına ve iş hayatına etkilerini tüm yönleriyle, yani hem olumlu hem de olumsuz etkileriyle değerlendirilmelidir. Bir açıdan işletmeler için çok büyük fırsatlar sunarken, bazı riskleri ve zorlukları da beraberinde getirdiği de bir gerçektir.

Birkaç başlıkta değerlendirmesi gereken yapay zekâ teknolojisinin iş hayatına olumlu etkileri ve riskli yanlarını aşağıdaki gibi özetlenebilir:

İlk başta olumlu etkileri olarak sıralanabilecek noktalardan başlamak gerekirse kuşkusuz ki büyük veri analizi sayesinde, şirketler müşteri ve tüketici tercihlerini ve pazar eğilimlerini daha net görülebilmektedir.

Tahminleme modelleriyle de risk yönetimi geliştirmesi yapılabilir. Bunun sonucunda da yapay zekâ, kullanıcı davranışlarını analiz ederek kişiye özel ürün ve hizmetler sunabilir. Bunun için de üretim hattında robotlar ya da müşteri hizmetlerinde chatbot’lar sayesinde hem maliyetlerden hem de zamandan tasarruf sağlanmasına yardımcı olur. Yine yapay zekâ teknolojisinin günden güne gelişmesiyle yeni iş kolları doğmaktadır. Bunların en başında; Veri bilimi, yapay zekâ mühendisliği, etik uzmanlığı gibi yeni meslek kollarını sayılabilir.

Tabii bu yukarıda bahsedilen olumlu ve pozitif etkilerinin yanı sıra, bazı riskli durumları da beraberinde getirdiği de bir başka gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.

Tabi ki bu noktada en başa yapay zekâ teknolojilerine erişimi olan büyük şirketlerin büyük avantajlar sağlarken, KOBİ’lerin ise geride kalması öncelikli sorunlardan ve risklerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yine aynı doğrultuda teknolojiye yatırım yapamayan firmalar pazar dışında kalabilirler.

Bir diğer handikaplı durumun ise rutin ve düşük beceri gerektiren işlerin hızla otomatikleşmesi olarak söylenebilir. Bu noktada kasiyerlik ve çağrı merkezi çalışanlarının yer aldığı iş kolunda çalışanların işleri de risk altında girebilmektedir. Yine bununla bağlantılı sayılabilecek yapay zekâ yetkinliği ve okuryazarlığı olmayan çalışanlar da iş hayatı dışında kalabilirler.
Burada çok önemli bir başka sorun ise etik sorunlar ve kişisel verilerin izinsiz kullanımı gibi başlıklar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yapay zekâ teknolojisi ve sistemleri yanlış ve ayrımcı kararların verilmesine neden olabilmektedir. Buradan hareketle son noktayı şu şekilde koymak belki de bu yazıdaki durumlar çerçevesinde konunun özeti sayılabilir;

Yapay zekâ iş dünyasında devrim yaratma potansiyeline sahip olsa da, dikkatli ve etik kullanımı, iş gücü dönüşümüne uygun eğitimlerle desteklenmesi gerekir. Olumlu etkilerden faydalanmak için planlı geçiş, olumsuz etkileri azaltmak için ise sosyal politikalar ve yasal düzenlemeler şarttır.

  • Paylaş:
ads