Arama Sonuçları
Google Ads ile Etkili Reklamcılık


Google Ads ile Etkili ReklamcılıkDijital pazarlama dünyasında rekabet her geçen gün artarken, markaların görünür olabilmesi için doğru platformlarda, doğru stratejilerle yer alması büyük önem taşıyor. Bu noktada, Google Ads (eski adıyla Google AdWords), dünya genelinde en çok kullanılan çevrim içi reklamcılık araçlarından biri olarak öne çıkıyor...
Google Ads ile Etkili Reklamcılık
Dijital pazarlama dünyasında rekabet her geçen gün artarken, markaların görünür olabilmesi için doğru platformlarda, doğru stratejilerle yer alması büyük önem taşıyor. Bu noktada, Google Ads (eski adıyla Google AdWords), dünya genelinde en çok kullanılan çevrim içi reklamcılık araçlarından biri olarak öne çıkıyor. Doğru kullanıldığında, Google Ads işletmelerin hedef kitlelerine ulaşmasını, dönüşüm oranlarını artırmasını ve reklam bütçelerini daha verimli kullanmasını sağlar.
Google Ads Nasıl Çalışır?
Google Ads, kullanıcıların Google’da yaptığı aramalara göre reklamları gösteren bir "arama ağı" mantığına dayanır. Anahtar kelimeler üzerinden teklif verme yöntemiyle çalışır ve reklamlar, ilgili kelimeler arandığında arama sonuçlarının üst ya da alt kısmında görünür. Ayrıca Görüntülü Reklam Ağı, YouTube reklamları ve alışveriş reklamları gibi farklı formatlar da sunar.
Etkili Bir Google Ads Stratejisi İçin 5 Temel Adım
1- Hedef Belirleme: Reklamın amacı marka bilinirliği mi, satış mı, web trafiği mi? Hedefe göre kampanya türü seçilmelidir.
2- Anahtar Kelime Analizi: Hedef kitleye uygun, yüksek hacimli ve düşük maliyetli kelimeler belirlenmelidir.
3- Dikkat Çekici Reklam Metinleri: Kısa, net ve harekete geçirici reklam başlıkları tıklanma oranını artırır.
4- Dönüşüm Takibi: Reklamların performansı sürekli olarak analiz edilmeli, dönüşüm başına maliyet takip edilmelidir.
5- A/B Testleri: Farklı reklam metinleri veya açılış sayfaları test edilerek en iyi performanslı olan tercih edilmelidir.
Sonuç
Google Ads, sunduğu esnek yapı ve detaylı hedefleme seçenekleri sayesinde küçük işletmelerden büyük markalara kadar her ölçekten firma için güçlü bir dijital reklam aracıdır. Ancak başarı, sadece reklam vermekle değil; veriye dayalı strateji geliştirmek, kampanyaları sürekli optimize etmek ve kullanıcı davranışlarını analiz etmekle mümkündür. Etkili bir Google Ads yönetimi, sadece trafik değil, doğru kitleye ulaşan kaliteli dönüşümler sağlar.
E-Ticarette Sosyal Medyanın Önemi


E-Ticarette Sosyal Medyanın ÖnemiE-ticarette sosyal medya kullanımı son 10 yıldır günlük hayatımızın bir parçası halinde. Dijitalleşmenin bir sonucu olarak hayatlarımıza giren bu kavram günlük hayatın olağan düzenini de ciddi manada değiştirdi. Ek olarak, şirketlerin müşterileriyle bağlantı kurma ve ürünlerini çevrimiçi satma biçimlerini de yeni bir forma büründürdü...
E-Ticarette Sosyal Medyanın Önemi
E-ticarette sosyal medya kullanımı son 10 yıldır günlük hayatımızın bir parçası halinde. Dijitalleşmenin bir sonucu olarak hayatlarımıza giren bu kavram günlük hayatın olağan düzenini de ciddi manada değiştirdi. Ek olarak, şirketlerin müşterileriyle bağlantı kurma ve ürünlerini çevrimiçi satma biçimlerini de yeni bir forma büründürdü. Twitter, Facebook ve Instagram gibi platformlar, trafiği yönlendiren ve marka bilinirliğini artıran güçlü ve ana pazarlama araçları haline geldiği sektör dinamikleri tarafından kabul görmüş durumda.
• Sosyal medya platformları, işletmelere ürünlerini tanıtmak ve reklamını yapmak için uygun fiyatlı bir yol sunmaktadır. Şirketler, ilgi çekici içerikler oluşturup bunları sosyal medyada paylaşarak potansiyel müşterileri çekebilir ve onları web sitelerine yönlendirebilmektedir.
• Sosyal medya ayrıca hedefli pazarlamayı mümkün kılarak işletmelerin ilgi alanlarına, konuma ve alışkanlıklara göre belirli demografik özelliklere ulaşmasını sağlamaktadır. Bu kişiselleştirilmiş yaklaşım, firmaların pazarlama çabalarını geliştirmelerine ve daha yüksek dönüşüm oranları elde etmelerine yardımcı olmaktadır.
• Instagram ve Facebook gibi platformlarda sosyal ticaret özelliklerinin dahil edilmesi, sosyal medyanın e-ticaretteki büyümesini daha da hızlandırmıştır. Artık şirketler, müşteriler platformdan ayrılmadan ürünlerini doğrudan satabiliyor ve alışverişi zahmetsiz ve rahat hale getirmektedir.
E-ticaretin küresel pazarlara erişimi, işletmelerin ve tüketicilerin dünya çapında ticaret yapma yeteneklerini büyük ölçüde artırmaktadır. E-ticaret, şirketlere dünya genelinde geniş bir müşteri kitlesine ulaşma imkânı tanımaktadır. İnternet üzerinden satış yaparak coğrafi sınırlamaları aşabilir ve potansiyel müşterilere daha etkili bir şekilde ulaşabilmektedir. Çeşitli kültürlerden ve bölgelerden gelen tüketicilere ulaşma olanağı sunan e-ticaret, ürün ve hizmetlerin farklı pazarlarda talep görmesine ve çeşitli gelir kaynaklarına ulaşmalarına yardımcı olabilmektedir. Aynı zamanda internet, dil engellerini aşmak için bir platform sağlamaktadır. Çevrimiçi çeviri araçları ve çok dilli web siteleri, müşterilerle daha etkili iletişim kurmayı sağlamaktadır.
Sosyal medya platformları, işletmelerin markalarını geniş kitlelere tanıtmak ve bilinirliklerini artırmak için güçlü araçlardır. Görsel ve içerik paylaşımı, marka hikayeleri ve ürün tanıtımları, potansiyel müşterilerle etkileşim kurarak marka bilinirliğini artırabilmektedir. Müşterilerle doğrudan etkileşim kurma ve geri bildirim alma imkânı sağlamaktadır. Bu, müşteri bağlılığını artırabilir ve potansiyel müşterilerin satın alma kararı almalarına yardımcı olabilmektedir. Sosyal medya reklamları, hedef kitlenize özel kampanyalar oluşturmanıza ve indirimler, promosyonlar gibi teşviklerle müşterilerin ilgisini çekmenize olanak tanımaktadır. Bu, kullanıcıların sosyal medya üzerinden ürünleri görüntüleyip satın alabilmelerine olanak tanımaktadır. Ayrıca; e-ticaretteki satın alma, inceleme ve pek çok çeşitli ürünü kısa sürede aynı sayfa üzerinde görme ve değerlendirme olanağı sunması, müşterilerin daha hızlı ve efektif şekilde satın alma işlemlerini gerçekleştirmelerine olanak vermektedir.
Özetleyecek olursak; hem müşteri hem de üretici için e-ticaret platformlarının sağladığı imkan ve kolaylıklar, hızlı aksiyon alınmasına yardımcı olacak araçlar, takip süreçleri, platformun hem üreticiye hem de müşteriye sağladığı güvence ve mesafelerin ortadan kalkması, e-ticaretin kendi yükselişinin yanında ortak hareket ettikleri sosyal medyanın da bu amaca olumlu anlamda dönüşmesine neden olarak hem müşteri deneyimini geliştirir hem de üreticiler için altın değerinde istatistik bilgileri ve potansiyel müşteri hedeflemeleri sağlamaktadır.
Dijital Reklamcılıkta ve Dijital Pazarlamada Sürdürülebilirlik


Son yıllarda sıklıkla duyduğumuz ve karşımıza çıkan kavramlardan biri “Sürdürülebilirlik”
Hızlı değişen dünyamızda başta iklim değişikliği sorunları ve çevresel sorunlar artık sadece günlük hayatımızı olumsuz etkilemekle kalmıyor. Aldığımız kararlardan tercihlerimize kadar pek çok alanda hayatımıza sirayet etmiş durumda görülmektedir...
Son yıllarda sıklıkla duyduğumuz ve karşımıza çıkan kavramlardan biri “Sürdürülebilirlik”
Hızlı değişen dünyamızda başta iklim değişikliği sorunları ve çevresel sorunlar artık sadece günlük hayatımızı olumsuz etkilemekle kalmıyor. Aldığımız kararlardan tercihlerimize kadar pek çok alanda hayatımıza sirayet etmiş durumda görülmektedir.
Konunun öneminin hızlıca farkına varan ve insanlardaki olumlu yaklaşımı ve talebi yakalamaya çalışan markalar ve dijital reklam ajansları da pazarlama stratejilerinde artık sıklıkla bu kavramı öne çıkaran yaklaşımlar içerisinde yer almaktadırlar.
Çünkü sürdürülebilirlik, artık sadece bir trend olmaktan çıkmış, markaların ve reklam verenlerin rekabet avantajı yakalamaya çalıştığı ve kendilerini buna göre konumlandırmaya çalıştığı bir kavram olarak her geçen gün etkisini hissettirmektedir.
Çevresel sorunlara duyarlı, özellikle doğaya saygılı, geri dönüşümlü malzemelerden üretilen ürünler gibi yenilikçi kampanyalar sunan ve destekleyen markalar, hiç şüphesiz 21. Yüzyılın öncelikli ve önde pozisyon alan markaları olarak tarihe geçmeleri beklenmektedir.
Günümüzde dijital reklamcılık, tüketicilerin davranışlarını etkileyebilme potansiyeli sayesinde, genel sera gazı emisyonlarının %90 oranından fazlasına doğrudan ve dolaylı etki etmektedir.
Dolayısıyla bu sorunlara karşı ön alan ve hareket eden markalar hem çevremize ve dünyaya daha yaşanabilir ve sürdürebilir bir gelecek bırakamaya etki edecek hem de tüketicilerin gözünde çok olumlu bir imaj sahibi olacak hem de bu sayede kendileri için uzun vadeli müşteri sadakati de kazanacaklardır.
Markalar bu yönde yapacakları çalışmaları, şeffaf bir şekilde paylaşacakları “dijital karbon ayak izi” gibi metrikleri ölçümleyerek ve bunları raporlayarak tüketicilerin gözünde, kendilerini verilerle de daha etkin bir şekilde ifade edebileceklerdir.
Yine tüketim hayatına yön veren reklam verenler, düzenleyecekleri eğitim programları ve farkındalık çalışmaları ile sürdürebilirlik konusundaki ön olma işlevlerini de yerine getirebileceklerdir.
Yukarıda aktarmaya çalıştığım gibi, dijital reklamcılık sektörü, sürdürülebilirlik konusunda fark yaratacak bir dönüşüm potansiyeline sahiptir. Sektör, hem kendi karbon ayak izini azaltmak, hem de reklam sektörü genelinde daha sürdürülebilir bir gelecek inşa etme kapasitesine sahiptir. Bu hedefe ulaşmak için de sektörün tüm paydaşlarının iş birliği yapması ve yenilikçi çözümleri desteklemesi gerekmektedir.
Ad Fraud Nedir ve Nasıl Önlenir?


Ad Fraud Nedir ve Nasıl Önlenir?
Dijital Reklamda Dolandırıcılığı Anlamak ve Önüne Geçmek
Dijital reklamcılık her geçen gün daha fazla bütçe alan, büyüyen bir sektör. Ancak bu büyüme beraberinde bazı tehditleri de getiriyor. Bunlardan en önemlisi Ad Fraud (Reklam Dolandırıcılığı). Reklamverenlerin bütçelerini boşa harcamasına, kampanya performansının düşmesine ve genel olarak dijital ekosistemin güven kaybetmesine sebep olan ad fraud, günümüzde milyarlarca dolarlık kayıplara yol açmaktadır...
Ad Fraud Nedir ve Nasıl Önlenir? Dijital Reklamda Dolandırıcılığı Anlamak ve Önüne Geçmek
Dijital reklamcılık her geçen gün daha fazla bütçe alan, büyüyen bir sektör. Ancak bu büyüme beraberinde bazı tehditleri de getiriyor. Bunlardan en önemlisi Ad Fraud (Reklam Dolandırıcılığı). Reklamverenlerin bütçelerini boşa harcamasına, kampanya performansının düşmesine ve genel olarak dijital ekosistemin güven kaybetmesine sebep olan ad fraud, günümüzde milyarlarca dolarlık kayıplara yol açmaktadır. Peki, Ad Fraud nedir? Hangi türleri vardır? Ve en önemlisi, nasıl önlenebilir?
Ad Fraud Nedir?
Ad Fraud, dijital reklamlarda sahte tıklamalar, gösterimler ya da etkileşimler yaratılarak reklamverenin yanıltılmasıdır. Gerçek kullanıcılar yerine botlar, kötü niyetli yazılımlar veya hileli yayıncılar aracılığıyla gerçekleştirilen bu dolandırıcılık türü, reklamverenlerin bütçelerini çalar ve verimsiz kampanya sonuçlarına neden olmaktadır.
Ad Fraud Türleri
• Click Fraud (Tıklama Dolandırıcılığı)
Botlar ya da kötü niyetli kişiler tarafından sahte tıklamalar yapılır. Amaç, reklamverenin bütçesini tüketmektir.
• Impression Fraud (Gösterim Dolandırıcılığı)
Gerçek kullanıcıya ulaşmadan gösterim sayısını artırmaya yönelik sahte trafik yaratılmaktadır.
• Install Fraud (Uygulama Kurulum Dolandırıcılığı)
Mobil uygulama reklamlarında botlar ya da insan tıklama çiftlikleri tarafından sahte kurulumlar yapılmaktadır.
• Domain Spoofing (Alan Adı Sahtekarlığı)
Düşük kaliteli veya sahte siteler, premium siteler gibi gösterilerek reklamverenler kandırılmaktadır.
• Ad Stacking (Reklam Yığımı)
Birden fazla reklam aynı alanın üzerine yığılır, yalnızca en üstteki görünürken hepsi görüntülenmiş gibi sayılmaktadır.
Ad Fraud’un Zararları
• Bütçe kaybı
• Kampanya performansının yanlış ölçülmesi
• ROI (Yatırım Getirisi) düşüşü
• Marka güvenliğinin zedelenmesi
• Dijital reklamcılığa olan güvenin azalması
Ad Fraud’u Önlemek İçin Ne Yapılabilir?
1. Güvenilir Yayıncılarla Çalışmak
Sertifikalı, şeffaf ve güvenilir yayıncı ağları tercih edilmelidir. Kaliteli sitelerde reklamların yayınlanması, dolandırıcılığı minimize etmektedir.
2. 3. Parti Doğrulama Araçları Kullanmak
Ad fraud tespitinde uzmanlaşmış araçlar (örneğin: DoubleVerify, IAS, MOAT) ile reklam trafiği sürekli olarak izlenmelidir.
3. IP ve Device ID Filtreleme
Sürekli aynı IP’den ya da cihazdan gelen tıklamalar tespit edilip engellenebilmektedir.
4. CAPTCHA ve Bot Filtreleme
Gerçek kullanıcı ile botları ayırt eden sistemler (CAPTCHA gibi) ile sahte etkileşimler engellenebilmektedir.
5. Şüpheli Trafiği Analiz Etmek
Anormal tıklama oranları, alışılmadık saatlerde artan trafik ya da düşük dönüşüm oranları varsa, bu kaynaklar gözden geçirilmelidir.
6. Programatik Reklamda Özel Whitelist/Kara Liste Kullanımı
Reklamların yalnızca belirli, güvenilir sitelerde gösterilmesi sağlanabilmektedir.
7. Machine Learning Destekli Tespit Sistemleri
Reklam trafiğindeki kalıpları öğrenerek şüpheli davranışları proaktif olarak tespit eden yapay zeka çözümleri kullanılabilmektedir.
Sonuç
Ad fraud, dijital reklamcılık dünyasında göz ardı edilmemesi gereken bir tehdit. Ancak doğru strateji, teknoloji ve iş ortakları ile bu tehdidin önüne geçmek mümkündür. Reklam bütçenizi korumak, kampanyalarınızın gerçek performansını görmek ve dijital ekosistemde güvenli bir yer edinmek için ad fraud’a karşı önlemler almak artık bir zorunluluk olarak kabul edilmektedir.
CTV_Pazar Liderleri ve gelecek öngörüleri


CTV Harcamaları ve Sektörün Devleri
Connected TV (CTV) reklamları; pazar hacmi 2025 yılında 33,35 milyar dolara ulaşacağı öngörülen global reklam harcamalarıyla beraber video reklamcılık ortamını da hızla dönüştürmesi bekleniyor. Bu rakamın 2028 yılına kadar 46,89 milyar dolara ulaşarak geleneksel TV reklamcılığını ilk kez geride bırakması hedefleniyor...
CTV Harcamaları ve Sektörün Devleri
Connected TV (CTV) reklamları; pazar hacmi 2025 yılında 33,35 milyar dolara ulaşacağı öngörülen global reklam harcamalarıyla beraber video reklamcılık ortamını da hızla dönüştürmesi bekleniyor. Bu rakamın 2028 yılına kadar 46,89 milyar dolara ulaşarak geleneksel TV reklamcılığını ilk kez geride bırakması hedefleniyor. Dolayısıyla, video reklam harcamaları söz konusu olduğunda sosyal medya kanal olarak hakimiyetini sürdürürken (sadece Meta’nın 2026 yılına kadar 48,77 milyar dolar video reklam geliri elde edeceği öngörülüyor), CTV’nin istikrarlı ve çift haneli büyümesi, reklamverenlerin stratejilerinde artan öneme sahip olmasını belirtebiliriz.
CTV pazarına YouTube, Amazon ve Disney gibi büyük oyuncular liderlik ediyor. Her birinin 2026’da global reklam gelirlerinin %10’undan fazlasını oluşturması bekleniyor. YouTube’un 9,21 milyar dolarlık net CTV reklam satışıyla pazarın yaklaşık %12’sini oluşturması ve brüt satışlar dahil edildiğinde daha da büyük bir paya sahip olması sürpriz olmayacak diyebiliriz. Hem Amazon hem de Disney, CTV reklam gelirlerinin %10’undan fazlasını elde etmek için kapsamlı platform ve bu platformların hizmetlerinden faydalanacak. Amazon’un büyümesi Prime Video, Fire TV, Twitch ve Freevee tarafından sırtlanırken, Disney’in Hulu, Disney+ ve ESPN’den oluşan networkü göze çarpacaktır.
Öte yandan perakende medya ağları da CTV’nin potansiyelinden faydalanmaya devam edecek. 2025’te 4,99 milyar dolar olan reklam satışlarının 2028’de iki kattan fazla artarak 10,28 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Perakende medyanın genel CTV pazarındaki payı %10,5 ile mütevazı kalmaya devam edecek olsa da, 2024’te sadece %6,6 olan bu büyüme, CTV’nin farklı reklam sektörleri arasında artan cazibesini pekiştirecektir.
Rakamlar ve gelecek öngörüleri
CTV reklam harcamalarının bu yıl 33,35 milyar dolara ulaşması ve 2028 yılına kadar 46,89 milyar dolara yükselere geleneksel TV reklam harcamalarını ilk kez geride bırakması bekleniyor.
CTV reklamcılığı son derece parçalı bir yapıya sahip ve 2026 yılında yalnızca üç büyük şirketin CTV reklam satışlarının %10’undan fazlasını elde etmesi beklenmektedir.
Abonelik tabanlı OTT reklam satışlarının %84,7’si 2026 yılında CTV’den kaynaklanacak ve tüm cihazlarda toplam 16,23 milyar dolar olması öngörülmektedir.
2025 yılında Perakende medya ağlarının (RMN’ler) 4,99 milyar dolarlık CTV reklamı satması beklenirken, bu rakamın 2028 yılında iki kattan fazla artarak 10,28 milyar dolara ulaşması beklenmektedir.
Programatik Reklamcılıkta Hedefleme ve Personalizasyon


Programatik Reklamcılıkta Hedefleme ve KişiselleştirmeProgramatik reklamcılık, dijital reklamların otomatikleştirilmiş bir şekilde alım ve satımını sağlayarak, daha verimli ve hedeflenmiş bir reklam deneyimi sunar. Bu teknolojinin gelişimi, özellikle hedefleme ve personalizasyon stratejilerinin etkin bir şekilde kullanılmasını mümkün kılmıştır.Hedefleme (Targeting)Hedefleme, reklamların doğru kişilere ulaşmasını sağlamak için kullanılan bir tekniktir...
Programatik Reklamcılıkta Hedefleme ve Kişiselleştirme
Programatik reklamcılık, dijital reklamların otomatikleştirilmiş bir şekilde alım ve satımını sağlayarak, daha verimli ve hedeflenmiş bir reklam deneyimi sunar. Bu teknolojinin gelişimi, özellikle hedefleme ve personalizasyon stratejilerinin etkin bir şekilde kullanılmasını mümkün kılmıştır.
Hedefleme (Targeting)
Hedefleme, reklamların doğru kişilere ulaşmasını sağlamak için kullanılan bir tekniktir. Programatik reklamcılıkta, kullanıcı davranışları, demografik bilgiler, coğrafi konum, cihaz türü gibi veriler kullanılarak daha hassas bir hedefleme yapılabilir. Örneğin, bir kişi belirli bir ürünü aradıysa, bu kullanıcıya ilgili ürün reklamları gösterilebilir. Hedefleme, reklam bütçesinin daha verimli kullanılmasına yardımcı olur ve reklamların yalnızca potansiyel müşterilere ulaşmasını sağlar.
Kişiselleştirme
Kişiselleştirme, her bir kullanıcının ilgi alanlarına, önceki davranışlarına ve tercihlerine göre özelleştirilmiş reklam deneyimleri sunma sürecidir. Bu, bir kullanıcıya özel içerikler ve teklifler sunarak, reklamın etkisini artırır. Programatik reklamcılıkta kişiselleştirme, kullanıcıların önceki etkileşimlerinden elde edilen verilerle gerçekleşir. Örneğin, bir e-ticaret sitesinde alışveriş yapan bir kullanıcıya, daha önce görüntülediği ürünlerle ilgili kampanyalar sunulabilir. Böylece, reklamın bireysel kullanıcıya daha yakın ve etkili olması sağlanır.
Sonuç
Programatik reklamcılık, hedefleme ve kişiselleştirme teknikleriyle, reklamcılığın daha verimli ve etkili bir hale gelmesini sağlamaktadır. Hedefleme, doğru kişilere ulaşmayı sağlarken, kişiselleştirme, her kullanıcıya özel bir deneyim sunarak dönüşüm oranlarını artırır. Bu iki strateji, markaların daha doğru bir şekilde reklam bütçelerini yönetmelerine ve tüketiciyle güçlü bir bağ kurmalarına olanak tanır.
Yapay Zeka İletişiminde ChatGPT


OpenAI tarafından geliştirilen, yapay zekâya dayalı bir sohbet robotudur. Robot, kendisine sorduğunuz soruları karşınızda bir insan varmış gibi cevaplayabilmektedir...
Yapay Zeka İletişiminde ChatGPT
OpenAI tarafından geliştirilen, yapay zekâya dayalı bir sohbet robotudur. Robot, kendisine sorduğunuz soruları karşınızda bir insan varmış gibi cevaplayabilmektedir. Ayrıca, ChatGPT hangi dilde yazdığınızı anlayabilir, sizin için açıklayıcı yazılar oluşturabilir, farklı programlama dillerinde programlar yazabilir ve gerektiğinde hataları ayıklayabilmektedir.
ChatGPT, internet üzerinden öğrendiği bilgileri derleyip tatmin edici cevaplar verebilmektedir. Bunlar aslında Google arama motoru üzerinden de erişilebilen cevaplar olarak görülmektedir. Aralarındaki fark ise Google aranan konu ile ilgili tüm seçenekleri yani birbirinden farklı kaynakları kullanıcıya sunarken, ChatGPT bir dizi tahminde bulunarak ulaştığı tek bir cevabı çok daha hızlı bir şekilde kullanıcıya sunmaktadır. Tabii ki soruları cevaplarken kaynak belirtmemekte olup, İnternetteki bilgilerle eğitilen ChatGPT, cümleleri kelime kelime oluştururken ve her bir kelimeden sonra gelmesi gereken en muhtemel ifadeyi seçerek ilerlemektedir.
GPT-4 ve ChatGPT gibi gelişmiş yapay zeka modelleri, teknoloji endüstrisinde sürdürülebilir ve etkili bir geleceği müjdelemektedir. Bu modellerin sunduğu inovasyon ve dönüşüm, teknoloji sektöründe yıllık %35’lik bir inovasyon artışı sağlıyor, bu da sektörün daha da ileriye gitmesine ve yeni kariyer fırsatlarının ortaya çıkmasına olanak tanımaktadır.
Bu genişletilmiş içerik, GPT-4 ve ChatGPT’nin teknoloji sektöründeki etkilerini ve bu modellerin sektörde nasıl bir dönüşüm yarattığını detaylı bir şekilde ortaya koyuyor. Teknoloji dünyasının bu iki büyük oyuncusu, sektörün geleceğini şekillendirmekte ve teknoloji profesyonelleri için yeni ve heyecan verici fırsatlar sunmaktadır.
CTV; Tanımı, Geleceği ve Piyasadaki Payı


CTV, internete bağlı olan, kullanıcıların gerek video gerekse müzik içeriklerini izlemesine ve web’te gezinmesine izin veren cihazları ifade etmektedir.Diğer bir ifadeyle, CTV, internet erişimi olan televizyonlara verilen isimdir. Bu erişim smart TV özelliğiyle, streaming cihazlarıyla veya oyun konsolları aracılığıyla sağlanabilmektedir...
CTV, internete bağlı olan, kullanıcıların gerek video gerekse müzik içeriklerini izlemesine ve web’te gezinmesine izin veren cihazları ifade etmektedir.
Diğer bir ifadeyle, CTV, internet erişimi olan televizyonlara verilen isimdir. Bu erişim smart TV özelliğiyle, streaming cihazlarıyla veya oyun konsolları aracılığıyla sağlanabilmektedir.
Günümüzde kullanım oranı her geçen gün artan CTV popülaritesi özellikle pandemi döneminde daha fazla insanın başta Netflix ve Youtube gibi yayın platformlarına yönlenmesiyle başlamış durumdadır.
Artık İnternet teknolojisi, TV kanallarının yayıncılıktaki tekeline son verdiği için video tüketim alışkanlıklarımızı da değiştirmektedir.
Bu noktada;
CTV reklamları, streaming içeriklerinde gösterilen bir dijital reklam biçimidir.
Yine CTV reklamcılığı için de şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki;
CTV reklamı, markaların kitlelerle zaten içerik tükettikleri yerlerde bağlantı kurmalarına yardımcı olabilir. Bu, marka erişimini fiziksel veya çevrim içi mağazalardaki müşterilerin ötesine, web sitelerinde ve videolarda çeşitli yerlerde içerik görüntüleyen kitlelere genişletebilen bir dijital reklam biçimidir. Bu izleyicileri göz önünde bulundurarak, reklamverenler ve tedarikçiler markalarının erişim kapsamını daha da genişletebilmektedir.
CTV, reklamverenlere optimize edilmiş reklam fiyatları ve yerleştirmeleri sağlamak için otomatik bir sistem kullanır. Video tamamlanma oranı (VCR) ve tamamlanan görüntüleme başına maliyet (CPCV) gibi pazarlama istatistikleri, CTV programatik reklamcılığındaki fiyatlandırma sürecinin bir örneğidir. CPCV, tamamlanan her reklamın fiyatını ölçer. Birçok streaming hizmeti reklamların atlanmasına izin vermediğinden, CTV reklamlarının VCR’leri çok yüksek olma eğilimindedir.
CTV’nin diğer ölçümleri arasında marka erişimi, kitlenin kapsamı ve marka algısını ve beğenilirliğini irdeleyen Brand Lift yer alır. CTV reklamları, kablolu yayın aboneliklerini iptal eden kullanıcılar ile dijital içerik tüketicilerinden oluşan geniş kitleye erişerek hem marka erişimini hem Brand Lift’i iyileştirmeye yardımcı olabilmektedir.
Dolayısıyla geçen sene başına kadar “nispeten emekleme döneminde” diyebileceğimiz CTV Programatik reklamcılığı, her geçen gün “altın çağını” yaşamaya ve bu altın çağını hızla yükseltme döneminde bulunmaktadır.
CTV izleyici kitlesi dünya genelinde 1.1 milyar kişiye ulaşmış durumda ve ABD’de yetişkinlerin %83’ü Connected TV cihazlarına erişim sağlamaktadır.
CTV reklam harcamalarının 2024 yılı sonunda $23 milyara ulaşması beklenmekte olup 2025 yılına gelindiğinde bu rakamın $34.49 milyara çıkacağı öngörülmektedir.
CTV’nin 2029 yılına kadar tüm televizyon reklam gelirlerinin %51.5’ini oluşturacağı tahmin edilmektedir.
Dijital Pazarlamada Rakip Analizi Önemi


Dijital Pazarlamada Rakip Analizi ÖnemiRakip analizi, pazarlama stratejisinde en temel unsurlardan biri olarak şirketlerin rakiplerinin ne tür yaklaşımlar izlediğini ya da hangi yöntemlere bağlı olduğunu görmeye yardımcı olmaktadır. Rakip analizi, güçlü ve zayıf yönleri ortaya çıkarmak için rakiplerin özelliklerini incelemeyi ve stratejilerini analiz etmeyi ifade etmektedir. Dijital pazarlamada rekabet analizi için de aynı tanım geçerlidir...
Dijital Pazarlamada Rakip Analizi Önemi
Rakip analizi, pazarlama stratejisinde en temel unsurlardan biri olarak şirketlerin rakiplerinin ne tür yaklaşımlar izlediğini ya da hangi yöntemlere bağlı olduğunu görmeye yardımcı olmaktadır. Rakip analizi, güçlü ve zayıf yönleri ortaya çıkarmak için rakiplerin özelliklerini incelemeyi ve stratejilerini analiz etmeyi ifade etmektedir. Dijital pazarlamada rekabet analizi için de aynı tanım geçerlidir.Rakip analizi, sektördeki rakipleri araştırmanın yanı sıra farklı pazarlama stratejilerini öğrenme ve belirleme süreci olarak da tanımlanabilmektedir.
Sektördeki en son trendleri ve pazar dinamiklerini izlemek, teknolojik gelişmeler ve tüketici davranışlarındaki değişiklikler gibi faktörleri içerir ve dijital pazarlama stratejilerinizi nasıl uyumlaştırmanız gerektiği konusunda yol göstermektedir. Müşteri katılımı ve marka bilinirliği, sosyal medya etkileşimleri, müşteri yorumları ve topluluk yönetimi uygulamaları üzerinden incelenmektedir. Bu analiz aynı zamanda rakiplerinizin gelir artırma stratejilerini de ele alır, bu da çapraz ve yukarı satış taktikleri, abonelik modelleri ve müşteri sadakat programları gibi çeşitli yaklaşımları kapsamaktadır. Tüm bu bilgiler, sektörünüzdeki trendleri takip etmenize, marka bilinirliğinizi artırmanıza, müşteri katılımını güçlendirmenize ve en önemlisi gelirinizi artıracak dijital stratejileri belirlemenize yardımcı olacaktır.
SEO (Arama Motoru Optimizasyonu), web sitenizin arama motorlarında daha yüksek sıralamalarda yer almasını sağlayan bir pazarlama stratejisidir. SEO performansı, web sitenizin arama motorlarında ne kadar iyi göründüğünü ve ne kadar çok ziyaretçi çektiğini gösteren bir ölçüttür.
Rakiplerinizin SEO performanslarını analiz etmek, kendi web sitenizi iyileştirmek için faydalı olabilir. Rakiplerinizin hangi anahtar kelimeleri kullandığını, hangi içerik türlerini ürettiğini, hangi backlinkleri aldığını ve hangi teknik faktörleri optimize ettiğini öğrenerek, kendi SEO stratejinizi geliştirebilirsiniz.
Perakende Medya Nedir


Pazarlama ve iletişim sektörü profesyonelleri son üç senedir perakende medyanın yükselişine tanıklık ediyor. Kimi çevrelerce dijital pazarlamanın 3. büyük dalgası olarak kabul edilen “perakende medya” markalara hedef kitlelerinin karşısına doğru zamanda ve doğru yerde çıkma imkanı tanıyor...
Pazarlama ve iletişim sektörü profesyonelleri son üç senedir perakende medyanın yükselişine tanıklık ediyor. Kimi çevrelerce dijital pazarlamanın 3. büyük dalgası olarak kabul edilen “perakende medya” markalara hedef kitlelerinin karşısına doğru zamanda ve doğru yerde çıkma imkanı tanıyor. Perakendenin en güçlü kası olan “data”yı kısaca açıklayacağız.
Dijital pazarlamanın yeni trendi olarak görülen perakende medyanın popülaritesi, Covid-19 salgınıyla birlikte ivme kazanan dijitalleşme çalışmalarına, 3rd party cookielerin hayatımızdan yavaş yavaş çıkacak olması da eklenince durdurulamaz bir güce erişti. Tüketicilerin hangi ürünü, ne zaman ve nasıl istedikleri konusunda geniş insightlara sahip olan perakende şirketlerinin elindeki “data” abartısız bir ifadeyle altına dönüşmektedir.
“Perakende medya” terimi, bir reklamın perakende satıcısının medya ağına yerleştirilmesini ifade ediyor. İlgili hedef kitlelere ulaşmak amacında olan üçüncü taraf işletmeler, bu dijital mecralardaki reklam kampanyalarını oluşturmak ve yönetmek için perakendeciyle iş yapmak durumunda. Özellikle; FMCG (hızlı tüketim mal grubu) sektörü için bu medya alanı benzersiz bir değer taşıyor. Ev ihtiyaçlarını bitmek bilmez bir döngüde sepetine ekleyen bir tüketicinin her hafta düzenli olarak alışveriş yaptığı kategorilerde ürün sunan markaların tam bu alışveriş esnasında tüketicinin karşısına çıkma fırsatı çok büyük bir cazibe barındırıyor.
Dijital pazarlama mecralarında cookielerin işlevlerini gittikçe kaybetmesiyle birlikte, gerçek tüketici içgörülerine sahip olan perakende şirketleri; iletişim kanallarını etkili bir şekilde kullanmayı başarıyor. Hem doğru tüketici sinyalleri hem de alışveriş yapmaya niyetli oldukları esnada kendileriyle doğru iletişimde bulunulması, iş sonuçlarına olumlu bir şekilde yansıyor.
2025 Yılında Dijital Reklam Dünyası ve Programatik Reklamcılığın Geleceği


2025 Yılında Dijital Reklam Dünyası ve Programatik Reklamcılığın GeleceğiDijital reklamcılık ve programatik reklamcılık, 2025 yılında hem teknolojik hem de stratejik anlamda önemli dönüşümlere sahne olmaya devam ediyor. Veriye dayalı karar alma, yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi (ML) gibi gelişmiş teknolojilerin sektöre daha fazla entegre olmasıyla, reklamcılar için yeni fırsatlar ve zorluklar ortaya çıkıyor...
2025 Yılında Dijital Reklam Dünyası ve Programatik Reklamcılığın Geleceği
Dijital reklamcılık ve programatik reklamcılık, 2025 yılında hem teknolojik hem de stratejik anlamda önemli dönüşümlere sahne olmaya devam ediyor. Veriye dayalı karar alma, yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi (ML) gibi gelişmiş teknolojilerin sektöre daha fazla entegre olmasıyla, reklamcılar için yeni fırsatlar ve zorluklar ortaya çıkıyor. Bu yazıda, dijital reklam dünyasının 2025’teki trendlerini, programatik reklamcılığın nasıl şekillendiğini ve bu dönüşümün iş dünyasına olan etkilerini inceleyeceğiz.
1. Gizlilik ve Veri Yönetimi Ön Planda
Gizlilik Düzenlemeleri Artıyor
2025 yılı itibarıyla, tüketicilerin veri gizliliği talepleri ve yasal düzenlemeler reklam dünyasını yeniden şekillendiriyor. Avrupa’daki GDPR ve Amerika’daki CCPA gibi düzenlemeler, markaların veri toplama ve işleme süreçlerini daha şeffaf hale getirmesini gerektiriyor. Ayrıca üçüncü taraf çerezlerin tamamen kaldırılması, reklam hedeflemede önemli bir dönüm noktası olacaktır.
Reklamcılar, birinci taraf veri stratejileri geliştirmeye ve tüketicilerle daha doğrudan bağlantı kurmaya odaklanıyor. CRM verileri, sadakat programları ve etkileşim tabanlı içerikler, markaların hedef kitlelerini daha iyi anlamasına olanak tanıyacaktır.
2. Yapay Zeka ve Otomasyon Daha Fazla Rol Oynuyor
AI Destekli Hedefleme
Yapay zeka ve makine öğrenimi, programatik reklamcılığın geleceğinde kilit bir rol oynuyor. 2025’te reklam kampanyalarının optimizasyonu, AI modelleri sayesinde anlık olarak yapılabilecek. Bu, sadece daha iyi hedefleme değil, aynı zamanda bütçe yönetiminde daha yüksek verimlilik anlamına da gelmektedir.
Örneğin, reklam verenler artık yapay zeka ile:
• Tüketicilerin davranışlarını daha iyi tahmin edebilir.
• Reklam içeriklerini gerçek zamanlı olarak kişiselleştirebilir.
• Doğru kanallara doğru bütçe tahsis edebilir.
Metaverse ve AI Destekli Sanal Ortamlar
AI’nin, metaverse gibi sanal ortamlarda da aktif bir şekilde kullanılması bekleniyor. Reklamcılar, sanal dünyalarda dinamik ve etkileşimli reklamlar sunarak tüketicilerle daha duygusal bir bağ kurabilecektir.
3. Connected TV (CTV) ve Video Reklamcılığın Yükselişi
Programatik TV Reklamları
2025 yılında, Connected TV (CTV) reklamcılığı programatik reklam dünyasında büyük bir pazar payına sahip olacak. Akıllı televizyonlar ve dijital yayın platformlarının artan kullanımı, TV reklamlarını daha hedeflenebilir ve ölçülebilir hale getiriyor. Reklamcılar, geleneksel televizyon reklamlarının geniş erişimini, dijital reklamların kesin hedefleme yetenekleriyle birleştirme şansı yakalamaktadır.
Kısa ve Etkileşimli Video Reklamları
Tüketicilerin dikkat süresinin azalmasıyla birlikte, kısa ama etkili video reklamlarının popülerliği artacak. TikTok, Instagram Reels gibi platformlarda başarıya ulaşan bu format, diğer medya kanallarında da kendine yer bulacaktır.
4. Veri ve Analitik Daha Stratejik Hale Geliyor
2025’te, programatik reklamcılığın başarısı, anlamlı veri analitiğine dayalı olacak. Gelişmiş araçlar ve platformlar sayesinde, reklamcılar artık:
• Reklamların performansını daha hassas bir şekilde ölçebilir.
• Tüketici yolculuğunda hangi temas noktalarının en etkili olduğunu anlayabilir.
• Kampanya optimizasyonunu dinamik bir şekilde gerçekleştirebilir.
Bununla birlikte, önleyici analitik ve tahminsel analitik gibi yöntemlerle, tüketicilerin gelecekteki ihtiyaçlarını ve davranışlarını önceden tahmin etmek mümkün olacaktır.
5. Çapraz Kanal Entegrasyonu ve Omnichannel Yaklaşım
Kanallar Arasında Daha Tutarlı Bir Deneyim
Dijital reklam dünyası, 2025’te tamamen çapraz kanal entegrasyonu ve omnichannel stratejiler ile şekilleniyor. Markalar, tüketicilere reklamlarını farklı kanallarda (web, mobil, sosyal medya, CTV) kesintisiz ve tutarlı bir şekilde sunmaya odaklanmaktadır.
Sesli Arama ve Akıllı Hoparlörler
Sesli asistanlar ve akıllı hoparlörlerin yaygınlaşması, sesli reklamcılık alanında yeni fırsatlar yaratıyor. Sesli komutlarla yapılan aramalara dayalı hedefleme, markaların tüketicilere daha kişisel bir şekilde ulaşmasını sağlamaktadır.
6. Sürdürülebilir Reklamcılık ve Etik Yaklaşımlar
Tüketicilerin çevre bilincinin artması, reklam dünyasında sürdürülebilirlik kavramını ön plana çıkarıyor. Markalar, sürdürülebilir reklam kampanyalarıyla hem çevresel etkilerini azaltmaya hem de tüketici güvenini kazanmaya çalışmaktadır.
Karbon Ayak İzini Azaltma
Dijital reklamcılıkta kullanılan veri merkezleri ve teknolojiler, büyük enerji tüketimine neden oluyor. 2025’te, daha çevreci veri merkezleri ve enerji verimli reklam teknolojilerinin kullanımı yaygınlaşacaktır.
Sonuç
2025, dijital reklam dünyası ve programatik reklamcılık için hem heyecan verici hem de zorlu bir yıl olacak. Tüketicilerin artan beklentileri ve teknolojik ilerlemeler, markaları daha yaratıcı, veri odaklı ve etik yaklaşımlar benimsemeye zorluyor. Yapay zeka, metaverse, CTV ve sürdürülebilirlik gibi trendler, sektörün evrimini belirleyen başlıca faktörler arasında yer alacaktır.
Reklamcılar için anahtar, değişime ayak uydurmak ve yenilikçi çözümler geliştirmek. Çünkü dijital reklamcılık dünyası, sadece mevcut teknolojiyi takip edenlerin değil, geleceği şekillendirenlerin başarısına sahne olacaktır.
2024 Programatik Reklamcılık Trendleri ve Yenilikler


Programatik reklamcılık, teknoloji ve tüketici alışkanlıklarındaki değişimlerle hızla gelişmeye devam etmektedir. 2024, bu sektörde birçok yenilik ve trendin ön plana çıktığı bir yıl olacak...
2024 Programatik Reklamcılık Trendleri ve Yenilikler
Programatik reklamcılık, teknoloji ve tüketici alışkanlıklarındaki değişimlerle hızla gelişmeye devam etmektedir. 2024, bu sektörde birçok yenilik ve trendin ön plana çıktığı bir yıl olacak. İşte güncel gelişmeler ve sektör dinamikleri:
1. Yapay Zeka ve Otomasyonun Artan Rolü
Yapay zeka (AI), programatik reklamcılığın vazgeçilmez bir parçası haline gelmektedir. AI, müşteri segmentasyonu, gerçek zamanlı teklif optimizasyonu ve yaratıcı içerik üretiminde daha etkili hale gelmektedir. Ancak, AI tabanlı içerik üretiminin düşük kaliteli reklam envanteri riskini artırabileceği endişesi, medya satın alıcılarını dikkatli davranmaya zorlamaktadır. Yine de AI, kişiselleştirilmiş reklam deneyimleri sunarak müşteri sadakatini artırıyor ve marka başarısını desteklemektedir.
2. Bağlı TV ve Video Reklamcılığın Yükselişi
Bağlı TV (CTV) ve dijital video reklamcılığı, programatik bütçelerde önemli bir yer tutmaktadır. 2024’te ABD’deki CTV programatik video reklam harcamalarının %18 artması bekleniyor. Geleneksel TV izleyici kitlesi azalmaya devam ederken, reklama dayalı video içeriklere olan ilgi artmaktadır. Bu trend, markaların hedef kitleleriyle bağlantı kurmasını kolaylaştırmaktadır.
3. Çerezsiz Geleceğe Hazırlık
Üçüncü taraf çerezlerin sona ermesi, reklamcıları yeni kimlik çözümleri geliştirmeye yöneltmektedir. Alternatifler arasında birinci taraf verilerin daha etkin kullanımı, evrensel kimlikler ve bağlamsal hedefleme yer almaktadır. Google’ın Privacy Sandbox gibi çözümleri, reklamcılığın etkili kalmasını sağlarken veri gizliliğine saygı duymayı amaçlamaktadır.
4. Sürdürülebilirlik ve Şeffaflık
Reklamcılar, sürdürülebilirlik girişimlerini artırarak karbon ayak izlerini azaltmaya odaklanmaktadır. Aynı zamanda, medya kalitesi, marka güvenliği ve veri gizliliği konularında şeffaflık, tüketici güvenini sağlamak için kritik öneme sahip. Çevresel sürdürülebilirlik, sektörün geleceği için kilit bir odak alanı olmaya devam etmektedir.
5. Yeni Teknolojiler: AR ve VR
Artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR), benzersiz reklam deneyimleri yaratmak için kullanılmaktadır. Örneğin, kullanıcılar ürünleri evlerinde deneyimleyebilir veya sanal showroom’ları gezebilir. Bu yenilikler, markaların müşteriyle daha güçlü bağlar kurmasına olanak tanımaktadır.
6. Programatik Reklamcılıkta Büyüyen Kanallar
Uygulama içi ve oyun içi reklamlar, etkileşimli ve ödül tabanlı formatlarla hızla büyümektedir. Bu, reklamcıların geniş bir demografiye ulaşmasını sağlamaktadır. Ayrıca, dijital dış mekan (DOOH) reklamcılığı, programatik sistemlerle entegre olarak daha fazla tercih edilmektedir.
Sonuç
2024, programatik reklamcılıkta büyüme ve yeniliklerin damga vurduğu bir yıl olmaya aday. Yapay zeka, veri gizliliği çözümleri ve bağlı TV gibi alanlar, markaların stratejilerini yeniden şekillendirmeye devam edecektir. Şeffaflık ve sürdürülebilirlik konularındaki ilerleme ise, sektörde güven inşa etmek açısından büyük önem taşımaktadır.
Programatik reklamcılığın bu evrimsel süreci, hem reklamcılar hem de tüketiciler için daha etkili ve güvenli bir deneyim vaat etmektedir.
Türkiye 2024 İlk 6 Ay Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları Raporu Yayınlandı!


Türkiye 2024 İlk 6 Ay Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları Raporu Yayınlandı!Türkiye’de Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları Raporu’na göre 2024 yılının ilk yarısındaki toplam medya ve reklam yatırımları 2023 yılının aynı dönemine göre % 148,6 arttı ve 111,78 milyar TL’ye ulaştı. Medya yatırımlarında en büyük payı geçen yıllardaki gibi bu yıl da dijital medya alırken %71,2 ile tüm mecralarda büyüme yaşandı...
Türkiye 2024 İlk 6 Ay Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları Raporu Yayınlandı!
Türkiye’de Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları Raporu’na göre 2024 yılının ilk yarısındaki toplam medya ve reklam yatırımları 2023 yılının aynı dönemine göre % 148,6 arttı ve 111,78 milyar TL’ye ulaştı. Medya yatırımlarında en büyük payı geçen yıllardaki gibi bu yıl da dijital medya alırken %71,2 ile tüm mecralarda büyüme yaşandı. Oransal olarak en fazla büyüyen mecralar ise sırasıyla dijital, radyo, açıkhava ve televizyon oldu.
Reklamcılar Derneği (RD), Reklamverenler Derneği (RVD), İnteraktif Reklamcılık Derneği (IAB), Açıkhava Reklamcıları Vakfı (ARVAK), Ulusal Radyo Yayıncıları Derneği (URYAD), Mobil Mecralar Araştırma Pazarlama ve Reklamcılık Derneği (MMA TR) ve TİAK adına bağımsız danışmanlık şirketi Deloitte tarafından hazırlanan “Türkiye’de Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları Raporunun kısa özeti şu şekildedir:
Dijital yatırımlar medya yatırımlarında %71,2 paya sahip
2024 yılının ilk yarısında Türkiye’de dijital medya yatırımları ve pazarlama stratejilerinde teknolojinin etkisi daha yoğun hissedildi.
Bu yılın ilk yarısında 3 milyar TL’yi aşan influencer reklam pazarı raporda artık ayrı bir başlık olarak ele alındı. Geçtiğimiz senelerde dijital pazar içersinde “Diğer” başlığı altında konumlanırken artık eriştiği pazar hacmi sebebiyle raporda yeni bir başlık olarak değerlendirilmeye başlandı. Influencer reklam yatırımları 2023’in aynı dönemine göre %87 artış göstererek 3,1 milyar TL’ye ulaştı. Sosyal medya yatırımları %45’lik artışla 30 milyar 70 milyon TL’ye, Programatik reklam yatırımları ise %61’lik artışla 40 milyar 697 milyon TL’ye ulaştı. Native reklam yatırımları ise %4’lük artışla 2 milyar 678 milyon TL olarak kayıtlara geçti.
Mobil ekranların harcamalardaki payı %78,5
Dijital medya yatırımlarındaki hacmin % 78,5’inin mobil cihazlar üzerinden gerçekleşmesi dikkat çekti. En büyük payı video reklamları alırken (%34 – 22,8 milyar TL) sırasıyla gösterim ve tıklama bazlı (%30 - 19,6 milyar TL) , arama motoru (%18 – 11,8 milyar TL), ilan sayfaları (%8 – 4,98 milyar TL) ve influencer reklamları (%5 – 3,1 milyar TL) video yerleşimlerini izledi. Mobil cihazlarda geçirilen günlük ortalama ekran süresi, 4 saat 26 dakikaya ulaşırken, sosyal medya platformlarında geçirilen zaman ve aktif kullanıcı sayıları, dijital stratejilerin mobil odaklı hale gelmesindeki en büyük sebep olarak kayda geçti. Özellikle sosyal medya reklamları, dijital yatırımlarda önemli bir paya sahip olmayı sürdürdü.
Podcast ve online radyolar da ses yatırımlarını artırdı
Dijital audio reklamları, yılın ilk 6 ayında bir kez daha hızlı bir büyüme gösterdi ve %175 artışla 1,13 milyar TL’lik bir hacme ulaştı. Dijital ses reklamlarındaki bu büyüme, ülkemizdeki podcast dinleyicilerinin sayısının 650 bini geçmesi sonucunda meydana geldi.
Raporun tamamına Reklamcılar Derneği üzerinden erişebilirsiniz:
https://rd.org.tr//Assets/uploads/5cb31159-2c80-446f-98ea-d366c7dbb2dd.pdf
Avrupa’dan Arama Motoru için Büyük Hamle Geliyor


Son yıllarda dijital ortamdaki veri güvenliği kavramı oldukça popüler bir durum haline gelmiştir. İş dünyasında kabul edilen normlardan biri olarak veri güvenliği, şirketlere kayda değer bir rekabet avantajı sağlamaktadır.Diğer bir yandan Google’ın hegemonyası da, diğer ülkeler ve özellikle Avrupa için, ABD merkezli büyük teknoloji firmalarına bağımlılıklarını azaltmak için yeni bir arayışa yol açmaktadır...
Son yıllarda dijital ortamdaki veri güvenliği kavramı oldukça popüler bir durum haline gelmiştir. İş dünyasında kabul edilen normlardan biri olarak veri güvenliği, şirketlere kayda değer bir rekabet avantajı sağlamaktadır.
Diğer bir yandan Google’ın hegemonyası da, diğer ülkeler ve özellikle Avrupa için, ABD merkezli büyük teknoloji firmalarına bağımlılıklarını azaltmak için yeni bir arayışa yol açmaktadır. İşte bu nedenlerden ötürü Avrupalı iki internet arama motoru firması olan Ecosia ve Qwant, Google’a karşı güçlerini birleştirme kararı almıştır.
Amaç da doğal olarak; veri güvenliğini artırmak ve Avrupa’da bağımsız bir arama altyapısı oluşturmak olarak görüşmektedir. Tabi bu ortaklık, veri güvenliğini artırmanın yanında, arama motorları üzerinde de daha fazla kontrol sağlamayı amaçlamaktadır. Ayrıca bu yolla, Google ve Microsoft gibi büyük teknoloji şirketlerine olan bağımlılık azaltılarak Avrupa’da daha bağımsız bir arama altyapısı oluşturulması hedeflenmektedir.
Halihazırda küresel arama motoru pazarının yüzde 90’ndan fazlasına Google hâkim durumdadır. Bu yeni ortaklık ile, ilk olarak 2025 başlarında Fransa’da faaliyete geçerek, Fransızca ve Almanca arama sonuçlarını geliştirmeyi amaçlamaktadır. Ardından Almanya ve diğer Avrupa dillerine de yayılması planlanmaktadır. Bu girişim sonuç itibariyle, Avrupa’nın dijital bağımsızlığını artırmayı hedeflemektedir.
Ortaklık bu girişimle, Microsoft gibi üçüncü taraflardan bağımsız bir altyapı kurmayı amaçlamaktadır. Yapay zekâ teknolojilerinin gelişimi için "şeffaf ve güvenli" bir veri havuzu sunacak olan dizin, diğer bağımsız arama motorları ve teknoloji firmalarına da erişim sağlaması beklenmektedir. İki şirketin birleşme ve yeni bir arama motoru inşa etme kararında büyük firmaların alt yapısına erişmek için ödenen yüksek ücretlerin de etkili olduğunu unutmadan saymamız gerekmektedir.
Bu iki Avrupalı şirketin bir diğer amacı da geliştirilecek yeni arama motoruna ilaveten, yeni yapay zekâ teknolojileri için şeffaf ve daha güvenli bir veri havuzu sunması beklenmektedir.
Hata Ayıklama Nedir?


Hata Ayıklama (Debugging) Nedir?Hata ayıklama (debugging) terimi, 1940’lı yıllarda Harvard Üniversitesi’nde çalışmış Amiral Grace Hopper’ın çalışmalarından doğmuştur. Çalışma arkadaşlarından biri, bir üniversitenin bilgisayarlarından birinin çalışmasını engellediğini gördüğünde onlara sistemi böceklerden (bug) arındırmalarını istemiştir...
Hata Ayıklama (Debugging) Nedir?
Hata ayıklama (debugging) terimi, 1940’lı yıllarda Harvard Üniversitesi’nde çalışmış Amiral Grace Hopper’ın çalışmalarından doğmuştur. Çalışma arkadaşlarından biri, bir üniversitenin bilgisayarlarından birinin çalışmasını engellediğini gördüğünde onlara sistemi böceklerden (bug) arındırmalarını istemiştir. Kayıtlara göre bilgisayar programcıları "bug" ve "debugging" terimlerini ilk kez 1950’lerde ve 1960’ların başında kullandılar ve hata ayıklama terimi programlama topluluğunda yaygın olarak kabul edilmektedir.
Hata ayıklama, herhangi bir yazılımın kaynak kodundaki hataları tespit etme ve düzeltme işlemidir. İşte bu noktada hata ayıklama (debugging) devreye girmektedir. Yazılım veya sitem beklendiği şekilde çalışmadığında, bilgisayar programcıları herhangi bir hatanın neden meydana geldiğini belirlemek için kod üzerinde çalışmaktadır. Yazılımı kontrollü bir ortamda çalıştırmak için hata ayıklama araçları kullanırlar, kodu kontrol ederler; sistem geliştirip sorunu analiz edip düzeltilmektedir. Debugging sistemlerde önemi büyüktür. Faydaları; hataları tespit eder, zaman ve kaynak tasarrufu sağlar, kullanıcı deneyimini iyileştirir, kaliteyi arttırmaktadır.
Bilgisayar programlaması soyut ve kavramsal bir faaliyet olduğundan programlama sırasında hatalar meydana gelmektedir. Bilgisayarlar verileri elektronik sinyaller biçiminde işlemektedir. Programlama dilleri bu bilgileri soyutlar ve böylece insanlar, bilgisayarlarla daha verimli şekilde etkileşim kurabilir. Her türdeki yazılımın birkaç soyutlama katmanı vardır ve bu katmanlardaki farklı bileşenler, bir uygulamanın doğru şekilde çalışması için iletişim kurar. Hatalar oluştuğunda sorunu bulmak ve çözmek zor olabilir. Hata ayıklama araçları ve stratejileri, sorunların daha hızlı çözülmesine ve geliştirici üretkenliğinin artırılmasına yardımcı olabilir. Bunun sonucunda hem yazılım kalitesi hem de son kullanıcı deneyimi iyileşmektedir.
Retargeting Stratejileri


Retargeting Stratejileri: Yeniden Elde Etmenin GücüDijital pazarlamada retargeting, potansiyel müşterileri yeniden kazanmanın etkili bir yolu olarak görülmektedir. Ziyaretçiler bir web sitesini terk ettiklerinde, markalarla yeniden etkileşim kurarak satışlarını artırabilmektedirler. İşte etkili retargeting stratejileri:1. SegmentasyonKullanıcıları davranışlarına göre segmentlere ayırarak daha hedefli mesajlar oluşturun. Örneğin, sepete ekleyenler için farklı bir yaklaşım geliştirirebilirsiniz....
Retargeting Stratejileri: Yeniden Elde Etmenin Gücü
Dijital pazarlamada retargeting, potansiyel müşterileri yeniden kazanmanın etkili bir yolu olarak görülmektedir. Ziyaretçiler bir web sitesini terk ettiklerinde, markalarla yeniden etkileşim kurarak satışlarını artırabilmektedirler. İşte etkili retargeting stratejileri:
1. Segmentasyon
Kullanıcıları davranışlarına göre segmentlere ayırarak daha hedefli mesajlar oluşturun. Örneğin, sepete ekleyenler için farklı bir yaklaşım geliştirirebilirsiniz.
2. Dinamik Reklamlar
Kullanıcıların daha önce görüntülediği ürünleri otomatik olarak gösteren dinamik reklamlar kullanarak ilgiyi artırabilirsiniz.
3. E-posta Retargeting
Web sitenizden ayrılan kullanıcılara özel e-posta göndererek onları geri çekin. İlgili ürünler veya indirimler sunabilirsiniz.
4. Sosyal Medya Reklamları
Facebook ve Instagram gibi platformlarda retargeting yaparak marka bilinirliğinizi artırabilirsiniz.
5. Zamanlamayı Optimize Etme
Reklamlarınızı kullanıcıların geri dönüş yapma olasılığının en yüksek olduğu zaman dilimlerinde gösterebilirsiniz.
6. Farklı Reklam Formatları Kullanma
Video ve carousel reklamlar gibi çeşitli formatları deneyerek hangisinin en iyi performansı gösterdiğini belirleyebilirsiniz.
7. Kampanya Süresini Ayarlama
Kampanyalarınızın süresini dikkatlice belirleyin. Genelde 30 ila 90 gün arası bir süre ideal olarak görülmektedir.
Sonuç
Retargeting, doğru stratejilerle uygulandığında markalar için önemli bir avantaj sağlar. Hedef kitlenizi iyi tanıyarak ve uygun içerikler sunarak dönüşüm oranlarınızı artırabilirsiniz.
Click Fraud konusunda nelere dikkat etmeli


Öncelikle Click Fraud nedir?Reklamlara gerçekten gösterilen bir ilgi olmadan kötü niyetle clickleyen otomatik botlar, rakipler veya bireyler tarafından yapılan bir aldatma taktiğidir. Reklam bütçenize neden zarar verir ve neden önemlidir?Bu yazıda brand safety toolu üzerinden analiz yapma şansımız olmadığında rapor arayüzünde hangi metriklere dikkat etmemiz gerektiğini paylaşılacaktır...
Öncelikle Click Fraud nedir?
Reklamlara gerçekten gösterilen bir ilgi olmadan kötü niyetle clickleyen otomatik botlar, rakipler veya bireyler tarafından yapılan bir aldatma taktiğidir. Reklam bütçenize neden zarar verir ve neden önemlidir?
Bu yazıda brand safety toolu üzerinden analiz yapma şansımız olmadığında rapor arayüzünde hangi metriklere dikkat etmemiz gerektiğini paylaşılacaktır.
Fraud İşaretleri – Nelere Dikkat Etmeli?
Olağan dışı Oranlarda Tıklama Oranları (CTR): Eğer conversionlar tarafında karşılık bulamayan bir şekilde CTR’da ani ve yüksek bir artış gözlemlerseniz, bu bir uyarı olabilir. Click fraud, CTR’ı yapay olarak aşırı derecede yükseltir.
Anormal Lokasyonlardan Gelen Tıklamalardaki Artış: Clicklerinizin konumunda anormallikler fark ediyorsanız, örneğin belirli bir bölgeye odaklanmışken beklenmeyen yerlerden gelen clicklerde bir artış varsa, bu sahte clicklerin bir işareti olabilir.
Sürekli Düşük Dönüşüm Oranları: Yüksek clicklere rağmen dönüşüm oranlarınızın sürekli düşük seyretmesi, click fraud’un göstergesi olabilir. Gerçek ilgi genellikle conversionlara da dönüşür, bu sebeple olağan dışı düşük conversion oranları sahte clickleri gösterebilir.
Clicklerin Zamanındaki Anormallikler: Clicklerin zamanlamasındaki garip paternler şüpheli olabilir. Örneğin, clicklerin çoğu günün aynı saatinde ya da haftanın belirli bir gününde gerçekleşiyorsa, bu otomatik click fraud’un bir göstergesi olabilir.
Günlük Bütçenin Çok Hızlı Tükenmesi: Günlük kampanya bütçeniz, dönüşümlerde doğru orantılı bir artış olmaksızın çok hızlı bir şekilde tamamlanıyorsa, bu durumu araştırmak önemli olacaktır. Click fraud, bütçenizin sahte clicklemelerle hızlı şekilde harcanmasına sebep olabilir.
Anormal Kullanıcı Davranışları: Sitenizde anormal kullanıcı davranışları, yüksek bounce rateler veya çok kısa ziyaret süreleri gibi veriler bir işarettir. Click fraud tarafından yönlendirilen kullanıcılar genel olarak sitenizle pek etkileşimde bulunmazlar.
Rakip Aktiviteleri: Belirli IP adreslerinden ya da konumlardan sık ve tekrarlayan clickler fark ediyorsanız, bu rakip kaynaklı click fraud’un bir işareti olabilir.
İlgisiz Anahtar Kelime Clickleri: Reklamınıza alakalı olmayan anahtar kelimeler üzerinden gelen yoğun clickler, fraud’un işareti olabilir. Bu tür keywordler genellikle bütçenizi hızlıca harcamaya yönelik sahte clickleri hedefler.
Düşük Hacimli Anahtar Kelimelerdeki Ani Click Anomalileri: Düşük hacimli anahtar kelimelerinizde aniden yüksek click adetleri fark ediyorsanız, bu şüpheli olabilir. Fraud aktivitesinde bulunanlar genellikle daha az izlenen keywordlere odaklanabilir.
Trafik Paternlerinde Ani Değişiklikler: Açıklayamadığınız şekilde trafik paterninde meydana gelen ani ve önemli değişiklikler, click fraud’un bir göstergesi olabilir. Bu gibi ani değişiklikler genellikle olağan olmayan bir şeylerin gerçekleştiğini gösterir.
Şüpheli Görünen User Agent ya da IP Adresleri: Otomatik veya tekrarlanan kullanıcı ziyaretleri ya da IP adreslerindeki düzenlere dikkat edin, özellikle de bunları birden çok kampanyada sık şekilde gözlemliyorsanız tetikte olmanız gerektiğiniz söylenebilir.
Click Farm ve Bot İmzaları: Daha önce flaglediğiniz click farm veya bot imzalarını kontrol edin ve bu kaynaklardan gelen clicklerde aniden bir artış olup olmadığını iyi izlemelisiniz.
Google PMax Nedir ve Kullanım Alanları


Google Performance Max (PMax) Nedir?Google Performance Max (PMax), Google Ads’in sunduğu, reklamverenlere tek bir kampanya üzerinden tüm Google envanterine erişim imkânı tanıyan yeni nesil bir reklam kampanyası türüdür. Bu kampanya türü, yapay zekâ ve otomasyon teknolojilerini kullanarak, reklamverenlerin hedeflerine ulaşmalarını sağlamak amacıyla tasarlanmıştır...
Google Performance Max (PMax) Nedir?
Google Performance Max (PMax), Google Ads’in sunduğu, reklamverenlere tek bir kampanya üzerinden tüm Google envanterine erişim imkânı tanıyan yeni nesil bir reklam kampanyası türüdür. Bu kampanya türü, yapay zekâ ve otomasyon teknolojilerini kullanarak, reklamverenlerin hedeflerine ulaşmalarını sağlamak amacıyla tasarlanmıştır.
PMax’in temel amacı, reklamverenlerin tüm Google envanterini tek bir çatı altında yönetmesine olanak tanıyarak, daha fazla müşteriye ulaşmasını ve dönüşüm elde etmesini sağlamaktır. Bu envanter, Arama Ağı, Görüntülü Reklam Ağı, YouTube, Discover, Gmail ve Google Haritalar gibi çeşitli Google platformlarını içermektedir.
PMax’in en dikkat çekici özellikleri arasında şunlar yer almaktadır:
Yapay Zeka Destekli Optimizasyon: PMax kampanyaları, Google’ın gelişmiş yapay zeka algoritmaları tarafından sürekli olarak optimize edilmektedir. Bu sayede, kampanyaların performansı gerçek zamanlı olarak analiz edilir ve hedeflere ulaşmak için gerekli ayarlamalar otomatik olarak yapılmaktadır.
Kapsamlı Erişim: PMax, tek bir kampanya ile Google’ın tüm reklam envanterine erişim sağlamaktadır. Bu sayede, reklamverenler potansiyel müşterilerine farklı kanallar üzerinden ulaşabilir ve daha geniş bir kitleye hitap edebilmektedir.
Çoklu Format Desteği: PMax kampanyaları, search reklamları, display reklamlar, video reklamları ve daha fazlası gibi farklı reklam formatlarını desteklemektedir. Bu sayede, reklamverenler hedef kitlelerine en uygun reklam formatını seçebilmektedir.
Otomatik Teklif Verme: PMax kampanyalarında, Google’ın gelişmiş otomatik teklif verme algoritmaları sayesinde, her bir gösterim için en uygun teklif belirlenmektedir. Bu sayede, bütçe daha verimli kullanılarak dönüşüm oranları artırılabilmektedir.
Kitle Hedefleme: PMax kampanyalarında, demografik bilgiler, ilgi alanları, yeniden pazarlama listeleri gibi çeşitli kitle hedefleme seçenekleri bulunmaktadır. Bu sayede, reklamverenler hedef kitlelerine daha doğru bir şekilde ulaşabilmektedir.
Ölçümleme ve Raporlama: PMax kampanyaları, kapsamlı ölçümleme ve raporlama araçları sayesinde, kampanyaların performansı detaylı bir şekilde analiz edilebilmektedir. Bu sayede, reklamverenler kampanyalarını optimize etmek için gerekli verilere kolayca ulaşabilmektedir.
PMax’in Avantajları:
Zamandan Tasarruf: Tek bir kampanya üzerinden tüm Google envanterini yönetmek, reklamverenlerin zamanını önemli ölçüde tasarruf etmesini sağlamaktadır.
Daha Yüksek Dönüşüm Oranları: Yapay zeka destekli optimizasyon sayesinde, kampanyaların performansı artırılır ve dönüşüm oranları yükseltilmektedir.
Daha Geniş Erişim: Geniş bir kitleye ulaşmak için tek bir kampanya yeterli gelebilmektedir.
Daha Esnek Bir Kampanya Yapısı: Farklı reklam formatlarını ve kitle hedefleme seçeneklerini kullanarak, kampanyalar daha esnek hale getirilebilmektedir.
PMax’in Kullanım Alanları:
E-ticaret: Ürünlerin farklı kanallarda tanıtılması ve satışların artırılması.
Marka Bilinirliği: Marka bilinirliğinin artırılması ve marka imajının güçlendirilmesi.
Potansiyel Müşteri Oluşturma: Yeni müşteriler kazanmak ve mevcut müşterilerle ilişkileri güçlendirmek.
Mağaza Ziyaretlerini Artırma: Fiziksel mağazalara müşteri çekmek.
Sonuç olarak, Google Performance Max, reklamverenlerin dijital pazarlama çabalarını optimize etmek ve daha iyi sonuçlar elde etmek için kullanabilecekleri güçlü bir araç olarak sektörde kabul görmektedir. Yapay zeka ve otomasyon teknolojileri sayesinde, PMax kampanyaları, reklamverenlerin hedeflerine daha hızlı ve daha etkili bir şekilde ulaşmasına yardımcı olmaktadır.
Özetle, Google PMax, tek bir kampanya ile tüm Google envanterine erişim sağlayan, yapay zeka destekli, otomatik olarak optimize edilen ve çoklu formatları destekleyen bir reklam kampanyası türüdür. Bu özellikler sayesinde, PMax kampanyaları, reklamverenlerin dijital pazarlama hedeflerine daha etkin bir şekilde ulaşmalarına yardımcı olmaktadır.
Çerezsiz Dünyada Dijital Reklam


Çerezsiz Dünyada Dijital Reklamın GeleceğiSon yıllarda dijital reklamcılıkta büyük bir değişim rüzgarı esiyor. Üçüncü taraf çerezlerin (third-party cookies) kullanımı, gizlilik endişeleri ve yasal düzenlemeler nedeniyle büyük ölçüde kısıtlanıyor. Bu gelişme, reklamcılık dünyasında çerezsiz (cookieless) bir dönemin başlangıcı anlamına geliyor. Peki, bu yeni dönemde dijital reklamcılık nasıl bir yöne evrilecek? 1...
Çerezsiz Dünyada Dijital Reklamın Geleceği
Son yıllarda dijital reklamcılıkta büyük bir değişim rüzgarı esiyor. Üçüncü taraf çerezlerin (third-party cookies) kullanımı, gizlilik endişeleri ve yasal düzenlemeler nedeniyle büyük ölçüde kısıtlanıyor. Bu gelişme, reklamcılık dünyasında çerezsiz (cookieless) bir dönemin başlangıcı anlamına geliyor. Peki, bu yeni dönemde dijital reklamcılık nasıl bir yöne evrilecek?
1. Çerezsiz Dönemin Nedenleri
Dijital reklamcılık, kullanıcı davranışlarını takip etmek ve kişiselleştirilmiş reklamlar sunmak için uzun yıllardır çerezlere güvenmektedir. Ancak bu yaklaşım, kullanıcı gizliliğini tehdit ettiği için artan eleştirilerle karşı karşıya kalmıştır. GDPR (Genel Veri Koruma Yönetmeliği) ve CCPA (Kaliforniya Tüketici Gizliliği Yasası) gibi yasal düzenlemeler, kullanıcıların verilerinin daha fazla korunmasını zorunlu kılmıştır. Büyük teknoloji firmaları da (Google, Apple gibi) bu baskılara yanıt olarak üçüncü taraf çerezlerin kullanımını sonlandırmaya karar vermiştir.
2. Çerezsiz Dünyada Reklam Stratejileri Nasıl Değişecek?
Çerezlerin ortadan kalkmasıyla birlikte, reklamcılar yeni veri toplama yöntemlerine ve stratejilere yönelmek zorunda kalacaktır. İşte öne çıkan bazı yeni yaklaşımlar şunlardır:
• Birinci Taraf Verileri (First-Party Data): Markalar, kullanıcılarından doğrudan topladıkları veriler üzerine odaklanacaktır. Müşteri sadakat programları, e-posta listeleri ve sosyal medya etkileşimleri bu verilerin temel kaynakları olacak. Bu veri seti, çerezlere dayanmadan daha güvenilir ve uzun vadeli bir müşteri ilişkisi kurmayı sağlayacaktır.
• Kontekst Temelli Hedefleme (Contextual Targeting): Çerezlerin olmadığı bir dünyada, reklamcılar içeriğin bağlamını (kontekstini) kullanarak hedefleme yapacaktır. Örneğin, bir spor sitesinde spor ürünlerine yönelik reklamlar göstermek, kullanıcı verisine ihtiyaç duymadan doğru hedef kitleye ulaşmanın etkili yollarından biri olacaktır.
• İzlenmeyen Tarayıcılar ve Gizlilik Dostu Teknolojiler: Apple’ın Safari ve Mozilla’nın Firefox tarayıcıları gibi çerez kullanımını kısıtlayan platformlar, reklamcılık dünyasında alternatif çözümler yaratmaktadır. Google’ın geliştirdiği FLoC (Federated Learning of Cohorts) teknolojisi de kullanıcıları gruplar halinde anonimleştirerek hedefleme imkanı sunmaktadır.
3. Yeni Nesil Reklam Teknolojileri
Çerezsiz dünyada veri toplama ve kullanıcı takibi için yeni teknolojiler hızla gelişiyor:
• Yapay Zeka ve Makine Öğrenmesi: Reklam platformları, kullanıcı davranışlarını ve tercihlerini anlamak için yapay zeka algoritmalarına daha fazla güvenecektir. Büyük veri analitiği ve makine öğrenmesi, kullanıcıların reklamlarla nasıl etkileşim kurduğunu anlamak ve doğru kitlelere ulaşmak için daha sofistike çözümler sunacaktır.
• Veri Temelli İçgörü Analizleri: Müşteri yolculukları, farklı veri kaynaklarından toplanan bilgilerle daha derinlemesine analiz edilecektir. Böylece reklamcılar, kişiselleştirilmiş deneyimler yaratmak için daha fazla içgörüye sahip olacaklardır.
4. Reklamcılıkta Güven ve Şeffaflık
Kullanıcıların gizlilik endişelerinin artmasıyla birlikte, markaların güven ve şeffaflık konularına daha fazla önem vermesi gerekecektir. Kullanıcılar, verilerinin nasıl toplandığı ve kullanıldığı konusunda daha bilinçli olacaklar. Bu nedenle, markaların açık ve şeffaf bir veri politikası izlemeleri, uzun vadeli başarı için kritik olacaktır.
5. Ölçümleme ve Performans Takibi
Çerezsiz dünyada reklam kampanyalarının performansını ölçmek de değişecek. Üçüncü taraf çerezlerle sağlanan ayrıntılı izleme verileri olmadan, yeni metrikler ve analiz yöntemleri geliştirilmesi gerekecektir. Bu bağlamda, birinci taraf verileri ve platformların sunduğu dahili raporlama araçları daha fazla önem kazanacaktır.
6. Sonuç: Çerezsiz Geleceğe Hazır Olmak
ijital reklamcılık dünyası, çerezsiz bir döneme doğru adım atarken büyük bir dönüşüm geçirmektedir. Kullanıcı gizliliğine odaklanan yeni stratejiler ve teknolojiler, reklamcıların hedefleme yaparken daha yaratıcı ve veri temelli yaklaşımlar geliştirmesini zorunlu kılıyor. Bu süreç, kullanıcılar için daha güvenli bir dijital ortam sağlarken, reklamcılara da daha verimli ve uzun vadeli müşteri ilişkileri kurma fırsatı sunmaktadır.
Çerezsiz dünyaya hazırlık yapmanın anahtarı, birinci taraf verilerine yatırım yapmak, yapay zeka ve makine öğrenmesi gibi ileri teknolojilerden faydalanmak ve şeffaf veri politikaları izlemekten geçiyor. Reklamcılar için bu dönemde uyum sağlamak, uzun vadede başarıya ulaşmanın en önemli adımı olacaktır.
Meta Advantage+ Creative Düzenlemesi ve Kampanyalara Katkısı


2024 mayıs ayında Meta’nın, dijital reklam sektöründeki sosyal medya kampanyaları için kullanıma sunduğu ve kazandırdığı çok önemli bir özellik olan “Meta Advantage+ Kreatif özelliği, özellikle son 2 yılda iyice çığır açan yapay zeka teknolojisinin, sosyal medya yayınlarındaki performansı otomatik olarak optimize etmemize olanak sağlayan ve yukarı yönde bir iyileştirme sağlayan çok önemli bir teknoloji olarak sektörümüze dahil olmuştur...
2024 mayıs ayında Meta’nın, dijital reklam sektöründeki sosyal medya kampanyaları için kullanıma sunduğu ve kazandırdığı çok önemli bir özellik olan “Meta Advantage+ Kreatif özelliği, özellikle son 2 yılda iyice çığır açan yapay zeka teknolojisinin, sosyal medya yayınlarındaki performansı otomatik olarak optimize etmemize olanak sağlayan ve yukarı yönde bir iyileştirme sağlayan çok önemli bir teknoloji olarak sektörümüze dahil olmuştur.
“Meta Advantage+ Kreatif” özelliği sayesinde, her biri kullanıcı için ve tabi bunu yaparken kullanıcıların geçmişteki kullanım alışkanlıklarını göz önüne alarak, tanımlanan ilgili reklamları her kişi için nasıl özelleştirilebileceğini ayarlayabilen birçok özellikle eklenmiştir.
Performansı artırma olasılığı yüksek olduğunda, görsellere küçük filtreler uygulamaya yarayan “Görsel Filtresi”, kullanıcıların daha çok tıklayarak etkileşime geçtiği kelimelere dikkat ederek optimizasyon yapabilme özelliğine sahip “Metin iyileştirmeleri” ile kreatiflerin en boy oranını otomatik olarak ayarlayamaya yarayan ve metne animasyon ekleyebilen “Görsel rötuşlar” en çok tercih edilen “Meta Advantage+ Kreatif” seçenekleri arasındadır.
Ve tabi ki bu kreatif iyileştirmeleri, reklam kampanyanızın ana mesajını korurken reklam performansını iyileştirmeye yardımcı olmak için tasarlanmıştır.
Burada “Metin İyileştirmeleri” seçeneği için ekstra bir bilgi aktarmak gerekmektedir;
Metin iyileştirmelerinde, yukarıda kullanıcıların daha çok tıklayarak etkileşime geçtiği kelimelere dikkat ederek optimizasyon yapabilme özelliğine sahip olduğu önceden belirtilmiştir.
Bunu yaparken de örneğin, sağladığınız metin kullanılarak metin kombinasyonları oluşturulabilir ve bunlar ana metniniz, başlığınız veya açıklamanız olarak görünebilir. Yani doğal akışı ve verilen ana mesaj çerçevesinden çıkmadan ancak kişiye özel bir hale gelmesine olanak sağladığı bilgisini de detaylı olarak paylaşılması gerekmektedir.
Bu en önemli optimizasyon seçenekleri haricinde;
Müzik,
3D Animasyon
Görsel Genişletmesi
Bindirmeler ekle
Görsel parlaklığı ve kontrastı
Alakalı yorumlar
Seçenekleri de diğer “Meta Advantage+ Kreatif” optimizasyon seçenekleri arasında yer almaktadır.
Bir önemli noktayı da burada es geçmememiz gerekir.
Yukarıda bahsedilen bu optimizasyon seçenekleri;
Ek incelemeye tabi olabilecek yeni ürünleri test etme yaklaşımı doğrultusunda, Finansal Hizmetler ve İlaç/Sağlık gibi belirli sektörler ve Konut, İstihdam veya Finansal Hizmetler/Kredi (HEC) reklamları, Sosyal Meselelerle, Seçimlerle veya Siyasetle (SIEP) ilgili reklamlar, tüm üretken yapay zeka özelliklerine anında erişim sağlayamayabilmektedir.
Açıklaması da Facebook Business sayfasında özellikle belirtilmiştir.
Veri Gizliliği ve Etik Reklamcılık


Dijital reklamcılık, markaların internet üzerinden hedef kitlelerine ulaşmasını sağlar. Ancak, bu süreçte kullanıcıların kişisel bilgilerini korumak ve etik standartlara uymak son derece önemlidir. İşte veri gizliliği ve etik reklamcılıkla ilgili bilmeniz gerekenler:
Veri Gizliliği ve Etik Reklamcılık
Dijital reklamcılık, markaların internet üzerinden hedef kitlelerine ulaşmasını sağlar. Ancak, bu süreçte kullanıcıların kişisel bilgilerini korumak ve etik standartlara uymak son derece önemlidir. İşte veri gizliliği ve etik reklamcılıkla ilgili bilmeniz gerekenler:
Veri Gizliliği
Veri gizliliği, kişisel bilgilerin güvenliğini ve kullanıcıların bu bilgilerin nasıl toplandığını bilmesini sağlar. İki önemli yasa, bu konuda net kurallar getirir:
• GDPR (Genel Veri Koruma Yönetmeliği): Avrupa Birliği ülkelerinde geçerli olan GDPR, kişisel verilerin izinsiz toplanmasını yasaklar ve şirketlerin veri toplama ve kullanım süreçlerinde şeffaf olmalarını şart koşar. Ayrıca, kullanıcıların verilerini kontrol etme ve silme haklarını garanti eder.
• CCPA (California Tüketici Gizliliği Yasası): California’da uygulanan CCPA, tüketicilere verilerinin nasıl toplandığını, kullanıldığını ve satıldığını bilme hakkı verir. Kullanıcılar, verilerini silme talebinde bulunabilir ve verilerinin paylaşımını sınırlandırabilir.
Etik Reklamcılık
Etik reklamcılık, reklam faaliyetlerinin adil, dürüst ve kullanıcı dostu bir şekilde yürütülmesini ifade eder. Şunlara dikkat etmelisiniz:
• Şeffaflık: Kullanıcılara hangi bilgilerin toplandığını, bu bilgilerin nasıl kullanılacağını ve hangi amaçlarla paylaşılacağını açıkça belirtmelisiniz. Şeffaflık, kullanıcıların güvenini kazanmanın anahtarıdır.
• Kullanıcı Onayı: Kullanıcıların verilerinin toplanmasına açıkça izin vermesi gerekmektedir. Bu onayı almak, etik reklamcılığın temelidir ve kullanıcıların kontrolünü sağlamaya yardımcı olur.
• Veri Minimizasyonu: Sadece gerekli olan verileri toplayın ve bu verileri sadece belirli amaçlar için kullanın. Gereksiz veri toplamak, hem yasal hem de etik açıdan sorun yaratabilir.
• Gizlilik İhlalleri: Eğer veri sızıntısı yaşanırsa, durumu hızla çözmeli ve etkilenen kullanıcıları bilgilendirmelisiniz. Ayrıca, veri güvenliğini artırmak için sürekli olarak iyileştirmeler yapmalısınız.
Veri gizliliği ve etik reklamcılık, yalnızca yasal zorunluluklar değil, aynı zamanda müşteri güvenini kazanmak için de kritik öneme sahiptir. Şirketler, bu ilkelere uyarak hem yasal yükümlülüklerini yerine getirir hem de müşterileriyle güçlü ve güvenilir ilişkiler kurar. Etik ve şeffaf bir yaklaşım, uzun vadede başarılı bir dijital reklamcılık stratejisinin temelidir.
3. Parti Çerezler ve Privacy Sandbox


Google’ın, uzun süredir üzerinde çalıştığı ve 2025 yılında tamamlamayı planladığı 3. parti çerezleri kaldırma projesini iptal etmesi, dijital reklamcılık dünyasında büyük yankı uyandırmıştır. Bu karar hem kullanıcı gizliliği hem de reklam verenlerin hedefleme stratejileri açısından önemli sonuçlar doğurması beklenmektedir.
Google’ın 3. Parti Çerezleri Kaldırma Planını İptal Etmesi ve Privacy Sandbox
Google’ın, uzun süredir üzerinde çalıştığı ve 2025 yılında tamamlamayı planladığı 3. parti çerezleri kaldırma projesini iptal etmesi, dijital reklamcılık dünyasında büyük yankı uyandırmıştır. Bu karar hem kullanıcı gizliliği hem de reklam verenlerin hedefleme stratejileri açısından önemli sonuçlar doğurması beklenmektedir.
Google’ın bu kararı almasının başlıca nedenleri arasında şunlar yer almaktadır:
Teknik Zorluklar: Kullanıcı gizliliğini korurken aynı zamanda reklam verenlerin hedefleme ihtiyaçlarını karşılamak oldukça zorlu bir denge süreci gerektirmiştir. Bu dengeyi sağlamak için geliştirilen alternatif teknolojiler, henüz beklenen olgunluğa maalesef ulaşamamıştır.
Sektörel Geri Bildirimler: Reklam ekosistemi, 3. parti çerezlere kullanılan reklam teknolojileri nedeniyle büyük oranda ihtiyaç duymaktadır. Bu çerezlerin kaldırılması, reklam verenlerin gelirlerini olumsuz etkileme olasılığı yaratmıştır. Bu durumu hafifletmek için sektör her ne kadar bu duruma adapte olmaya çalışsa da yoğun tepkilerle karşılaşılmıştır.
Rekabet: Apple gibi rakiplerin, kullanıcı gizliliğine daha fazla önem veren politikaları benimsemesi, Google’ı zor durumda bırakmıştır. Ancak, Google’ın da bu konuda aceleci davranmak istememesi ve daha kapsamlı bir çözüm arayışı içerisine girmesi gerektiği düşünülmektedir.
Google’ın bu kararının ardından dijital reklamcılık dünyasında önemli değişiklikler yaşanması beklenmektedir. İşte bu değişikliklerin bazıları:
Alternatif Hedefleme Yöntemlerinin Güçlenmesi: 3. parti çerezlerin olmadığı bir dünyada, 1. Parti verileri, makine öğrenimi ve federe öğrenme gibi alternatif hedefleme yöntemlerinin önemi artacaktır
Gizlilik Odaklı Çözümlerin Yaygınlaşması: Kullanıcı gizliliğine daha fazla önem veren çözümler, reklam verenlerin öncelikleri arasında daha üst sıralara çıkacaktır.
Regülasyonların Artması: Bu durum, kullanıcı verilerinin korunması ve reklamcılığın şeffaflaştırılması konusunda daha sıkı düzenlemelerin yapılmasına yol açabilecektir.
Google’ın 3. parti çerezleri kaldırma kararının geri çekilmesi, aslında Privacy Sandbox projesinin daha da ön plana çıkmasına neden olmuştur. Privacy Sandbox, Google’ın 3. parti çerezlere alternatif olarak geliştirdiği bir dizi API ve teknolojiden oluşan bir projedir. 3. parti çerezlerin kaldırılmasıyla birlikte, Privacy Sandbox’taki teknolojilerin daha hızlı bir şekilde benimsenmesi beklenmektedir.
Topics, Fledge, Attribution Reporting gibi Privacy Sandbox API’leri, reklam verenlerin kullanıcıları doğrudan tanımlamadan ilgi alanlarına göre hedefleme yapmalarına olanak tanımaktadır. Bu sayede hem kullanıcı gizliliği korunurken hem de reklam verenlerin gelirleri olumsuz etkilenmemektedir. Ancak, Privacy Sandbox projesinin henüz geliştirme aşamasında olduğu ve bazı teknik zorlukların olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle, 3. parti çerezlerin tamamen ortadan kalkması uzun bir süreç alacak ve bu süreçte Privacy Sandbox’ın rolü oldukça oldukça kritik olacaktır.
Kullanıcı Gizliliğini Koruma: Privacy Sandbox, kullanıcı verilerini doğrudan takip etmez ve bu verilerin üçüncü taraflarla paylaşılmasını engellemektedir.
Hedefli Reklamları Sürdürmek: Reklam verenlerin kullanıcılarına ulaşmasını sağlarken, kullanıcı gizliliğine saygı göstermektedir.
Açık ve Şeffaf Bir Sistem Oluşturmak: Privacy Sandbox, açık kaynaklı bir proje olarak geliştirilmektedir. Bu sayede tüm paydaşlar, sistemin nasıl çalıştığı hakkında bilgi sahibi olabilir ve geri bildirimde bulunabilmektedir.
Privacy Sandbox’un yukarıda bahsedilen API’lerini incelediğimizde ise:
Topics API: Kullanıcıların ilgi alanlarını genel kategorilere (örneğin, "seyahat", "spor") ayırarak reklam verenlere bu bilgiler doğrultusunda kategorik havuz formatında hedefleme imkânı sunmaktadır.
Fledge API: Reklam açık artırmalarını tarayıcı içerisinde gerçekleştirerek kullanıcı verilerinin üçüncü taraflarla paylaşılmasını önlemektedir.
Attribution Reporting: Reklam etkinliğini ölçmek için daha gizlilik odaklı bir yöntem sunmaktadır.
Privacy Sandbox, dijital reklamcılıkta yeni bir dönemin başlangıcını temsil etmektedir. Bu proje hem kullanıcı gizliliğini koruyarak hem de reklam verenlerin ihtiyaçlarını karşılayarak sektörün geleceği için umut verici bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Youtube’un Kısa Tarihi,Gelişimi ve Dijital Reklam Sektörüne Yansımaları


2005 yılında hayatımıza giren Youtube, bugün dünyadaki en önemli sosyal medya platformlarından biri haline gelmiştir.Özellikle son yıllarda iyiden iyiye ivme kazanan platform, bugün herkesin kişisel olarak adeta bir içerik üreticisi olmasına da olanak sağlamaktadır...
2005 yılında hayatımıza giren Youtube, bugün dünyadaki en önemli sosyal medya platformlarından biri haline gelmiştir.
Özellikle son yıllarda iyiden iyiye ivme kazanan platform, bugün herkesin kişisel olarak adeta bir içerik üreticisi olmasına da olanak sağlamaktadır.
Tabii bu ivme kazanmada teknolojinin gelişmesi sayesinde, artık sadece bilgisayarlar ya da mobil cihazlar değil, evlerimize giren akıllı TV lerin de hemen hemen hepsinde yer alan Youtube desteğinin olmasının çok büyük payı bulunmaktadır. Özellikle son yıllarda akıllı TV ler üzerinden izlenme oranlarının ve sayılarının, mobil cihazlar ve bilgisayarlar üzerinden izlenme oranlarından çok daha fazla yer ettiği ortaya çıkmıştır.
Son yıllardaki bu eğilim de tabi ki Covid 19 pandemisi döneminde insanların evlerinde geçirdiği sürenin çok artması ve güncel bilgilere erişim sağlamak isteğinin yadsınamaz bir etkisi olmuştur.
En önemli kullanım amacını kısaca bilgi ve tecrübe edinmek olarak özetleyebileceğimiz Youtube platformu, kişisel ilgi alanlarından eğitim başlığına, yemek tariflerinden, müzik kliplerine, markaların işletmeleri için efektif bir pazarlama faaliyet alanına kadar saymakla ve sıralamakla bitmeyecek maddeye kadar çok kategoride etkileşim sağlayan bir platform haline gelmiştir.
Tabii bu kadar olumlu gelişmelerden dijital reklam sektörü de nasibini fazlasıyla almıştır.
Özellikle günümüz dünyasında tüketicilerin, ürün satın almadan önce araştırma yapmak için en çok tercih ettikleri platformun, forumlardan ziyade Youtube’daki ürün inceleme videolarına kaydığını göz önüne alırsak, reklam verenler için de Youtube’un, markalar için pazarlama ve stratejideki değeri ve önemi hiç olmadığı kadar yüksek seviyeye ulaşmış durumdadır.
Markalar, hedefledikleri kitlelerle etkileşime geçmek ve pazarlama stratejilerini bu doğrultuda kurgulamak için son yıllarda reklam bütçelerini Youtube platformuna doğru daha çok aktarmaya başlamışlardır.
Google’dan sonra dünyanın en büyük ikinci arama motoru olarak sayabileceğimiz Youtube, özellikle yaratıcı girişimcilerin de küresel ölçekte tanınmasına ve yaptıkları işleri geniş ölçekte uluslararası kitlelerle buluşturmada bugün yadsınamayacak bir seviyeye gelmiştir.
Yine son yıllarda popüler bir kavram olan sürdürebilirlik konusu için de Youtube, markaların kendilerini, hesaplarından yaptıkları paylaşımlarla kitlelere daha iyi anlatabildiği ve daha çok kişiye ulaşabildikleri bir noktaya gelmiştir.
Bu gelişmeler ışığında bundan sonraki yılların da uzun bir süre boyunca “Youtube yılları” olacağı su götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.
Gerilla Pazarlama Nedir?


Gerilla Pazarlama Nedir?Gerilla pazarlama; özellikle KOBİ niteliğindeki işletmelerin küçük, periyodik ve şaşırtıcı hamlelerle, rakiplerini demoralize etmesine dayanan, hızlı hareket kabiliyeti gerektiren ve yaratıcılık ile hayal gücünden yararlanan bir pazarlama tekniğidir...
Gerilla Pazarlama Nedir?
Gerilla pazarlama; özellikle KOBİ niteliğindeki işletmelerin küçük, periyodik ve şaşırtıcı hamlelerle, rakiplerini demoralize etmesine dayanan, hızlı hareket kabiliyeti gerektiren ve yaratıcılık ile hayal gücünden yararlanan bir pazarlama tekniğidir. Jay Conrad Levinson’ın 1984’te ortaya koyduğu pazarlama yöntemi, özellikle büyük ve dişli rakiplerle mücadele etmeye çalışan firmaların, düşük bütçelerle, yaratıcı fikirleri ortaya koyarak, marka bilinirliğini artırmalarını ve marjinal şekillerde akıllarda kalmayı sağlayan bir pazarlama yöntemidir.
Gerilla pazarlama, konsept olarak geleneksel pazarlama ile çok benzer ama bütçe ve etki oranı bakımından geleneksel pazarlamadan ayrılır. Gerilla pazarlama, bilindik yöntemlerin dışında daha çarpıcı fikirlerle hedef kitleyi şaşırtan ve onda daha fazla ilgi ve merak uyandıran fikirler ile geleneksel pazarlamanın imkanlarını kullanır. Gerilla pazarlama reklamı gören bir kişi, bu reklamı anlamak için temel düzeyde de olsa bir mantık yürütmesi gerekir. Bu yüzden de kişi kendince bir efor sarf ettiği için ,kendisine tanıtılan ürün ve hizmet aklında daha çok yer eder. Ek olarak, bütçe olarak da geleneksel pazarlamadan daha ucuza mal olabilir çünkü yarattığı etki sayesinde insanlar çevrelerine bahsederek reklamın ağızdan ağıza yayılmasına büyük katkı sağlar.
Gerillalarda bulunan yaratıcılık ve girişimcilik ruhu en çok işletmenin reklam faaliyetleri esnasında ortaya çıkmaktadır. Gerilla pazarlamacısı işletmesinin reklamını yaparken kullandığı mecra, araç ve sloganlar ile ürünlerin reklamlarından önemli derecede farklılaşır ve yaptığı reklamlar ile ürün veya hizmetlerini insanların zihninde farklı bir yerde konumlandırır. Reklam mesajının tüketicinin zihninde konumlandırılması esnasında yaratılan bu farklılık, reklam mesajını iletmenin ötesinde o mesajın orda kalmasını da sağlamış olur. Bu durum da işletmenin reklam etkinliğinin artmasında önemli bir rol oynar ve geleneksel reklam türünden farklılaştığını gösterir.
Blog ChatGPT Yaz Dönemi Mobil Uygulama Gelirleri


ChatGPT mobil app geliri rekorunu Temmuz Ayında da tazeledi.
ChatGPT uygulaması, Temmuz ayında uygulama mağazası ücretleri de dahil olacak şekilde 39,9 milyon USD gelire ulaştı.
ChatGPT mobil app geliri rekorunu Temmuz Ayında da tazeledi.
ChatGPT uygulaması, Temmuz ayında uygulama mağazası ücretleri de dahil olacak şekilde 39,9 milyon USD gelire ulaştı.
Daha önce Mayıs ayında ChatGPT mobil uygulama gelileri GPT-4o lansmanıyla birlikte artmıştı. Bu modelin piyasaya sürülmesi, büyük sıçramayı yaratırken OpenAI’ın sohbet robotu ChatGPT’nin mobil uygulaması şimdiye kadarki en yüksek geliri elde ettiği ayı geride bıraktı.
Temmuz ayında App Store ve Google Play Store’dan 28 milyon USD net gelir elde etti. Fakat bu net gelir, OpenAI’ın Apple ve Google’ın uygulama içi satın alma ücretlerini de ödedikten sonra elinde kalan tutarı ifade ediyor.
App Store üzerinden elde edilen gelirler, uygulama gelirlerinin toplamda %83’ünü oluştururken, bu rakamın Haziran ayından bu yana kaydettiği artış %20. Uygulama mağaza ücretleri de dahil olmak üzere Mayıs ayında 28,9 milyon USD, Haziran ayında 34 milyon USD gelir elde eden uygulama, Temmuz ayında ise 39,9 milyon USD gelire ulaştı.
Grafik: Appfigures
Kullanıcıların GPT-4o’ya gösterdiği ilginin, ChatGPT uygulamasının gelir artışını Mayıs ayında yüzde 40 oranında artırdı fakat bu büyüme o zamandan bu yana oransal olarak biraz yavaşladı. Yine de uygulama gelirlerinin istikrarlı şekilde yükselmeye devam ettiğini söyleyebiliriz.
Uygulamanın Temmuz ayında elde ettiği gelir üzerinden bir tahminleme yürütüldüğünde 2 milyon yeni ücretli abone kazandığı sonucuna varılabilir. Ve bu rakamı kullanıcı kazanımı bakımından ChatGPT’nin kaydettiği yeni bir rekor olarak tanımlayabiliriz.
Programatik’in kobilere sunduğu fırsatlar


Dijital reklamcılığın hızla evrildiği günümüzde, büyük markaların yanı sıra küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler) de programatik reklamcılığın sunduğu avantajlardan yararlanabilmektedir. Programatik reklamcılık, reklam alım-satım süreçlerini otomatikleştirerek, hedef kitleye daha etkili ve verimli bir şekilde ulaşmayı sağlar. İşte programatik reklamcılığın KOBİ’lere sunduğu başlıca fırsatlar...
Programatik Reklamcılığın Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelere Sağladığı Fırsatlar
Dijital reklamcılığın hızla evrildiği günümüzde, büyük markaların yanı sıra küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler) de programatik reklamcılığın sunduğu avantajlardan yararlanabilmektedir. Programatik reklamcılık, reklam alım-satım süreçlerini otomatikleştirerek, hedef kitleye daha etkili ve verimli bir şekilde ulaşmayı sağlar. İşte programatik reklamcılığın KOBİ’lere sunduğu başlıca fırsatlar:
1. Gelişmiş Hedefleme ve Kişiselleştirme
Programatik reklamcılık, hedefleme yeteneklerini bir adım öteye taşıyarak, reklamların doğru kişilere ulaşmasını sağlar. Küçük ve orta ölçekli işletmeler, demografik verilerden ilgi alanlarına kadar birçok faktörü göz önünde bulundurarak potansiyel müşterilerini hedefleyebilir. Bu sayede, geniş kitlelere hitap etmek yerine, gerçekten ilgi duyan ve potansiyel müşteri olan kişilerle etkileşim kurabilirler. Kişiselleştirilmiş reklamlar, markanın mesajını daha etkili bir şekilde iletebilir ve müşteri memnuniyetini artırabilmektedir.
2. Verimli Bütçe Yönetimi
Küçük ve orta ölçekli işletmeler için sınırlı reklam bütçeleri, her kuruşun değerli olduğu anlamına gelir. Programatik reklamcılık, bütçeleri daha verimli kullanma imkanı sunar. Reklamlar, gerçek zamanlı olarak optimize edilir ve performans verilerine dayanarak bütçenin en etkili kanallara yönlendirilmesini sağlar. Bu, bütçenin boşa harcanmasını önler ve daha iyi sonuçlar elde edilmesini sağlamaktadır.
3. Gerçek Zamanlı Performans İzleme
Programatik reklamcılığın bir diğer avantajı da, kampanya performansının gerçek zamanlı olarak izlenebilmesidir. Küçük ve orta ölçekli işletmeler, kampanya sürecinde anlık verilerle performansı değerlendirebilir ve gerekli ayarlamaları yapabilir. Bu, hızlı bir şekilde strateji değişiklikleri yaparak, reklam kampanyalarının etkinliğini artırmayı mümkün kılmaktadır.
4. Gelişmiş Veri Analizi
Programatik reklamcılık, büyük veri analizi ve raporlama özellikleri sunar. Küçük ve orta ölçekli işletmeler, bu veriler sayesinde müşteri davranışlarını, reklam performansını ve kampanya sonuçlarını detaylı bir şekilde analiz edebilmektedir. Bu bilgiler, gelecekteki kampanyaların daha etkili planlanmasına ve stratejilerin optimize edilmesine yardımcı olabilmektedir.
5. Rekabetçi Olma İmkanı
Büyük markalar genellikle yüksek bütçelerle programatik reklamcılığı kullanırken, küçük ve orta ölçekli işletmeler de bu teknolojiyi kullanarak rekabet avantajı elde edebilmektedir. Programatik reklamcılığın sunduğu hedefleme ve kişiselleştirme özellikleri, daha küçük bütçelerle bile etkili sonuçlar elde edilmesini sağlamaktadır. Böylece, KOBİ’ler, büyük rakipleriyle aynı arenada yer alabilir ve marka görünürlüğünü artırabilir.
6. Düşük Giriş Maliyeti
Programatik reklamcılığın erişilebilirliği, küçük ve orta ölçekli işletmeler için büyük bir avantajdır. Dijital platformlarda başlayan kampanyalar, düşük başlangıç maliyetleri ile yönetilebilir. Bu, KOBİ’lerin yüksek yatırım yapmadan dijital reklamcılığın faydalarından yararlanabilmesini sağlamaktadır.
7. Dinamik Reklam İçerikleri
Programatik reklamcılık, dinamik reklam içerikleri oluşturma yeteneği sunar. Küçük ve orta ölçekli işletmeler, bu özellik sayesinde farklı müşteri segmentlerine uygun, özelleştirilmiş reklamlar oluşturabilmektedir. Dinamik içerikler, hedef kitleye özel teklifler ve mesajlarla daha yüksek etkileşim sağlamaktadır.
Sonuç
Programatik reklamcılık, küçük ve orta ölçekli işletmelere geniş bir fırsatlar yelpazesi sunar. Gelişmiş hedefleme, verimli bütçe yönetimi, gerçek zamanlı performans izleme ve güçlü veri analizleri gibi avantajlar, KOBİ’lerin dijital reklamcılıkta başarılı olmalarını sağlar. Bu teknolojiyi etkin bir şekilde kullanarak, küçük ve orta ölçekli işletmeler, büyük markalarla rekabet edebilir, müşteri tabanlarını genişletebilir ve marka bilinirliklerini artırabilmektedirler.
Yapay Zekanın Dijital Pazarlamadaki Önemi


Yapay Zekanın Dijital Pazarlamadaki ÖnemiDijital çağın gelişiyle birlikte dijital pazarlama sürekli olarak evrim geçirmektedir. Teknolojinin en büyük yeniliklerinden biri olan yapay zeka, dijital pazarlama stratejilerini ve uygulamalarını kökten değiştirmeye şimdiden başlamıştır. Yapay zekâ, veri analitiğinden kişiselleştirmeye, müşteri deneyiminden SEO’ya kadar pek çok alanda dijital pazarlamayı güçlendirmektedir...
Yapay Zekanın Dijital Pazarlamadaki Önemi
Dijital çağın gelişiyle birlikte dijital pazarlama sürekli olarak evrim geçirmektedir. Teknolojinin en büyük yeniliklerinden biri olan yapay zeka, dijital pazarlama stratejilerini ve uygulamalarını kökten değiştirmeye şimdiden başlamıştır. Yapay zekâ, veri analitiğinden kişiselleştirmeye, müşteri deneyiminden SEO’ya kadar pek çok alanda dijital pazarlamayı güçlendirmektedir. Bu blog yazısında, yapay zekâ ve dijital pazarlama alanındaki ilişkiyi inceleyerek, geleceğin güçlü dijital pazarlama stratejilerine dikkat çekilmektedir.
Yapay zekâ, bilgisayar sistemlerine insana benzer yetenekler kazandırmak için tasarlanmış bir teknolojidir. Makine öğrenimi ve doğal dil işleme gibi yapay zeka teknikleri, bilgisayarların karmaşık verileri analiz etmesini ve öğrenmesini sağlamaktadır.
Dijital pazarlama, yapay zekanın gücünden faydalanarak, verileri daha etkin bir şekilde yönetir, içgörüler elde eder ve müşteri deneyimini geliştirmektedir.
Örneğin, bir e-ticaret platformu, yapay zeka kullanarak müşterilere daha önce satın aldıkları ürünlerle ilgili kişiselleştirilmiş öneriler sunabilir. Aynı şekilde, bir otel işletmesi, yapay zeka tabanlı bir sistemle müşterilere tatil planlamasında yardımcı olabilir ve seyahat tercihlerine uygun öneriler sunabilmektedir.
Sosyal medya, günümüzde markaların hedef kitleleriyle etkileşim kurmada en önemli platformlardan biri olarak görülmektedir. Sosyal medya pazarlaması, işletmelere büyük fırsatlar sunarken, yapay zeka bu süreci daha da güçlendirebilmektedir.
Yapay zeka, sosyal medya platformlarındaki verileri analiz ederek, markaların hedef kitleleriyle daha anlamlı bir etkileşim kurmasını sağlamaktadır.
Yapay zeka algoritmaları, kullanıcıların ilgi ve davranışlarını anlayarak içerikleri daha etkili bir şekilde kişiselleştirmeyi ve hedef kitlelere özel mesajlar oluşturmayı mümkün kılmaktadır. Bu sayede, markaların sosyal medya kampanyaları daha başarılı ve dönüştürücü hale gelebilmektedir.
Dijital reklamcılık, markaların hedef kitlelerine dijital platformlarda ulaşma ve etkileşim kurma sürecidir. Yapay zeka, dijital reklamcılık stratejilerini daha akıllı ve etkili bir hale getirmektedir.
Yapay zeka algoritmaları, reklam kampanyalarının performansını analiz ederek, reklam bütçesini daha verimli bir şekilde yönetmeyi sağlamaktadır. Ayrıca, yapay zeka, hedef kitlelere daha uygun ve ilgi çekici reklamlar sunarak reklam dönüşüm oranlarını artırabilmektedir.
Dijital Dünyada Marka Bilinirliği


Marka bilinirliği, bir işletmenin veya ürünün isminin ve logosunun geniş bir hedef kitle tarafından tanınması ve hatırlanmasıdır. Marka bilinirliği, tüketicilerin bir markayı, ürünü veya hizmeti gördüklerinde hemen tanıyabilmesini sağlamaktadır. Bu kavramın, iş dünyasında, tüketici pazarlamasında ve rekabetçi pazarda önemli bir rolü bulunmaktadır. Marka bilinirliği, bir markanın adını, logosunu, renklerini, ürünlerini veya hizmetlerini gören veya işittiğinde insanların zihninde nasıl yer edindiğiyle ilgilidir.
Dijital Dünyada Marka Bilinirliği
Marka bilinirliği, bir işletmenin veya ürünün isminin ve logosunun geniş bir hedef kitle tarafından tanınması ve hatırlanmasıdır. Marka bilinirliği, tüketicilerin bir markayı, ürünü veya hizmeti gördüklerinde hemen tanıyabilmesini sağlamaktadır. Bu kavramın, iş dünyasında, tüketici pazarlamasında ve rekabetçi pazarda önemli bir rolü bulunmaktadır. Marka bilinirliği, bir markanın adını, logosunu, renklerini, ürünlerini veya hizmetlerini gören veya işittiğinde insanların zihninde nasıl yer edindiğiyle ilgilidir.
Markanın bilinirliğ, işletmelerin başarısı ve büyümesi için kritik bir faktördür. Güçlü bir marka bilinirliği, işletmenin güvenilirlik, sadakat ve uzun vadeli başarı sağlama potansiyelini artırır, işletmeler arasındaki rekabeti azaltabilir; bir marka, rakiplerine göre daha tanınır ve güvenilirse, bu rekabet avantajı sağlar. Marka bilinirliği oluşturmak, sürekli bir süreçtir ve stratejik bir planlama gerektirir. Ancak bu çaba, işletmelere uzun vadede büyük ödüller sunabilmektedir.
Marka bilinirliği oluşturmanın çeşitli yolları vardır: Kaliteli ürün veya hizmet sunmak,Etkileyici bir logo ve isim seçmek. İçerik pazarlaması, dijital ve tv reklamları ve sosyal medya kullanmak, Sponsorluklar ve etkinliklere katılmak.
Marka bilinirliği için dijital ortamdaki varlığı artırmak ayrı bir önem arz etmektedir. Google Adwords ya da sosyal medya reklamlarıyla marka tanıtımları yapabilir, ürünler ve hizmetler tüketicilere ulaştırılabilir. Dijital ortamda görünürlüğün olması ve bunu sürekli bir hale getirmek tüketiciler üzerinde belli bir marka algısı oluşturulmasına yardımcı olmaktadır. Organik olarak marka algısı artırılması için içerik pazarlama yöntemlerinden yararlanılabilir. Video, fotoğraf, GIF ya da blog yazıları oluşturmak, tüketicilerin ilgisini çekecek konular üzerine yoğunlaşmak ve bu içeriklerle sosyal mecralar üzerinde etkileşim yaratmak, marka hakkında daha fazla konuşulmasına yardımcı olmaktadır.
Programatik Reklamcılık ve Yapay Zeka


Programatik Reklamcılık ve Yapay ZekaYapay zeka, günümüzde artık her mecrada tartışılan ve üzerine en çok araştırma yapılan konulardan biri hale gelmiştir. Birçok sektörde yüzlerce şirket şimdiden yatırımlarını ve stratejik planlamalarını bu teknolojiye yönlendirmiş durumdadır. Burada temel soru ise yapay zeka ve buna bağlı teknolojilerden ne şekilde faydalanabiliriz şeklinde şimdiden farklı formatlarda sorulmaktadır...
Programatik Reklamcılık ve Yapay Zeka
Yapay zeka, günümüzde artık her mecrada tartışılan ve üzerine en çok araştırma yapılan konulardan biri hale gelmiştir. Birçok sektörde yüzlerce şirket şimdiden yatırımlarını ve stratejik planlamalarını bu teknolojiye yönlendirmiş durumdadır. Burada temel soru ise yapay zeka ve buna bağlı teknolojilerden ne şekilde faydalanabiliriz şeklinde şimdiden farklı formatlarda sorulmaktadır. Elbette bu teknolojik gelişmelerden en hızlı etkilenen sektörlerden biri olan dijital reklamcılık ekosistemi de bu konuda çalışmalarına hızlıca başlamış durumdadır. Elbette dijital reklamcılığın en önemli yapı taşlarından biri olan programatik reklamcılık da bu gelişmelerden faydalanmaya başlamıştır.
Programatik reklamcılık ekosisteminde yapay zekaya dair ne gibi çalışmalar yapılıyor hep beraber inceleyelim:
1.Otomatik Teklif Algoritması:
Yapay zeka, reklam kurulum aşamalarındaki teklif stratejilerini ve en iyi yayın tekliflerinin gerçek zamanlı belirlenmesinde önemli bir rol almaya başlamıştır. Örn. CTR tahmini yaparak kullanıcıların tıklama alışkanlığına göre teklif iletmektedir.
2.Kitle Hedefleme ve Kişiselleştirme:
Yapay zekanın en önemli temellerinden biri olan makine öğrenmesi aracılığıyla ayrıntılı kullanıcı profilleri oluşturulmaktadır. Kullanıcıların tarama geçmişine, geçmiş satın alma işlemlerine ve demografik bilgileri gibi belirli parametrelerle özelleştirilmiş reklamlar sunulmaktadır.
3.Dolandırıcılık Tespiti
Şüpheli IP’leri, bot tıklamalarını ve reklam sahtekarlığı için kullanılan fake trafiklerin tespitinde yapay zeka teknolojileri kullanılmaya başlamıştır.
4.Reklam Kreatifleri Oluşturma / Optimizasyon
Yayınlarda kullanılacak görsellerin verilen promptlar ile istenilen boyutlarda otomatik olarak oluşturulmasında kullanılmaktadır. 3rd party firmalar aracılığıyla bu hizmet satın alınabilmektedir. En iyi kreatifi bulabilmek adına farklı metinleri ve görsel tasarımları kontrol etmek için A/B testi yapılmaktadır.
5.Yayın Hata Teşhisi
Yayınlanan reklamların genel performanslarında makrodan mikroya gidecek şekilde bütün asset’lerinin kurulumunda veya yayın esnasında yapay zeka ile sorun tespiti yapılmaktadır. Reklam ekosistemindeki büyük oyuncular bunu kullanmaya şimdiden başlamıştır.
Peki ilerleyen yıllarda programatik ekosisteminde yapay zekaya dair neler bekleniyor?
1.Tahmine Dayalı Kreatif Optimizasyonu
Gelişmiş makine öğrenme modellerinin hangi reklamların daha iyi performans verdiğini tahmin etme ve aksiyon alma konusunda daha hızlı ve verimli bir hale gelmesi öngörülmektedir.
2.Kanallar Arası Otomatik Optimizasyon
Algoritmalar, sosyal medya, programatik medya ve arama motorları gibi majör sistemler dahil olmak üzere bu yapılar arasındaki iletişim ve reklam performansının daha entegre halde üst düzey bir verimlilikte çalışması düşünülmektedir.
3.Reklam Hedeflemelerinde Gizlilik
Veri anonimleştirme: Kişisel ayrıntıların veri setleri içerisinde değiştirilmesi ya da kaldırılması sağlanacaktır. Data seti içerisindeki kişisel kullanıcı verilerine erişim sağlanmadan yapay zeka aracılığıyla hedef kitle eğilimleri anlaşılacaktır.
Sentetik veri oluşturma: Gerçek kullanıcı verilerini taklit eden yapay veri setleri oluşturmanın yakın gelecekte devreye alınması beklenmektedir.
4.Sonuca Dayalı Hedef Kitle Filtreleme
Yayın hedef performansından elde edilmek istenen getirinin girdi olarak yapay zekaya girilmesi sonrası en uygun hedef kitlenin yapay zeka tarafından (makine öğrenmesi) reklam operatörüne öneri formatında sunulacaktır.
5.Yayın Performansından En Üst Verimin Alınması
3.Parti çerezlerin kaldırılma duyurusu ve sonrasında iptal edilmesinden arından birçok şirket hazırlığını 1st party data edinimine göre tamamlamış haldeydi. Süreç iptal olsa da oluşturulan altyapılar ve planlamaların boşa gitmemesi beklenmekte. Elde edilen 1st party dataların (CRM ve iç medya kanalları vb gibi.) elde edilmesi ve yorumlanmasında daha derin ve detaylı veri elde edimini sağlanması ayrıca sektör tarafından beklenmektedir.
Sürdürülebilir Dijital Pazarlama Mümkün Müdür?


Dijital pazarlama, günümüz iş dünyasında olmazsa olmaz dinamiklerden biri olarak görülmektedir. Ancak, birçok iş kolunda olduğu gibi dijital faaliyetlerin de çevreye olan etkisini göz ardı etmek mümkün değildir. İşte bu noktada Ekolojik Dijital Pazarlama devreye girmektedir.
Ekolojik/Sürdürülebilir Dijital Pazarlama Mümkün müdür?
Dijital pazarlama, günümüz iş dünyasında olmazsa olmaz dinamiklerden biri olarak görülmektedir. Ancak, birçok iş kolunda olduğu gibi dijital faaliyetlerin de çevreye olan etkisini göz ardı etmek mümkün değildir. İşte bu noktada Ekolojik Dijital Pazarlama devreye girmektedir.
Ekolojik/Sürdürülebilir Dijital Pazarlama Nedir?
Ekolojik/Sürdürülebilir Dijital Pazarlama, çevresel etkiyi en aza indirirken işletmelerin online pazarlama hedeflerine ulaşmasına yardımcı olan bir yaklaşımdır. İklim krizi ve çevresel sürdürülebilirlik konularının dünyamızda gitgide gündeme gelmesi sonrası bu konsept birçok işletme tarafından dijital pazarlama bağlamında da değerlendirilmeye başlanmıştır. İşletmelerin operasyonel faaliyetlerini yürütürken stratejilerine ekolojik hamlelerini entegre etmeyi içermektedir. Bu bağlamda karbon ayak izini minimuma indirmek önemli bir etken haline gelmiştir.
Ekolojik Dijital Pazarlamanın Pozitif Etkileri:
• Çevresel Etkiyi Azaltması: Daha az enerji tüketen web siteleri tasarlamak, e-posta pazarlama kampanyalarını optimize etmek ve sunucu kaynaklı optimizasyon araçları kullanmak gibi adımlar ile dijital pazarlamanın çevresel ayak izini önemli ölçüde azaltmak mümkündür.
• Marka Güvenilirliğini Artırması: Tüketiciler, günümüzde çevreye duyarlı işletmeleri yaşanan gündemler nedeniyle daha fazla tercih etme eğilimindedir. Ekolojik Dijital Pazarlama uygulamak, markanızın sürdürülebilirlik konusundaki taahhüdünü göstererek marka imajınızı ve güvenilirliğinizi artırabilmektedir.
• Maliyetleri Düşürür: Enerji tasarrufu odaklı aksiyonlar, orta/uzun vadede işletmenizin maliyetlerini düşürmeye yardımcı olabilmektedir.
• Çalışan Motivasyonunu Artırılması: Çevreye ve yaşadığı ekosisteme duyarlı bir organizasyonun bünyesindeki çalışanlar, bu eğilime dair aksiyonlar alan yapılarda birtakım araştırmalara göre daha motive ve üretken olma eğiliminde olduğu saptanmıştır.
• Yeni Müşteriler Edinimi: Çevreye duyarlı tüketiciler ve diğer paydaşların, ürün ve hizmetlerini satın alırken etik ve sürdürülebilir markaları tercih etme eğiliminde oldukları saptanmıştır.
Ekolojik Dijital Pazarlama Stratejileri:
• Enerji Verimli Web Sitesi: Web sitesinde daha kompakt ve görece az kod kullanarak, görsellerin boyutlarını optimize ederek ve sunucu barındırma seçeneklerini gözden geçirerek web sitenizin yüklenme sürelerini ve buna paralel korelasyondaki enerji tüketimini daha kolay, daha verimli ve az enerji tüketen bir yapıya büründürebilirsiniz.
• Sürdürülebilir E-posta Pazarlama: E-posta listelerinizi segmentlere ayırmak, gereksiz e-posta gönderimlerini azaltmak ve e-posta pazarlama araçlarınızı optimize etmek gibi adımlarla e-posta pazarlamanızın çevresel etkisini düşürebilirsiniz.
• Sosyal Medyada ve Marka Tanıtım Çalışmalarında Çevre Bilinci Oluşturma: Çevresel sorunlara dikkat çeken, teknik altyapısını ekolojik kaygılara göre adapte eden ve sürdürülebilirlik çözümlerini teşvik eden içerikler paylaşarak takipçilerinizle etkileşime girebilirsiniz.
• Çevre Odaklı Reklamcılık: Reklamlarınızda sürdürülebilir ürün ve hizmetlerinizi öne çıkarabilir ve çevre dostu uygulamalarınızı vurgulayabilirsiniz.
• Dijitalleşme ve Buna Bağlı Operasyon Yapısı: Dijital pazarlama operasyonlarınızı karbon ayak izini azaltmaya yönelik parametreleri gözeterek yeniden kurgulayabilirsiniz.
• Dijital Reklamların Optimizasyonu: Bot/ yapay zeka bazlı kurulan tıklama botlarını ve buna bağlı sunucuları yoran yapay sistemlerden dijital pazarlama kurgularınızı ayıklamak yine enerji tüketimini önemli ölçüde engelleyecektir.
Sonuç:
Ekolojik/Sürdürülebilir Dijital Pazarlama, ekosisteme katkıda bulunmak, işletmenizin başarısını artırmak, markanızın kurumsal algısını yeni bir seviyeye çıkarmak için oldukça etkili bir yaklaşım olarak görülmektedir. Sürdürülebilirlik ilkelerini dijital pazarlama stratejilerinize entegre ederek, daha yeşil bir geleceğe katkıda bulunurken markanızın büyümesini kolaylıkla sağlayabilirsiniz.
İçerik hedeflemeli reklamcılıkta 4 püf noktası


Dijital pazarlamanın dinamik dünyasında ilerlemenize yardımcı olmak için içeriğe dayalı hedeflemeyi en iyi şekilde kullanabileceğiniz 4 farklı püf noktasını listeledik
Dijital pazarlamanın dinamik dünyasında ilerlemenize yardımcı olmak için içeriğe dayalı hedeflemeyi en iyi şekilde kullanabileceğiniz 4 farklı püf noktasını listeledik.
1- Kitlenizin dijital yolculuğunu anlayın:
Etkili içeriğe dayalı hedeflemenin temeli, hedef kitlenizin dijital yolculuğunu anlamaktır. Hedef kitlenizin çevrimiçi etkinlikleri sırasında karşılaştığı çeşitli temas noktalarını analiz ederek başlayın. Düzenli olarak etkileşimde bulundukları önemli web sitelerini, platformları ve içerikleri belirleyin. Bu şekilde mesajlarınızı ilgili hedef kitleye ulaştırmanız ve etkili reklam sunmanıza olanak sağlayabilirsiniz.
Farklı kanallardaki kullanıcı davranışını izlemek için analiz araçlarını kullanabilirsiniz.
2- Anahtar Kelime Hedefleme:
Güçlü bir anahtar kelime stratejisinin önemini biliyorsunuzdur, ancak içeriğe dayalı hedefleme kapsamında reklamların bireysel kullanıcı verilerine göre değil, bir web sayfasının içeriğine göre yerleştirilmesine olanak tanımaktadır. Reklamverenler, ürünleri veya hizmetleriyle alakalı anahtar kelimeleri hedefleyerek reklamlarının kullanıcı ilgi alanlarına uygun bağlamlarda görünmesini sağlayarak daha alakalı ve etkili bir reklam stratejisi sunmaktadır.
3- Dinamik optimizasyondan yararlanın:
Mesajlarınızı kullanıcı davranışına, tercihlerine ve o anda etkileşimde oldukları içeriğe göre gerçek zamanlı olarak uyarlayın. Dinamik reklam optimizasyonu, hedef kitlenizin dijital yolculuklarının her aşamasında kişiselleştirilmiş ve alakalı mesajlar almasını sağlamaktadır.
4- Programatik reklamcılıktan yararlanın:
Gerçek zamanlı veri analizi, ekibinizin hedef kitlenize göre reklamlarınızı nereye yerleştireceğiniz konusunda bilinçli kararlar almasına yardımcı olur. Ayrıntılı hedefleme seçenekleri, anahtar kelimeler, konular, demografi ve konum gibi belirli (ayrıntılı) alanlara ilişkin bilgi sağlayarak verileri bir sonraki düzeye taşımaktadır. Programatik reklamcılık, önceki reklamcılık yöntemlerinden farklı olarak, optimizasyon için sonsuz fırsatların yanı sıra dinamik optimizasyonun da kapılarını açmaktadır.
Google Better Ads Standartları


2019 yılında birçok Adsense müşterisinin arayüzüne şu bildirim düştü ve Google Global Better Ads standartlarına uymayan yayıncıların reklamlarının Chrome tarayıcısından filtrelenebileceği konusunda yayıncılarını uyardı. Better Ads standartları nedir?
Global Better Ads Standartları Nedir?
2019 yılında birçok Adsense müşterisinin arayüzüne şu bildirim düştü ve Google Global Better Ads standartlarına uymayan yayıncıların reklamlarının Chrome tarayıcısından filtrelenebileceği konusunda yayıncılarını uyardı. Better Ads standartları nedir? Adsense reklamları veren kullanıcıların yapması gerekenler, yasaklı reklamlar vb. konuların tamamını yayımlanmasından 5 sene sonra kısaca yayıncılarımıza tekrar hatırlatalım.
Google, Chrome’un reklam engelleyicisinin 9 Temmuz 2019’dan itibaren dünya genelinde genişletileceğini açıkladı ve bu durum belirli bir Chrome sürümüne bağlı değil. Ayrıca Google’ın tarayıcısının reklam engelleyici sunucu tarafının kapsamının genişletileceği anlamına geliyor.
2018’de Google, endüstrinin tüketiciler için reklamları nasıl kullanıcı dostu haline getireceğine dair özel kurallar oluşturan bir grup olan Better Ads (Daha İyi Reklamlar) Koalisyonu’na dahil oldu. Chrome, Şubat 2019’da, koalisyon tarafından tanımlandığı haliyle, standartlara uyumlu olmayan reklamlar gösteren web sitelerinde (Google’ın sahip olduğu veya hizmet verdiği reklamlar dahil olacak şekilde) reklamları engellemeye başladı. Bir Chrome kullanıcısı bir sayfaya gittiğinde, tarayıcının reklam filtresi o sayfanın Better Ads standartlarına uyan bir siteye ait olup olmadığını kontrol ediyor. Bu durumda sayfadaki ağ istekleri, bilinen reklamlarla ilişkili URL kalıplarının bir listesine göre kontrol ediliyor ve bu gibi reklamların sayfada görünmesini engelliyor.
Better Ads komisyonu ayrıca, tüm ülkeleri kapsayacak şekilde Kuzey Amerika ve Avrupa dışında genişlettiğini de duyurduğundan, Google da aynı şeyi yaptı. Chrome, ilk altı ay içinde art arda bu gibi reklam yerleşimlerine yer veren sitelerdeki tüm reklamları göstermeyi durdurdu.
Şimdiye kadar açıklanmış olan standart dışı reklam yerleşimleri şu şekildedir.
Masaüstünde, komisyonun yasakladığı dört tür reklam vardır:
1. Pop-up reklamlar
2. Sesli başlayan video reklamlar
3. Geri sayımlı ilk reklamlar (prestitial)
4. Büyük yapışkan reklamlar
Mobil cihazlarda, ise sekiz tür yasaklı reklam vardır:
1. Pop-up reklamlar
2. Prestijli reklamlar
3. Ekran alanında yüzde 30’dan daha yüksek reklam yoğunluğu
4. Yanıp sönen animasyonlu reklamlar
5. Sesli başlayan video reklamlar
6. Geri sayımlı ilk reklamlar (prestitial)
7. Tam ekran kaplayan carousel reklamları
8. Büyük sticky reklamlar
Google, Chrome’un ABD, Kanada ve Avrupa’daki reklam engelleyici için erken sonuçlarını da paylaşmıştı. Daha önce bu standartlara uyumlu olmayan tüm yayıncıların toplamda üçte ikisi uyumlu hale gelmiş durumdaydı ve Google’ın incelediği milyonlarca sitenin yüzde 1’inden azı reklamlarını filtrelemişti.
Eğer yayıncılarımızdan biriyseniz, sitenizde düzeltilmesi veya kaldırılması gereken bir reklam alanı var mı diye test etmek için Google Search Console’un Kötüye Kullanım Deneyimi raporundan faydalanabilirsiniz.
https://support.google.com/webtools/answer/7539006?hl=TR
Herhangi bir sorun bulunması durumunda, Chrome’un sitenizdeki reklamları engellemeye başlamasından önce bu durumu düzeltmek için 30 gününüz olacaktır.
Dijital Reklamlardan En Fazla Fayda Nasıl Alınır?


Dijital reklamcılık veya çevrim içi reklamcılık, şirketler tarafından markayı, ürünü ya da hizmeti çevrim içi kanallar aracılığıyla tanıtmak için kullanılan bir pazarlama şeklidir. İnternetin sunduğu imkânlar vasıtasıyla datalı, konuma göre, kullanıcı alışkanlığına göre, cinsiyete, yaşa vb. özelliklere göre kurumların ve markaların tanıtımları yapılmaktadır.
Dijital Reklamlardan En Fazla Fayda Nasıl Alınır?
Dijital reklamcılık veya çevrim içi reklamcılık, şirketler tarafından markayı, ürünü ya da hizmeti çevrim içi kanallar aracılığıyla tanıtmak için kullanılan bir pazarlama şeklidir. İnternetin sunduğu imkânlar vasıtasıyla datalı, konuma göre, kullanıcı alışkanlığına göre, cinsiyete, yaşa vb. özelliklere göre kurumların ve markaların tanıtımları yapılmaktadır.
Haber siteleri, arama motorları ve sosyal medya en fazla dijital reklamın yapıldığı yerler olarak kabul edilebilir. Bunlara örnek olarak; Google Ads reklamları (AdWords), Programatik system, Facebook Business, LinkedIn Business ve Sosyal medya popüler olan dijital reklam platformlarından bazılarıdır. Dijital reklam ağları geleneksel reklama göre müşterilerle daha hızlı etkileşim kurabileceğiniz ve daha geniş bir kitleye bu reklamları sunabileceğiniz platformlarda yayınlanmaktadır. Doğru etkileşimi almanız adına yaptığınız çalışmalar, reklam bedeli için verdiğiniz ücretlerin katbekatını ürün satışlarının artışı ile kapatmanızı sağlamaktadır.
Bu dijital reklam platformlarında reklam verirken, doğru etkileşimi almak adına dikkat edilmesi gereken önemli noktalar vardır. Bu noktalar reklam vereceğiniz platformlara göre değişiklik göstermektedir. Örneğin Google Ads’de vereceğiniz reklamlarda doğru etkileşimi almak için kullanacağınız anahtar kelimeler oldukça önemlidir. Hedef kitlenizin yapacağı aramalar da reklamlarınızın çıkması için doğru anahtar kelimeleri kullanmanız gerekmektedir. Yine Google Ads üzerinden görüntülü reklam verecekseniz kullanacağınız görselin ilgi çekici olması, hedef kitlenizi ve yayınlanacak siteleri ya da platformları belirlemeniz reklamınızın etkileşimini artırmak adına ön planda olacaktır. Programatik’de reklam verilecekse başta hedef kitle ve KPI belirlenmelidir. Bilinirlik reklamıysa görsel ilgi çekici ve tanıtıcı hedefleme yaparak kısıtlamadan büyük bir kitleye yayına çıkılabilir. Ancak performans odaklı bir kampanya ise hedef kitle doğru belirlenmeli, ilgili sitelerde yayında olunmalı ve yayın süresinin sistemin optimizasyonu için yeterli olması gerekmektedir. Eğer YouTube’da video içi görüntülü reklam vermeyi düşünürseniz, burada etkileşimi artırmak adına yayınladığınız reklamın özellikle ilk 5 saniyesinin etkili olması önemlidir çünkü kullanıcılar 5 saniye sonra reklamınızın geri kalanını izlemede atlayabilmektedir. Atlama seçeneği olmadan 6 saniyelik kısa reklamlar da kullanabilirsiniz fakat yine videonun süresi kısa olacağı için etkili bir içerik üretmek etkileşiminizi artıracaktır.
Dijital reklamcılığın bir diğer ayağı olan sosyal medya platformlarında doğru etkileşimi almak, diğer platformlara göre daha uzun bir süreçtir. Bu süreç içinde hedef kitleyi tanımak ve belirlenen kitleye uygun içerik üretmek önemli noktalardır.
AD FRAUD


Dijital reklam dünyasında güncel olarak en büyük sorunlardan biri olarak konumlanan, kısa ve orta vadede de bu yönde devam edeceği öngörülen reklam sahtekarlığı ya da dolandırıcılığı anlamına gelen ’Ad Fraud’ kavramı, özü itibariyle gelir elde etmek için, çevrimiçi reklam gösterimlerini, tıklamaları, dönüşümleri ya da dataların sahtekarlıkla sağlanmasıdır.
Dijital reklam dünyasında güncel olarak en büyük sorunlardan biri olarak konumlanan, kısa ve orta vadede de bu yönde devam edeceği öngörülen reklam sahtekarlığı ya da dolandırıcılığı anlamına gelen ’Ad Fraud’ kavramı, özü itibariyle gelir elde etmek için, çevrimiçi reklam gösterimlerini, tıklamaları, dönüşümleri ya da dataların sahtekarlıkla sağlanmasıdır.
Ad Fraud için aslında hedef kitleye ulaşmayan trafik veya gösterimler sonucu reklam verenin kandırılması yani dolandırılması ve zarar etmesi olarak ta ifade edebiliriz.
Burada yer alan sahtekarlıklar ve dolandırıcılıklar için de en geçerli yöntemler olarak baktığımızda ilk sırada gösterim hileleri kapsamında ’Bot Trafikler’ yer almaktadır.
’Bot Trafikler’ çeşitli virüsler aracılığıyla biz kullanıcıların bilgisayarında görünmeyen browserlarda trafik yaratılmasıdır. Bu şekilde de; ip, lokasyon, tekillik vb. incelemelere takılmayan bir yöntemdir.
Yani aslında burada biz kullanıcılar gibi mecraları ziyaret eden, sayfaları ziyaret eden tüm bot türlerini söyleyebiliriz.
Bu yönteme ve diğer Ad Fraud yöntemlerine önlem olarak da;
İleri derecede tespit sağlayan ’Ad Verification Tool’’ları geliştirilmiş ve bu Ad Verification Tool’ları üzerinden; örneğin Adjust, Integral Ad Science, DoubleVerify, Moat gibi reklam doğrulama araçları sayesinde bu fraudlar tespit edilebilmekte ve anlık olarak önlem alınabilmektedir.
Reklam doğrulma araçlarının işlevini kısaca belirtmek gerekirse;
Reklam doğrulama araçları; reklam verenlerin, reklamlarının doğru bağlamda, doğru web sitelerinde, bir web sitesinin doğru alanında ve doğru kitleler tarafından görülüp görülmediğini kontrol etmelerine olanak tanıyan bir sürecin en önemli tarafıdır. Bu arada bazı sahtekarlıkları da yayıncı kaynaklı olarak söyleyebiliriz.
Mesela hepimizin ara sıra tecrübe ettiği, ardı ardına açılan reklamların kapatılması bazen imkansız hale gelmektedir. Otomatik Pop-uplar, oto refreshler, transparan 1x1 sticky kodlar gibi sıkça rastladığımız modeller, yine sıkça başvurulan Ad Fraud yöntemlerindendir.
Gösterim hileleri haricinde tıklama sahtekarlığı da (Click Fraud) yine çok yaygındır.
Kısaca sitelerin içerisinde bulunan reklamların, gerçek kullanıcılar tarafından tıklanmaması olarak düşünebileceğimiz bu sahtekarlıkta;
’Click Bots’ yöntemiyle; Bot trafiktekine benzer şekilde çalışan, arka planda sürekli click yaratan virüsler kullanılmasıdır.
Önlem alınması en zor yöntemlerden/sahtekarlıklardan biri de ’Click Farm’ adı verilen yöntemdir.
’Click Farm’ yönteminde; Özellikle ucuz iş gücü olan Çin, Pakistan, Bangladeş, Nijerya, Hindistan gibi ülkelerdeki gerçek insanların, ip adreslerini değiştirerek, gerçekten ilgili reklamlara tıklamalarıyla gerçekleşen fraud sistemidir.
Ad Fraud konusunda en büyük darbe ’APAC’ bölgesi olarak ifade edilen ’Asya Pasifik Ülkeleri’ üzerinden gelmektedir.
Global fraud endüstrisinin % 90’ından fazlası bu bölgelerde gerçekleşmektedir.
Bunun da sebebi yoğun nüfusa ve özellikle ucuz iş gücüne sahip olan Çin, Pakistan, Bangladeş, Nijerya, Hindistan gibi ülkelerin, yukarıda ifade ettiğim ’APAC’ bölgesinde yer almasıdır.
E-Ticaret siteniz için Retargeting


Retargeting, şirketlerin web sitelerini veya uygulamalarını daha önce ziyaret etmiş kullanıcılara (bir şey satın alıp almamalarına bakılmaksızın) ulaşmasını sağlayan bir reklamcılık tekniğidir. E-ticaret siteleri, belirli bir müşterinin ilgisini çekebilecek ürünleri veya promosyonları göstererek kullanıcıları sitelerine geri getirmek için bunu kullanabilmektedir.
Retargeting, şirketlerin web sitelerini veya uygulamalarını daha önce ziyaret etmiş kullanıcılara (bir şey satın alıp almamalarına bakılmaksızın) ulaşmasını sağlayan bir reklamcılık tekniğidir. E-ticaret siteleri, belirli bir müşterinin ilgisini çekebilecek ürünleri veya promosyonları göstererek kullanıcıları sitelerine geri getirmek için bunu kullanabilmektedir.
Basitleştirilmiş bir Retargeting süreci şuna benzemektedir:
1. Bir kullanıcı e-ticaret web sitenizi veya mobil uygulamanızı ziyaret eder ve içeriğinizle etkileşime girer (ürün sitelerine göz atar, ürünleri alışveriş sepetine ekler vb.).
2. Faaliyetlerine bağlı olarak onlara şirketinizin kişiselleştirilmiş reklamlarını diğer web siteleri veya mobil uygulamalarda gösterilir.
3. Kullanıcı ilgi duyduğu ürüne ait e-ticaret yeniden hedefleme reklamlarını görür, web sitenize geri döner ve satın alma işlemini gerçekleştirir.
E-ticaret sektöründe kişiselleştirilmiş Retargeting uygulamanın temel faydaları şunlardır:
• Artan dönüşüm oranı– özellikle kendilerine yönelik bir teklif sunduğunuzda kullanıcıların satın alma olasılıkları daha yüksektir.
• Müşteri edinme maliyetlerinde azalma: Web sitenizi hiç ziyaret etmemiş yeni müşterilere ulaşarak ürünlerinize ilgi göstermiş olan kullanıcılara ulaşmaktan daha fazla zaman ve para harcar.
• Reklam yorgunluğunun azalması– kullanıcılarınız ihtiyaçlarına ve ilgi alanlarına göre ayarlanmış içerikle yeniden hedeflenir, böylece reklam çalışmalarınızdan rahatsız olmazlar,
• Tek seferlik alıcıları sadık müşterilere dönüştürmek: Bir kez bir şey satın almış olanlara özel teklifler içeren e-ticaret yeniden hedefleme reklamları görüntüleyerek onların sizin için önemli olduğunu ve şirketinizden düzenli olarak satın almaya değer olduğunu gösterebilirsiniz.
Retargeting, halihazırda elinizde tuttuğunuz kartlarla daha verimli oynamanıza olanak tanır ve bu da yatırım getirinizi artırmanıza olanak tanır. Web sitenizde zaten yoğun bir trafik olduğunu veya çok sayıda kullanıcının uygulamanızı indirdiğini ancak işlem sayısında sonuç göremediğinizi varsaydığımızda; Doğru bir stratejiyle, ziyaretçilerinizi (hiçbir zaman alışveriş yapmayan veya alışveriş sepetine herhangi bir ürün koymayan, ancak sıklıkla web sitenize göz atan kullanıcılar) dönüştürebilirsiniz. İlginç bir özel teklif, onları ilk satın alma işlemini gerçekleştirmeye teşvik edebilir. Bu reklam tekniği, alışveriş sepetini terk etme oranının yüksek olması durumunda, müşterileri web sitenize geri getirmek ve onları satın almaya motive etmek için de uygulanabilmektedir.
Programatik Sesli Reklamcılık Nedir Nasıl Çalışır


rogramatik audio; podcastler, dijital radyo ve müzik hizmetleri gibi ses içeriğine yerleştirilmesi için tasarlanmış bir dijital reklam biçimidir. Programatik formatların hepsi gibi, dijital sesli reklamcılık türü de reklam satış ve kampanya yönetim sürecini otomatikleştirmek için algoritmik satın alma teknolojisini kullanmaktadır.
Programatik Audio Reklamcılık nedir?
Programatik audio; podcastler, dijital radyo ve müzik hizmetleri gibi ses içeriğine yerleştirilmesi için tasarlanmış bir dijital reklam biçimidir. Programatik formatların hepsi gibi, dijital sesli reklamcılık türü de reklam satış ve kampanya yönetim sürecini otomatikleştirmek için algoritmik satın alma teknolojisini kullanmaktadır.
Programatik sesli reklamlar mobilde, masaüstünde veya uygulama içinde eşit verimlilikle ve biçimde görünür(dinlenir).
Programatik audio reklamcılık büyüme trendi
Birkaç sene önce Google, sesli reklam formatının uygulanmasının ardından gelirini oldukça artıran Spotify’ın başarılı örneğini takip ederek resmi olarak programatik sesli reklam platformunu tanıttı. Programatik audio envanteri yeni olmasına rağmen istikrarlı bir büyüme yaşıyor ve popülerliğinde bariz bir ivmelenme söz konusu.
SoundCloud’un iHeartRadio ve Panoply’nin TuneIn ile yeni yapmış olduğu programatik audio reklamcılığı çözümü olan AdsWizz’de Pandora tarafından yapılan çalışma en göze çarpan örneklerdendir.
IAB Avrupa reklamcılık raporunda bahsedildiği gibi, dijital audio reklamcılığındaki büyüme hızla devam ediyor ve 2022’de %19,4’lük bir büyümeye ulaşıyor. Statista’nın geleceğe yönelik tahminlerinde ise harcamalarının 2028 yılı sonuna kadar 13,21 milyar dolara ulaşacağından bahsediliyor.
Ayrıca, mobil içerik tüketimine yönelik kullanışlı formatların fazla olması nedeniyle, mobil cihazlardaki sesli reklam tüketim adedi hızla masaüstünü geride bırakıyor.
Programatik ses dosyası nasıl reklam olarak çalışır?
IAB, iş ortaklarının çoğunluğu tarafından kullanılan Dijital Sesli Reklam Sunma Şablonunu geliştirene kadar programatik audio reklam altyapısı programatik için tam olarak hazır değildi. Birkaç yıl önce mevcut eksiklikleri tamamlamak adına VAST protokolünü güncelledi.
VAST protokolü, doğrusal işitsel reklamlar için yerleştirme prosedürünü tanımlar (ses içeriği tüketiminden önce, sonra veya ortasında görünür, pre, mid, postroll da denir). Şu formatlarla örneklendirilebilir.
Tamamlayıcı reklamlar
Kullanıcılar müzik akışı yaparken görünen, logo ve CTA içeren statik görsellerdir. Sesli reklam yayını devam ederken tıklanabilir ve site ziyareti gerçekleştirilebilir.
Atlanabilir Reklam
Ses dosyasındaki video öncesi ve videonun ortasında dinletilen reklam spotlarıdır.
Ödüllü Reklam
Genellikle oyun içi yerleşimlidir. Reklam dinlenmesi tamamladığında kullanıcıya oyun içi bonus sağlayan, 15-60 saniye uzunluğunda olabilir.
Podcast reklamları
Bu reklamlar podcast’lerin (isteğe bağlı İnternet radyo konuşmaları) içine yerleştirilir. Programcının ağzından da okunabilir spot olduğu gibi de eklenebilir. Program başlamadan x markasının sponsorluğunda duyurusu ise sponsorluk çalışmalarının en çok kullanılan modelidir.
Dijital Pazarlamayla Web Sitenizi Başarıya Ulaştırmak için 10 İpucu


Dijital dünyada web siteniz; hedef kitlenize ulaşmak, marka bilinirliğinizi artırmak ve bunlar dışındaki bütün kuruluş hedeflerinizi gerçekleştirme doğrultusunda en güçlü tanıtım araçlarından biridir. Ancak, web sitenizin arama motorlarında üst sıralarda yer almasını ve hedef kitleniz tarafından daha fazla fark edilmesini istiyorsanız, birçok dijital pazarlama metodunu eş zamanlı kullanmanız gerekmektedir.
Dijital dünyada web siteniz; hedef kitlenize ulaşmak, marka bilinirliğinizi artırmak ve bunlar dışındaki bütün kuruluş hedeflerinizi gerçekleştirme doğrultusunda en güçlü tanıtım araçlarından biridir. Ancak, web sitenizin arama motorlarında üst sıralarda yer almasını ve hedef kitleniz tarafından daha fazla fark edilmesini istiyorsanız, birçok dijital pazarlama metodunu eş zamanlı kullanmanız gerekmektedir.
Bugün sizlere web sitenizde kullanabileceğiniz dünyaca kullanılmakta olan 10 etkili dijital pazarlama yöntemini detaylara boğulmadan aktarıyor olacağız. Bu yöntemleri kullanarak web sitenizin trafiğini artırabilir, marka bilinirliği oluşturabilir ve daha fazla satış yapabilirsiniz.
1. Arama Motoru Optimizasyonu (SEO):
Web sitenizin arama motorlarında daha üst sıralara taşımak için anahtar kelime optimizasyonu, teknik SEO ve içerik optimizasyonu gibi teknikleri kullanabilirsiniz.
• Anahtar Kelime Optimizasyonu:Hedef kitlenizin arama motorlarında aradığı anahtar kelimeleri belirleyerek web sitenizi bu kelimelere göre optimize edebilirsiniz.
• Teknik SEO: Web sitenizin kod yapısını ve altyapısını arama motorları için optimize ederek daha kolay taranmasını ve dizine eklenmesini sağlayabilirsiniz.
• İçerik Optimizasyonu: Anahtar kelimelerle zenginleştirilmiş, özgün ve kaliteli içerikler oluşturarak arama motorlarında daha üst sıralara çıkabilirsiniz.
2. İçerik Pazarlama:
Blog yazıları, özel haberler, incelemeler, infografikler ve videolar gibi ilgi çekici ve bilgilendirici içerikler oluşturarak sitenize trafik aktarıma başlayabilirsiniz.
• Blog Yazıları: Sektörünüzle ilgili güncel konularda blog yazıları yazarak hedef kitlenize bilgi verebilir ve onları web sitenize çekebilirsiniz.
• Özel Haberler: Güncel gelişmelere bağlı trafik çekebileceğinizi düşündüğünüz özel haberleri doğru SEO kurulumlarıyla paylaşabilir ve kullanıcıyla etkileşime geçebilirsiniz.
• Infografikler: Komplek ya da dönemsel istatistikleri görsel bir şekilde sunarak daha kolay anlaşılır hale getirebilirsiniz. İnfografik hazırlama konusunda internet birçok taslak dosya da ayrıca mevcut olup bunları revize ederek sitenizde paylaşabilirsiniz.
• Videolar: Ürünlerinizin veya hizmetlerinizin tanıtım videoları hazırlayarak hedef kitlenizin ilgisini ayrıca çekebilirsiniz.
3. Sosyal Medya Pazarlama:
Hedef kitlenize bağlı şekilde Facebook, Instagram, Twitter ve Youtube gibi platformlarda aktif olarak yer alarak ürün/hizmetinizi verimli bir şekilde anlatabilirsiniz.
• Sosyal Medya Platformlarını Seçin: Hedef kitlenizin aktif olduğu platformları belirleyin ve bu platformlara odaklanın.
• Düzenli Paylaşım Yapın: Hedef kitlenizin ilgisini çekecek içerikleri düzenli olarak paylaşın.
• Etkileşime Girin: Takipçilerinizin yorumlarına ve sorularına yanıt vererek onlarla etkileşime geçin.
• Sosyal Medya Reklamları: Hedef kitlenize özel reklam kampanyaları hazırlayarak web sitenize daha fazla trafik çekebilirsiniz.
Sosyal medya paylaşımlarıyla alakalı en önemli hususun sabır olduğunu da ayrıca aktarmamız gerekir. Çünkü hedeflediğiniz şekilde kitlenize çok hızlı ulaşıp beklenen takip ve etkileşim oranlarını yakalamanız vakit alabilir. Yine de istediğiniz şekilde sonuçlar elde edemiyorsanız, görsel setlerinizi, iletişim planlarınızı ayrıca gözden geçirebilirsiniz.
4. E-posta Pazarlama:
E-posta bültenleri ve otomatik e-posta serileri ile mevcut ve potansiyel müşterilerinizle iletişimde kalabilir ve onları hedeflediğiniz doğrultuda yönlendirebilirsiniz.
• E-posta Bültenleri: Hedef kitlenize düzenli olarak e-posta bültenleri göndererek onları ürünlerinizden veya hizmetlerinizden haberdar edebilirsiniz.
• Otomatik E-posta Serileri: Müşterilerinizin satın alma yolculuğuna göre otomatik e-posta serileri oluşturarak onları ürün/hizmetinize dair gelişmeleri düzenli aktarabilirsiniz.
5. Tıklama Başına Ödeme (PPC) Reklamcılığı:
Google Ads, Facebook Ads gibi platformlarda reklam vererek web sitenize daha fazla trafik çekebilir ve hedeflerinize daha hızlı ulaşabilirsiniz.
• Anahtar Kelime Reklamcılığı: Hedef kitlenizin arama motorlarında aradığı anahtar kelimeler için reklam verebilirsiniz.
• Görüntülü Reklamcılık: Hedef kitlenizin ilgisini çekecek banner reklamlar ile tanıtım yapabilirsiniz
• Sosyal Medya Reklamları: Hedef kitlenize özel reklam kampanyaları hazırlayarak web sitenize daha fazla trafik çekebilirsiniz.
6. Influencer Pazarlama:
Bir noktada sosyal medya başlığında görülebilse de influencer pazarlama artık sosyal medya dinamiklerinin dışında bir etki alanı kendine yaratmış durumdadır. Bu nedenle influencer marketing çalışmaları aracılığıyla ürünlerinizi veya hizmetlerinizi bu kişilerin tanıtmasını sağlayarak satışlarınızı artırabilirsiniz.
• Bağlı Pazarlama Programı Oluşturun: Ürünlerinizi veya hizmetlerinizi tanıtmak isteyenler için bir bağlı pazarlama programı oluşturun.
• Doğru Influencer’ları Seçin: Hedef kitlenizle uyumlu influencer’lar ile iş birliği yapın.
• Performansı Takip Edin: Bağlı pazarlama programınızın performansını takip edin ve gerekli optimizasyonları yapın.
Influencer pazarlama çalışmalarında görülebilecek dezavantajın ise yüksek maliyet olduğunu da söylememiz gerekir. Kısıtlı bir bütçeniz söz konusu ise Google Search ve Sosyal medya tanıtımlarına bütçenizi yönlendirmenizi ayrıca SEO çalışmalarına daha yoğun odaklanmanızı tavsiye edebiliriz.
7. A/B Testleri:
Farklı web sitesi tasarımlarını ve içeriklerini test ederek hangisinin daha iyi performans gösterdiğini kolaylıkla tespit edebilirsiniz.
• Farklı Tasarımlar Test Edin: Farklı renk şemaları, menü konumları ve sayfa düzeni gibi farklı web sitesi tasarımlarını test ederek hangisinin daha fazla dönüşüm sağladığını görebilirsiniz.
• Farklı İçerikler Test Edin: Farklı başlıklar, metinler ve görseller gibi farklı içerikleri test ederek hangisinin daha fazla tıklama ve etkileşim aldığını görebilirsiniz.
• A/B Test Araçları Kullanın: Google Optimize gibi A/B test araçları kullanarak testlerinizi kolayca gerçekleştirebilirsiniz.
Buradaki önemli husus ise web site trafiğinizin belirli bir kullanıcı sayısı üzerinde olması önemli görülmektedir. Örneğin bir test sayfasını çok az bir kullanıcı trafiği ile ölçümleyip buradan sonuçlar çıkarmanız sizi doğru sonuçlara götürmeyebilir. Sitenizi belirli bir kullanıcı örneklemi elde edecek bir seviyeye ulaştıktan sonra A/B testi yapmanızı tavsiye ediyoruz.
8. Kişiselleştirme:
Ziyaretçilere kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmak için web sitenizi dinamik içeriklerle özelleştirebilirsiniz.
• Ziyaretçi Davranışlarını Takip Edin: Ziyaretçilerinizin web sitenizle nasıl etkileşime girdiklerini takip edin ve bu bilgilere göre dinamik içerikler sunun.
• Öneriler Sunun: Ziyaretçilerinize geçmiş aramalarına veya satın alma geçmişlerine göre ürün veya hizmet önerileri sunabilirsiniz.
Bu alanda ise özellikle aşağıda da bahsedeceğimiz Google Analytics ve MarTech tool’ları kullanarak bu çalışmaları uygulayabilirsiniz. Google Analytics ücretsiz iken çok daha kapsamlı ve profesyonel destek almak istiyorsanız belirli bir ücret karşılığında MarTech tool’ları kullanabilirsiniz.
9. Kullanıcı Deneyimi (UX):
Web sitenizin kullanıcı dostu ve kolay kullanılabilir olması, ziyaretçileri daha uzun süre sitenizde tutmanıza yardımcı olur.
• Web Sitenizin Hızını Optimize Edin: Web sitenizin hızlı bir şekilde yüklenmesi, kullanıcı deneyimi için önemlidir.
• Kolay Gezinme: Web sitenizin menüsünün ve navigasyonunun kolay kullanılabilir olması gerekir.
• Duyarlı Tasarım: Web sitenizin farklı ekran boyutlarında düzgün bir şekilde görüntülenmesi gerekir.
10. Web Sitesi Analitiği:
Google Analytics gibi araçlar kullanarak web sitenizin performansını takip edebilir ve pazarlama stratejinizi buna göre optimize edebilirsiniz.
• Ziyaretçi Sayısını Takip Edin: Web sitenize ya da sayfalarınıza ne kadar ziyaretçi geldiğini ve hangi trafik kaynaklarından geldiğini takip edin.
• Dönüşüm Oranlarını Takip Edin: Web sitenizin kaç ziyaretçiyi müşteriye dönüştürdüğünü takip edin.
• A/B Testleri Sonuçlarını Takip Edin: A/B testlerinizin sonuçlarını takip ederek hangi stratejilerin daha iyi performans gösterdiğini görebilirsiniz.
• Özel Funnel’lar Oluşturun: Kullanıcılarızın hedef ya da final sayfalarınıza ulaşmada başlangıç ve bitiş sayılarını inceleyerek nerede ne şekilde sorunlar olduğunu tespit edebilirsiniz.
• Sitede Kalma Sürelerini Ölçümleyin: Web sitenize gelen kullanıcıların hangi sayfada ne kadar süre kaldığını tespit ederek buna bağlı aksiyonlar planlayabilirsiniz.
Google Analytics yukarıda aktarılan maddeler dışında tahmin edebileceğinizden çok öte oldukça önemli metrikler size sunmaktadır. En doğru tabiriyle sitenizin kılcal damarlarını görmenizi sağlayan bu tool ile planlanan birçok aksiyona hazırlanabilir ve sitenizi en doğru şekilde güncelleyebilirsiniz.
Mobil Reklamcılık Nedir, Türleri Nelerdir?


Mobil reklamcılık, mobil cihazda, akıllı telefonda veya tablette sunulan bir reklam türüdür. Mobil reklamlar genel olarak sosyal medya, uygulamalar, oyunlar ve mobil web siteleri aracılığı ile görünebilmektedir. Tüm reklam biçimlerinde genellikle en büyük gelir mobil tarafından oluşturulur. Yapılan araştırmalara göre mobil reklamcılık görünürlüğü %73’dür.
Mobil reklamcılık, mobil cihazda, akıllı telefonda veya tablette sunulan bir reklam türüdür. Mobil reklamlar genel olarak sosyal medya, uygulamalar, oyunlar ve mobil web siteleri aracılığı ile görünebilmektedir. Tüm reklam biçimlerinde genellikle en büyük gelir mobil tarafından oluşturulur. Yapılan araştırmalara göre mobil reklamcılık görünürlüğü %73’dür. Aynı zamanda mobil reklamcılık, kullanıcıların ilgisini diğer reklam türlerine göre daha fazla çekerek, kullanıcıyı uygulama içerisinde tutar, en çok dönüşümü getirmeyi hedefler ve yatırım getirisi odaklı çalışır. Mobil reklamcılık yeni bir reklam türü değildir ama son yıllarda en çok kullanılan reklamcılık türleri içerisine girmiştir. Bununda bir sebebi olarak tüketicilerin mobil cihazlara olan bağlılığı görülebilir. Dijital pazarlama uzmanları reklam stratejilerini geliştirirken birçok reklam türünden yararlanmaktadır. Bu reklam türleri; arama, görüntüleme, sosyal ve video gibi reklam türleridir.
Banner Reklamlar
Banner reklam genellikle bir markayı veya bir ürünü tanıtmak için kullanılmaktadır. Bu bannerlar genellikle kullanıcının dikkatini çekmek ve hazırlanan tek bir kreatif ile marka bilinirliğini arttırmayı hedefler. Bu reklamlarda markanız için ayrıntılı bilgi vermek çok mümkün değildir. Burada hedefleyeceğiniz görsel genel olarak bilinirliğe dayanmalıdır. Banner reklamlar markanın web sitesine bağlıdır bu sebeple kullanıcı reklama tıkladığında tanıtılan ürüne veya sayfaya yönlendirilmektedir.
Yerel Reklamlar
Gösterildikleri web siteye veya uygulamaya uyum sağlamak için oluşturulmuş bir reklam türüdür. En büyük avantajlarından biri kullanıcılar reklamlar ile karşılaştığında reklamları kapatamamaktadırlar. Kullanıcıya herhangi bir reklam algısı yaratmadan buradan hareketle kullanıcılar aslında fark etmeden reklamınız ile etkileşim haline girmektedir.
Video Reklamlar
Video pazarlaması artık pazarlama planlarının en önemli adımlarından biri haline gelmiş durumdadır. Hızla büyüyen bu reklam türünde, bir ürünü veya hizmeti tanıtırken yüksek dönüşüm oranını hedefleyen bir optimizasyon altyapısına sahiptir. Web siteleri, çevrimiçi mağazalar ve sosyal medya aracılığı ile mobil video reklamları görüntüleyebilirsiniz. Kullanıcı bir uygulamayı açarken veya etkileşim kurarken oynatılan bir video türü olarak da tanımlanabilmektedir.
Geçiş Reklamları
Bir uygulamanın içindeki geçiş noktalarında uygulanır ve mobil cihazdaki tam ekranı kaplayarak uygulaması yapılmaktadır. Bu reklam türü bir oyun duraklatırken, bir sayfa yeniden yüklenirken veya bir uygulama açılırken ortaya çıkmaktadır. Markalar arasında en popüler olarak kullanılan reklam türüdür. Bunun sebebi ise genellikle bu reklam türleri yüksek tıklama oranları sunmaktadır.
Dijital Dünyada "Remarketing"


Remarketing, daha önce siteyi ziyaret eden kullanıcılara reklam sunulan popüler bir dijital pazarlama yöntemidir. Özetle tüketicilerin önceki davranışlarına göre hedefleme sağlanan bir reklamcılık türü de denilebilmektedir.
Remarketing, daha önce siteyi ziyaret eden kullanıcılara reklam sunulan popüler bir dijital pazarlama yöntemidir. Özetle tüketicilerin önceki davranışlarına göre hedefleme sağlanan bir reklamcılık türü de denilebilmektedir.
Remarketing, çeşitli kanallar yardımıyla hedef kitlenize ulaşmayı sağlar. Özellikle SMS, e-posta gibi kanallar üzerinden potansiyel müşterilere ulaşılmaktadır.
Belirli bir siteyi ziyaret eden ama herhangi bir sebepten dolayı bu sitenin sunduğu hizmetten faydalanmadan siteden çıkış yapan kullanıcıların bu siteyi terk etme sebebi üzerine yoğunlaşılıp bu kullanıcılara belirli çalışmalarla ulaşılmaya çalışılmaktadır.
Remarketing, cookie bazlı bir sistem kullanır. Yani giriş yapılan sitede çerezleri kabul ettiğinizde remarketinge de izin vermiş olursunuz. Bir web siteye erişen kullanıcıların bilgisayarlarına veya akıllı cihazlarına bir JavaScript kodu yoluyla cookie yerleştirilir. Bu kod ile kullanıcı websiteden çıkış yaptığı andan itibaren takip edilmeye başlanır. Bu sayede kullanıcıların hangi siteyi ziyaret ettiği tespit edilerek o siteye reklam yayına çıkılmaktadır. Yani remarketing; siz bir siteden ayrılıp başka bir siteye geçtiğinizde, karşınıza bir önceki sitenin reklamını çıkaran pazarlama sistemi olarak da tanımlanabilmektedir.
Yapılan bir araştırmaya göre, bir siteye erişen ziyaretçilerin %96’sı sitenin sunduğu hizmetten faydalanmadan siteyi terk etmektedirler. Yani aslında potansiyel kullanıcılar, bu hizmete erişen kullanıcılardan çok daha fazla olarak raporlanmaktadır. Remarketing çalışmaları ile başta hizmetinizi kullanmakla ilgilenmeyen kullanıcılara sitenizi tekrar hatırlatabilir ve hizmetinizden faydalanmalarını rahatlıkla sağlayabilirsiniz.
Remarketing çalışmalarında önemli olan, hedef kitlenizin sizinle zaten daha önceden ilgilenmiş olan kişilerin olmasıdır. Yani sunduğunuz hizmetten zaten faydalanmak isteyen fakat çeşitli sebeplerden faydalanmamış kişilere reklam sunmanızı sağlamaktadır.
Remarketing sürecinde, Google Ads faaliyetleri kullanılmaktadır.
Bir remarketing kodu oluşturup, bu kodu web sitenizde müşterileri çekmek istenilen alana eklenerek çalışma hayata geçirilmektedir.
Doğru adımlar uygulandığında; piyasa araştırması yapan kullanıcılara kendinizi hatırlatır, ürünlerinizi almasa da ürünlerinizle etkileşime geçmiş kullanıcıları satın almaya teşvik eder ve daha önce satın alma yapan kullanıcıları da tekrar satın almaya yönlendirebilirsiniz.
Remarketing yaparak; Planladığınız reklam kampanyalarında piyasa araştırması yapan potansiyel müşterilerinize ürün veya hizmetinizi hatırlatma şansınız katbekat artmaktadır. Markanızın e-ticaret kanalında satın alma aksiyonunu almamış ama ürünle temasa girmiş müşterinin aklında yer edinerek satın alma eylemine kolaylıkla yönlendirmek bu metotla mümkün olmaktadır. E-ticaret kanalınızdan alışveriş yapmış kişileri remarketing ile yeniden alışverişe yönlendirerek, müşteri sadakatini kazanır ve marka güvenilirliğinizi rahatlıkla artırabilirsiniz.
Podcast Nedir & Podcast İçerik Reklamcılığı Reklam Modelleri


Yükselen bir trend olan Podcast evreni, ilk olarak 2000’li yılların başında ortaya çıkmıştır.
Podcast kavramını bir nevi, canlı yayın olmayan radyo programlarına da benzetebiliriz. En basit tanımlama ile; seri halinde yayınlanmış ses dosyalarına podcast denilmektedir.
Yükselen bir trend olan Podcast evreni, ilk olarak 2000’li yılların başında ortaya çıkmıştır.
Podcast kavramını bir nevi, canlı yayın olmayan radyo programlarına da benzetebiliriz. En basit tanımlama ile; seri halinde yayınlanmış ses dosyalarına podcast denilmektedir. Çok farklı konular işleyen/işlenebilen bu podcast’lar ya çevrimiçi şekilde ya da indirilip daha sonra internet bağlantısı olmadan da dinlenebilme özelliğine sahiptirler.
Geçmişi yaklaşık 20 sene öncesine dayanan Podcast dünyasının en büyük gelişimi ve artış gösterme eğilimini ise, pandemi sürecinde evlere kapanmak zorunda kalan insanlar için, evde geçirdikleri sürenin artması neticesinde yakalamıştır. Sosyal hayatı büyük ölçüde etkilenen ve kısıtlanan insanlar, bu dönemde özellikle dijital içerik platformlarıyla beraber Podcast evrenine de büyük bir yönelim gerçekleştirmiştir.
Başta kültür sanattan kişisel gelişime, spordan sağlığa, tarihi olaylar içeriklerinden iş hayatına kadar akla gelebilecek hemen her konuda eğitici ve bilgilendirici olan bu “sesli bloglar” , Google Podcast’ten Spotify’a, iTunes’tan Youtube kadar pek çok platformdan kolayca ulaşılabilen bir niteliktedir.
Yapılan araştırmalarda en yüksek podcast bilinirliğine sahip kıta Avrupa olurken, en fazla podcast bilinirliği olan ülkenin ise %78 ile Amerika Birleşik Devletleri’dir. Avrupa’da en çok podcast dinleyen ülkenin ise %41 ile İrlanda olduğu saptanan araştırmalarda; İspanya, Norveç, İtalya ve Amerika gibi ülkelerin yoğun olarak dinlediği podcastlere, Türkiye’den de ilginin her gecen gün arttığı ortaya çıkmıştır.
Tabii Podcast evrenin ortaya çıkması ve özellikle pandemi dönemindeki yoğun ilgi ve takibi, bunun yanında içerik üreticilerinin bu platformlardan gelir elde etmeye başlamasıyla sektörün reklam hacmi de önemli ölçüde büyüme göstermiştir.
Podcast reklam gelirleri 2021’de ilk kez 1.4 milyar dolar bandını geçmiş ve 2024’e kadar da, neredeyse üç katına çıkarak 4 milyar doları geçmesi beklenmektedir.
Son olarak, Podcast İçerik Reklamcılığı içerisinde yer alan reklam modellerini de paylaşmayı bu yazı kapsamında önemli görmekteyiz:
- Podcastin açılış ve bitişinde yapılan ve sponsor markadan kısaca bahsedilen ve markaya “teşekkür edilen” model olan “Sunar ve Sundu” modeli
- Markaya Özel İçerik-Podcast Bölümü Hazırlanması
- Podcastler çekilirken akış içerisinde ilgili ve algının yüksek olduğu bir anda sponsorlu reklam içeriğin başladığı ve ortalama 2-3 dakika boyunca devam eden ve podcastin kendi tonunda, ilgi çekici, native bir akışla anlatım gerçekleştiren ve akabinde podcast’in kendi konu akışına devam ettiği “Mevcut Podcastler içinde Ürün Entegrasyonu” modeli
- Sponsor markanın ilgili pazarlama departmanı veya marka yüzlerinin konuk olarak katıldığı, soru cevap sohbet şeklinde devam eden hem kampanya detaylarının konuşulduğu hem de konuğun kendi yorumlarını da kattığı bölümler olan “Konuklu Özel Bölümler” modeli
- 3 ay, 6 ay veya 1 sene gibi belli bir süre boyunca reklamı yapılacak markanın her bölümde farklı bir kampanyası, ürünü ve kupon kodundan bahsedilen uzun süreli sponsorluk modeli olan “Markaya Özel Seri Podcast Çalışmaları” modeli yer almaktadır
Avrupa Birliği; Yapay Zekayı Düzenleyecek Kurallarda Anlaştı


Avrupa Birliği Konseyi, üye olan ülkeler ile Avrupa Parlamentosu arasında tartışılan ve dünyada yapay zekaya yönelik ilk kapsamlı kuralları getirecek "Yapay Zeka Yasası" konusunda uzlaştığını duyurdu.
Avrupa Birliği Konseyi, üye olan ülkeler ile Avrupa Parlamentosu arasında tartışılan ve dünyada yapay zekaya yönelik ilk kapsamlı kuralları getirecek "Yapay Zeka Yasası" konusunda uzlaştığını duyurdu.
Buna göre; Avrupa ülkelerinde kullanılan yapay zeka sistemleri kişilik temel haklarına saygı göstermesi gerektiğinde uzlaşıldı. Bu sistemler topluma zarar verme ihtimaline göre "risk temelli" bir yaklaşımla sınıflandırılacağı ayrıca belirtildi.
- Yüksek riskli olarak nitelenen sistemlere ise daha sert kurallar getirilmesine karar verildi. Yapay zekayı basit yazılım sistemlerinden ayıracak kriterler ise açıkça belirlenecek.
- Yapay zekanın, ülkelerin ulusal güvenlik alanındaki yetkinliklerini ve bu alanda görevlendirilen herhangi bir kurumu negatif anlamda etkilememesi esas olacak.
- Yapay zeka kanunu, yalnızca savunma sanayi alanında kullanılan sistemler için geçerli olmayacak.
- Sınırlı risk sunan yapay zeka sistemleri ise kullanıcıların bilinçli biçimde karar alabilmesi adına içeriğin yapay zeka tarafından oluşturulduğunu açık biçimde bildirmekle yükümlü olacak. Bu sistemler, düşük şeffaflık yükümlülüklerine tabi tutulacak.
- Öte yandan bazı yüksek riskli yapay zeka sistemlerine ise izin verilecek. Ancak yüksek riskli sistemlerin Avrupa Birliği pazarına erişimi bir takım kurallara tabi olacak.
- Bilişsel davranışların manipülasyonu, yüz görüntülerinin internetten veya kapalı kamera görüntülerinden hedefsiz olarak alınması, iş yerinde ve okullarda duygu tanıma, sosyal puanlama, cinsel yönelim-dini inanç gibi hassas verileri çıkarmak için biyometrik sınıflandırma da yasak kapsamında olacak.
- Emniyet güçleri de faaliyetlerinde yapay zekayı kullanabilecek. Acil durum prosedürü ile normal uygunluk değerlendirme prosedürünü geçememiş yüksek riskli bir yapay zeka sistemini devreye sokabilme şansı olacak.
- Emniyet birimleri istisnai senaryolarda, kamuya açık yerlerde eşzamanlı biyometrik tanımlama sistemlerini izin alarak kullanabilecek.
- Bu türdeki kullanımlar terör olayları, mevcut veya öngörülebilir tehditlerin önlenmesi ve birtakım suçlardan aranılan şüphelilerin tespiti gibi durumlarla sınırlı olacak.
Bunlarla birlikte, yapay zekâ sistemlerinin suiistimal edilmesine karşı temel hak ve özgürlüklerin korunmasını sağlamak amacıyla mekanizma ve Yapay Zekâ Ofisi kurulmasın da gündemlerinde olduğu aktarılmıştır.
OTT ve CTV Tanımı Connected TV Gelişimi


OTT, standart kablo veya uydu yayın hizmetleri kullanılmadan TV içeriğinin doğrudan internet üzerinden kullanıcılara iletilmesidir. OTT içeriğine bilgisayarlardan, mobil cihazlardan, smart TV’lerden, oyun konsollarından veya streaming cihazlarından erişilebilir. Popüler OTT hizmet sağlayıcıları arasında Netflix, Hulu, Crave, Amazon Prime ve Disney+ yer alır.
OTT (Over-the-Top) nedir?
OTT, standart kablo veya uydu yayın hizmetleri kullanılmadan TV içeriğinin doğrudan internet üzerinden kullanıcılara iletilmesidir. OTT içeriğine bilgisayarlardan, mobil cihazlardan, smart TV’lerden, oyun konsollarından veya streaming cihazlarından erişilebilir. Popüler OTT hizmet sağlayıcıları arasında Netflix, Hulu, Crave, Amazon Prime ve Disney+ yer alır.
Platformlardan elde edilen veriler istenen kitleye ulaşmak için daha etkili hedeflemeyi sağladığından, OTT servisleri reklam verenler için önemlidir.
CTV (Connected TV) nedir?
CTV, internet erişimi olan televizyonlara verilen isimdir. Bu erişim smart TV özelliğiyle, streaming cihazlarıyla veya oyun konsolları aracılığıyla sağlanabilir.
TV’ye internet erişimi sağlayan popüler streaming cihazları ve oyun konsolları Playstation, Xbox, Roku TV, Apple Tv, fireTV, Chromecast’tir. Çoğu OTT içeriği CTV üzerinden izlenir ancak tabletinde Disney+ içeriğini açan bir kullanıcı da OTT içeriği izliyor demektir. Aynı kullanıcı bir Smart TV’de veya TV’ye bağlı bir yayın cihazında Disney+ içeriğini izliyorsa, o zaman OTT içeriğini CTV aracılığıyla izliyor olur. CTV’nin popülaritesi, Kuzey Amerika ve Avrupa’nın trende öncülük etmesiyle dünya çapında gün geçtikçe artmaktadır. Reklamcılar, medya mixlerine CTV’yi dahil ederek, neredeyse %100 viewability ve mükemmele yakın reklam completion rate ile daha büyük bir ekranda daha geniş bir kitleye ulaşma şansına sahip olmaktadırlar.
Amerika’da connectedTV (CTV) programatik görüntülü reklam harcamalarının 2022’de tahmini 20,7 milyar dolardan 2023’te 25,09 milyar dolara çıkması bekleniyor.
Reklam harcamalarında son dönemde over-the-top (OTT) ve CTV’ye geçiş, karantina sırasında daha fazla insanın Netflix ve YouTube gibi yayın hizmetlerine yönelmesiyle başladı. ABD’de streaming gelirleri 2020’de %41 arttı.
Ancak OTT pazarı, pandemi sonrası yıllarda abone büyümesinin azalması, pazar doygunluğu ve artan maliyetler nedeniyle ağır darbe aldı. Önümüzdeki yıllarda, yeni aboneler için aralıksız bir baskı yerine, yatırım getirisi ve kârlılığa yeniden odaklanıldığı görülebilir.
Bu yalnızca geleneksel, yalnızca aboneliğe dayalı, reklamsız modellerden uzaklaşılmasıyla mümkün olabilir. 2023’te Netflix, Disney+ ve Hulu da dahil olmak üzere neredeyse tüm büyük yayın hizmetleri reklam destekli abonelik katmanları ekledi.
Bu da CTV segmentini 2023’te izlenecek en ilgi çekici programatik reklamcılık trendlerinden biri haline getiriyor. Reklamcılık sektöründekilerin yeniden değerlendirilmesi gereken satın alma sürecine, yöntemlerine ve ölçümlerine dikkat etmesi gerekiyor
CTV programatik görüntülü reklamcılık hâlâ emekleme aşamasında olabilir, ancak bu teknolojiye dair altyapısal hazırlıklarını yapabilen kuruluşların ilerleyen zamanlarda bu çalışmaların getirisini fazlasıyla alması beklenmektedir.
2024’te Dijital Pazarlama Trendleri


2024 yılında gerek yaşanan gelişmeler gerekse gelişen teknolojiler doğrultusunda dijital pazarlamada heyecan verici ve yenilikçi bir yıl olması beklenmektedir. Yapay zeka (AI), kişiselleştirme, sosyal ticaret, video içerik ve sesli arama gibi trendler, pazarlamacıların hedef kitlelerine daha etkili bir şekilde ulaşmalarına ve pazarlama kampanyalarından daha yüksek yatırım getirisi (ROI) elde etmelerine yardımcı olacaktır.
2024 yılında gerek yaşanan gelişmeler gerekse gelişen teknolojiler doğrultusunda dijital pazarlamada heyecan verici ve yenilikçi bir yıl olması beklenmektedir. Yapay zeka (AI), kişiselleştirme, sosyal ticaret, video içerik ve sesli arama gibi trendler, pazarlamacıların hedef kitlelerine daha etkili bir şekilde ulaşmalarına ve pazarlama kampanyalarından daha yüksek yatırım getirisi (ROI) elde etmelerine yardımcı olacaktır.
Yapay Zeka (AI): AI, pazarlamacıların en büyük yardımcılarından biri olmaya şimdiden aday durumdadır. Veri analizinden chatbot’lara ve otomasyona kadar her alanda kullanılan AI, pazarlamacıların daha az zamanda daha fazla iş yapmalarını ve daha yüksek ROI elde etmelerini sağlayabilmektedir.
Kişiselleştirilmiş Deneyimler: Müşteriler, kendilerine özel ve ilgi çekici deneyimlere dair talebi gitgide artmaktadır. AI ve veri analizi kullanarak her müşteriye özel içerikler, ürün önerileri ve reklamlar sunmak, 2024’te pazarlamacıların başarısında çok önemli bir faktör olarak görülmektedir.
Sosyal Ticaretin Yükselişi: TikTok, Instagram ve Pinterest gibi platformlar, alışverişi kolaylaştıran yeni özellikler sunmaya başlamış durumdadır. 2024’te, sosyal medya platformları e-ticaret için daha da kritik bir kanal haline gelmesi beklenmektedir. Pazarlamacıların bu platformlarda daha yaratıcı içeriklerle aktif olması ve hedef kitleleriyle daha yenilikçi formatlarda etkileşime geçmesi gerekecektir.
Video İçeriklerin Önemi: Video içerikler, kullanıcıların dikkatini çekmede ve etkileşimi artırmada en etkili araçlardan biri haline gelmiş ve etkisini çok daha da artırması beklenmektedir. 2024’te, reels/shorts formatındaki kısa videolar, canlı yayınlar ve etkileşim videoları gibi video içerik türleri daha da popüler olacaktır. Pazarlamacıların video içeriklere gerek fikirsel gerekse maddi olarak yatırım yapmasıyla bu trendin içerisinde önemli bir oyuncu olarak konumlarını korumaları daha da önemli hale gelmiştir.
Sesli Aramanın Artan Kullanımı: Sesli arama, sektördeki beklentilere göre kullanıcıların bilgi aramalarında ve alışveriş yapmalarında daha yaygın olarak kullanılacaktır. Pazarlamacıların sesli arama optimizasyonu (SEO) ve sesli reklamlar gibi stratejilere yatırım yaparak bu formattan daha fazla trafik ve getiri elde etmeleri beklenmektedir.
Son olarak;Sürdürülebilirlik: Günümüz dünyasında tüketim trendleri gitgide daha çevre dostu ürün ve hizmetlere kendini evirmektedir. Müşteriler, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir ürünlere ve hizmetlere daha fazla önem verirken pazarlamacıların sürdürülebilirlik ilkelerini pazarlama stratejilerine dahil ederek bu bilinçli müşteri kitlesinin ilgisini kendilerine çekmesi de kayda değer bir hacimde marka ve trafik değerinin yükselmesine katkı sağlayacaktır.
Daha yüksek ROI hedefleyen pazarlamacılar, 2024 yılında bu trendleri göz önünde tutarak pazarlama çalışmalarında daha etkin ve yerinde geri dönüşler elde edecektir.
Performans Pazarlama Nedir?


Performans pazarlaması, ürün ya da hizmetlerin dijital platformlar üzerinden tüm reklam çalışmalarının tek bir sistem üzerinden yürütülmesine dayalı bir pazarlama stratejisidir. Detaylı ölçümlemelere dayalı risksiz bir yöntemdir. Farklı satın alma ve farklı kanallarda gösterim sağlayabilme özellikleriyle performans pazarlaması en verimli dijital platform metotları arasındadır...
Performans pazarlaması, ürün ya da hizmetlerin dijital platformlar üzerinden tüm reklam çalışmalarının tek bir sistem üzerinden yürütülmesine dayalı bir pazarlama stratejisidir. Detaylı ölçümlemelere dayalı risksiz bir yöntemdir. Farklı satın alma ve farklı kanallarda gösterim sağlayabilme özellikleriyle performans pazarlaması en verimli dijital platform metotları arasındadır.
Performans Pazarlamanın Avantajları Nelerdir?
Ölçümleme: Markamızın tüm dijital platformlarda performans pazarlaması sayesinde gerçekleştirdiği çalışmalardan elde ettiğimiz verileri raporlayabilir, verimini ve geri dönüşleri inceleyebilirsiniz.
Risk Oranının Düşük Olması: Ölçülenebilir ve verilere dayalı olmasından dolayı risk oranı da düşüktür. Performans pazarlama ürün ya da hizmetlerinizi uygun fiyata hedef kitlenize ulaştırmakta oldukça etkilidir. Doğru hedef kitleye doğru zamanda, doğru mecralara da ulaşabilme imkanı sunar.
Performans Pazarlama Hedefleri ve Ölçümleri Nelerdir?
CPM (Cost Per İmpression / Gösterim Başına Maliyet)Pazarlama ve reklamcılıkta yaygın olarak kullanılan bir fiyatlandırma türüdür. Bin gösterim başına maliyet olarak da adlandırılan CPM, reklamın aldığı her bin gösterim için yapılan toplam harcamadır.
CPC (Cost Per Click / Tıklama Başına Maliyet)Reklam verenin, tıklama başına yaptığı sistemdir. Kullanıcı reklama her tıkladığında sisteme kaydedilir. Marka ile anlaşılan tıklama sayısına ulaşıldığında yayın durdurulur.
CPV (Cost Per View / Görüntüleme Başına Maliyet)Reklamın içinde video izlenmeyi barındıran web sitelerinde uygulanır. Burada sadece izleyen kullanıcılar için ödeme yapılır. Müşterinin reklama ortalama kaç saniye ilgi gösterdiği ile ilgili bilgi verir.
CPA (Cost Per Action / Eylem Başına Maliyet)Hedef kitlemizin gerçekleştirdiği eyleme göre reklam verenin ödeme yaptığı bir sistemdir. Bu eylemler form doldurma, abonelik, üyelik gibi işlemler olabilir.
CPL (Cost Per Lead / Form Başına Maliyet)
Web sitesi üzerinde hedeflenen formun doldurulması için ödenen birim maliyet anlamına gelir. Bu form, üyelik yada iletişim formu olabilir.
Pazarlama-Satış Kavramları


Pazarlama ile satış, pazarlama ve reklam gibi benzer kavramlar olduklarından çok karıştırılabilmektedir. Özellikle; kapıdan satış yapanlara “pazarlamacı” denildiği için, satış ve pazarlama sanki aynı kavramlarmış gibi biline gelmiştir.
Pazarlama ile satış, pazarlama ve reklam gibi benzer kavramlar olduklarından çok karıştırılabilmektedir. Özellikle; kapıdan satış yapanlara “pazarlamacı” denildiği için, satış ve pazarlama sanki aynı kavramlarmış gibi bilinegelmiştir.
Aslında satış, pazarlama bileşenleri içerisindeki bir aşamadır. Dönüşüm yani ürün veya hizmetin alıcı tarafından teslim alınıp bedelinin ödenmesi, birincil pazarlama etkinliklerinin tamamlandığı aşamadır, bunun sonrasında müşteri ilişkileri, tutundurma ve yeniden satış gibi aşamalar söz konusudur. Yani pazarlama, geniş anlamda işletmenin yaşam döngüsü ile tanımlanabilirken, satış; bu döngüye kaynak sağlayan eylem olarak görülmektedir.
Pazarlama ve satış arasındaki önemli bir fark da ihtiyaç oluşturma ve ihtiyacı karşılama süreçleridir. Pazarlama, müşterilerin bilinçli olarak ihtiyaçlarını fark etmelerini sağlayarak ürünlere ve hizmetlere yönelik talep yaratır. Bu süreçte, hedef kitlenin ihtiyaçlarına odaklanan pazarlama stratejileri ve iletişimi kullanılır.
Satış ise pazarlamanın ardından gelir ve müşteri elde etmeyi hedefler. Müşterilerin farkında oldukları ihtiyaçlarını karşılamak için ürün ve hizmetlerin aktif olarak satılmasını içerir.
Pazarlama ve satış faaliyetlerinde, kazanç hedefleri belirlemek büyük önem taşımaktadır. Net kar ve toplam gelir, bu hedeflerin ana odak noktalarını oluşturmaktadır. Net kar, şirketin elde ettiği gelirlerden maliyetleri çıkararak elde ettiği saf kar miktarını ifade eder. Bu kar, şirketin finansal sağlığını ve başarısını yansıtır. Diğer yandan, toplam gelir şirketin elde ettiği tüm gelir miktarını ifade eder ve satış hacmini, fiyatlandırmayı ve satış miktarını içerir. Kazanç hedefleri belirlenirken, şirketin stratejik hedefleri ve pazarlama faaliyetlerinin satış performansına etkisi dikkate alınır. Böylece şirket hem net karını artırmayı hedeflerken hem de toplam gelirini maksimize etmeyi amaçlar.
Ek olarak; Pazarlama ve satış arasındaki önemli bir fark da zamanlamanın üretim süreciyle ilişkisidir. Pazarlama, üretim öncesi aşamada faaliyet gösterirken satış, üretim sonrası süreçte devreye girmektedir. Pazarlama, ürün veya hizmetin geliştirilmesi, tüketici taleplerinin analizi, pazar araştırmaları ve strateji oluşturma gibi aşamaları içermektedir. Öte yandan, satış süreci ürün veya hizmetin üretiminden sonra gerçekleşmektedir. Satış, müşteriye ürün veya hizmetin sunulması, fiyatlandırma, müşteri ilişkileri yönetimi ve satış sonrası destek gibi aşamaları içermektedir. Üretim sonrası satış faaliyetleri, ürünlerin müşterilere ulaştırılmasını, satın almalarını teşvik etmeyi ve müşteri memnuniyetini sağlamayı amaçlamaktadır.
Özetle; pazarlama ve satış kavramları dijitalde ve aktif yaşantıda aynı kavramlar gibi bilinse de teknik anlamda kendi içlerinde oldukça detay ve farklı çalışmalar içeren yapılar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Açık Hava Reklamcılığı


Açık hava reklamları, aslında dışarıdayken gördüğümüz ve biz tüketicileri dışarda dolaşırken, gezerken ya da bir yerden bir yere giderken ulaşmayı hedefleyen billboardlar, otobüs durakları ve iskelelerde yer alan ve binaları giydirmek suretiyle gördüğümüz tüm reklam posterleri olarak adlandırılabilmektedir.
Açık hava reklamları, aslında dışarıdayken gördüğümüz ve biz tüketicileri dışarda dolaşırken, gezerken ya da bir yerden bir yere giderken ulaşmayı hedefleyen billboardlar, otobüs durakları ve iskelelerde yer alan ve binaları giydirmek suretiyle gördüğümüz tüm reklam posterleri olarak adlandırılabilmektedir.
Güncel durumda en popüler açık hava reklamcılığı içerisinde billboardlar yer alırken, teknolojinin de her geçen gün gelişmesi sonucunda dijital reklam panoları da hızla büyümekte ve gelişmektedir.
Herkesin gün içerisinde bir sebeple; işe gitmek, dolaşmaya çıkmak vb. gibi sebeplerle dışarıya çıktığını düşündüğümüzde aslında açık hava reklamcılığının önemi daha da anlaşılabilmektedir.
Tabii reklamveren açısından buradaki stratejiyi kurarken bazı önemli noktaları da göz önünde bulundurması ve hedef kitleye ulaşmak için temel faktörleri iyi analiz etmesi gerekmektedir.
Bunlar arasında belki de ilk sırada yer alacak madde konum olarak düşünülmelidir. Sunulan reklam içeriğinin, potansiyel tüketicilerine hitap edilecek yerlerde konumlanması hayati önem taşımaktadır.
Yine bu maddeye ek olarak günün hangi zaman diliminin seçileceği de ilk maddeyi tamamlar bir niteliktedir. Özellikle büyük şehirlerde trafik sıkışıklığının yoğun olduğu bölgeleri baz alırsak, insanların uzun süreler boyunca açık havadaki reklamlara maruz kaldığını rahatlıkla söyleyebiliriz
Bu maddelere ek olarak; kullanılacak fontlardan, seçilecek renklere ve reklam alanlarının büyüklüğüne kadar birçok faktör yine pazarlama stratejisi için oldukça önem arz etmektedir
Ama bütün bunların anlamlı bir bütün haline gelebilmesi için, yukarıda da belirttiğim gibi markaların analizlerini çok iyi yapması ve hedef kitlelerini nerede yakalayacaklarını çok iyi bilmesi ve stratejilerini buna göre kurması hayati önem taşımaktadır
Daha çok marka bilinirliği oluşturmak ve bazen de marka bilinirliliğini pekiştirmek için tercih edilen açık hava reklamcılığı, ulaşılabilen kitle sayısı sebebiyle önemli bir avantaj barındırmaktadır
Bununla beraber stratejisi iyi kurulmayan bir açık hava reklamcılığı modelinde ise verimsiz sonuçlar alınabilmesi en büyük handikap olarak değerlendirilmelidir.
Multichannel Marketing


Statista’ya göre 2027’ye kadar Avrupa’da digital reklam Pazar payı 152 milyar doları geçeceği düşünülmekte ve bunun %82’lik payı ise programatik reklamcılıktan sağlanacağını ön görmektedir. Bu duruma bağlı olarak markaların programatik kampanyalara daha fazla yatırım yapması beklenmektedir.
Statista’ya göre 2027’ye kadar Avrupa’da digital reklam Pazar payı 152 milyar doları geçeceği düşünülmekte ve bunun %82’lik payı ise programatik reklamcılıktan sağlanacağını ön görmektedir. Bu duruma bağlı olarak markaların programatik kampanyalara daha fazla yatırım yapması beklenmektedir.
Programatik reklamcılıkta markaların kullanabileceği birden fazla kanal ve format bulunmaktadır. Bunlardan en çok bilinenlerini ise native, display, video, connected TV (CTV), audio, in-game advertising ve digital out of home (DOOH) olarak sıralayabiliriz.
Multichannel stratejisi ile birden fazla kanalı kullanarak kampanyanın ulaşacağı toplam kullanıcı sayısını fazlasıyla arttırarak daha fazla erişim getirebilir. Böylelikle kullanıcılar her kanalda ve cihazda yakalanacaktır.
Ajanslar tarafından en çok kullanılan kanallar display, video ve sosyal medya kanalları olup kullanıcıyı bu kanallar üzerinden hedeflemeye çalışmaktadırlar.
Peki multichannel stratejisinin bizlere ne gibi faydaları olacaktır?
1. Multichannel kampanyalar farkındalığı arttırır:
Markalar kullanıcılara sundukları teklifleri sürekli olarak farklı kanallardan hatırlattığı için kullanıcılar arasında farkındalık doğal olarak artacak ve bilinirliği oluşturmaya yardımcı olacaktır.
2. Multichannel kampanyalar kullanıcı kazanımı şansını ciddi şekilde arttıracaktır:
Sosyal medya, digital video ve TV kanalları marka bilinirliği için yaygın olarak kullanılmakta ve satışları arttırmak için önde gelen kanallardır. CTV, in-game advertising ve DOOH kullanıcı kazanmak için harika kanallar olarak görülebilir.
3. Multichannel kampanyalar yeniden hedefleme (retargeting) için kullanılan harika yöntemlerdir:
Mutlichannel sayesinde reklamverenler kullanıcıya daha sonra farklı bir kanalda tekrar reklam göstermek adına yeniden hedefleyebilir ve multichannel bunu yapmanın en efektif yolu olarak kabul edilebilmektedir.
Çok kanallı kampanyalar, tüm pazarlama hunisi boyunca kullanıcıları yakalamak için bir fırsattır ve reklamverenlerin farkındalık oluşturmasına, üzerinde düşünmesine ve satın almalara yol açmasına olanak tanır. Bu kampanyalar, pazarlamacıların hedefleri aşmasına olanak sunmaktadır: Markalar, kampanyalarını müşteri yolculuklarına göre tasarlayabilir, farklı satın alma aşamalarındaki insanlara ulaşabilir ve daha bütünsel ölçüm gerçekleştirebilir.
Günümüzde kullanıcıların kullandığı cihaz ve kanalların çeşitliliği göz önüne alındığında, reklamverenlerin kapsamlı bir hedefleme yaklaşımı benimsemesi hayati önem taşımaktadır. Bunu yaparak hedef kitlelerine çeşitli platformlarda etkili bir şekilde ulaşabilir ve hedef kitlenin bulunduğu her yerde güçlü bir varlık gösterebilmektedirler.
Çerez nedir, çerezsiz dünya nasıl olacak


Reklam verenler hedef kitlelerinin hakkında ekstra bilgi edinmek ve potansiyel müşterilere ulaşmak için uzun süredir verileri kullanmaktadır. Fakat Google, 3rd parti çerezleri kademe kademe kaldırmayı duyurduğundan beri çerezsiz reklamcılık kavramını daha çok duymaktayız. Peki bu durum sektörün geleceğini ne şekilde etkileyebilecektir?
Reklam verenler hedef kitlelerinin hakkında ekstra bilgi edinmek ve potansiyel müşterilere ulaşmak için uzun süredir verileri kullanmaktadır. Fakat Google, 3rd parti çerezleri kademe kademe kaldırmayı duyurduğundan beri çerezsiz reklamcılık kavramını daha çok duymaktayız. Peki bu durum sektörün geleceğini ne şekilde etkileyebilecektir?
Google, Facebook ve Apple’dan gelen son haberlerle birlikte, reklamcılık 3rd parti çerezlerden veri havuzu olmayan bir ekosisteme evrilmesi beklenmektedir. Türkiye’de ise şirketler bu dönüşümü hızlandırmaya başlamıştır. Geçen yıl içerisinde Adform’un çerezsiz dijital reklamcılık odaklı bir platform için yatırım alması güzel bir örnek sayılabilir.
3rd parti veri neden kullanılır?
Üçüncü taraf verileri kullanıcı bilgilerini, kullanıcılarla doğrudan ilişkisi olmayan üçüncü taraf şirketler tarafından toplanmaktadır. 3rd parti veriler kullanıcı bilgilerini yine üçüncü taraf şirketler tarafından elde etmektedirler. Bu şirketler web sitelerine ödeme yapabilir ya da farklı anlaşma metotları da ayrıca bulunmaktadır. Bir kod parçacığı şeklinde saklanıp belirlenen şekilde gruplanan bu veriler, izleyici olarak da bilinen bu 3rd parti çerezler sayesinde pazarlama profilleri oluşturulabilir ve hedefli reklam kampanyaları gerçekleştirmek için markalar tarafından kullanılabilmektedir.
Google’ın tarayıcısı Chrome üzerinden çerezleri aşama aşama kaldırması reklamverenlerin seçeneklerini ve veri noktalarını önemli ölçüde değiştirecektir.
Peki Google neden çerezleri kaldırıyor?
Safari-Firefox gibi tarayıcılar bunları aşamalı olarak kaldırmış olsa da Google niyetini ilk 2020 yılında duyurmuştur. Google’ın daha fazla gizlilik odaklı bir kullanıcı deneyimi açısından bu kararı verdiği reklam ekosistemin tarafından kabul görmektedir. Kullanıcılar için daha alakalı reklamlar oluşturmak için markaların 3rd parti çerezleri kullanmasını sağlamaya çalışırken bu yol ile yüzlerce reklamverenin erişebileceği bireysel kullanıcı verisi ihlaline yol açtıklarından bu rahatsızlığı azaltmayı amaçladıklarını söyleyebiliriz.
Reklamcılık dünyasını çerezsiz dönemde neler bekliyor?
Reklamverenler için 3rd parti çerezlerin kaldırılması ilgili verilere daha az erişilebileceği anlamına gelecek. Reklamlar daha az hedefli şekilde yayınlanacak ve bu sebeple potansiyel müşterilerle daha az alakalı olacak. Dönüşüm odaklı kampanyalarda dönüşüm atıflandırma modeli çerezler sayesinde yapılabildiği için bir çöküş yaşayabilecek ve bu da maliyetleri artıracaktır. Aşamalı olarak kaldırılması reklamverenlerin stratejilerini yönlendirmeleri anlamına gelecektir. İyi tarafından bakacak olursak şirketlere rekabet avantajı adına önemli bir fırsat sunacak ve kendi müşterilerine ait veriler çok daha kıymetli bir pozisyona gelecektir. Alternatif identification çözümleri popülerliğini artıracak ve dijital pazarlama dünyası yoluna daha yaratıcı çözümlerle devam edecektir.
Yapay Zekâ ve Dijital Pazarlama


Günümüzde yapay zekaya dair çalışmalar gitgide hızlanmakta ve beklentilerinötesinde bir şekilde hayatımızda yer alması beklenmektedir. Elbette buhızlı ilerlemeler sonucunda da birçok global ve lokal şirket bünyesindeyapay zekaya dair ar-ge birimleri kurmakta ya da var olan iş akışlarına buteknolojinin entegrasyonunu gerçekleştirmeye başlamıştır. Pazarlama alanıise bu gelişmeyi yakından takip etmekte ve bu teknolojiyi özellikle dijitalpazarlama kapsamında onlarca formatta entegre etmeye çalışmaktadır.
Yapay Zekâ ve Dijital Pazarlama
Günümüzde yapay zekaya dair çalışmalar gitgide hızlanmakta ve beklentilerinötesinde bir şekilde hayatımızda yer alması beklenmektedir. Elbette buhızlı ilerlemeler sonucunda da birçok global ve lokal şirket bünyesindeyapay zekaya dair ar-ge birimleri kurmakta ya da var olan iş akışlarına buteknolojinin entegrasyonunu gerçekleştirmeye başlamıştır. Pazarlama alanıise bu gelişmeyi yakından takip etmekte ve bu teknolojiyi özellikle dijitalpazarlama kapsamında onlarca formatta entegre etmeye çalışmaktadır.
Dijital pazarlama operasyonlarının birçok kademesinde AI-desteklioptimizasyon tool’ları kullanılmaktadır. Peki bu yapay zekâ desteklioptimizasyon (AI-Powered Optimization) tam olarak nedir? Bu kavram Yapayzeka (AI) ve makine öğrenimi algoritmalarının kullanılarak dijital pazarlamaoperasyonlarını otomatikleştirme ve iyileştirme süreçleri olaraktanımlanmaktadır. Bu araç veya araçlar kullanıcı davranışı ve dijitalplatformlarla etkileşimleri hakkında büyük miktarda veri toplanması veanaliz edilmesini fazlaca içermektedir.
AI-destekli optimizasyon, kullanıcıların dijital deneyimini dahakişiselleştirilmiş, maliyet etkin ve kullanışlı hale getirmek içinkullanıcı ihtiyaçlarını gerçek zamanlı olarak yanıtlamayı amaçlamaktadır.Bu teknoloji, işletmelerin web sitesi performansını, kullanıcı katılımını vedönüşüm oranlarını iyileştirmek için veri odaklı kararlar almasına olanaktanımaktadır.
AI-destekli optimizasyon, dijital pazarlama kapsamında aşağıdaki bazı alanlarda kullanılmaktadır:
SEO: AI-destekli SEO araçları, web sayfalarını daha hızlıve daha iyi optimize etmeye yardımcı olmaktadır. Web sitelerinin iç SEOperformansını çok daha hızlı ve verimli şekilde analiz eden yapay zekâdestekli tool’lar sayesinde web sitelerinin Google indekslenmesi sonrasıarama sıralamalarını iyileştirmeye ve daha fazla trafik çekmeye yardımcıolabilmektedir.
Dijital Reklamcılık: AI-destekli reklamcılık, reklamlarıdaha alakalı ve etkili hale getirmeye yardımcı olabilmektedir. Buoptimizasyonlar sayesinde click, conversion, retention vb. gibi birçokpotansiyel müşteri/trafik kazanımı sağlayan konularda önemli iyileştirmelersağlamaktadır. Buradaki önemli destek unsurları elbette AI tool’unaaktarılan kullanıcıların ilgi alanlarını ve davranışlarını analiz etmesisayesinde; daha doğru kitle analizi, etkin reklam gösterimi ve sonuçlarındaha doğru değerlendirilmesi gibi unsurları anlamlandırmasıylasağlanmaktadır.
İçerik oluşturma: AI-destekli içerik oluşturma, daha ilgiçekici ve alakalı içerik oluşturmaya yardımcı olmaktadır. Web sitesindekiveya eldeki davranışsal verileri inceleyen tool’lar aracılığıyla siteiçerisindeki yoğunluğu, kullanıcı aksiyonlarını ve bu kullanıcıların ilgialakalarına dair yapılan analizler sonrasında istenilen formatlardaiçerikler üretilebilmektedir. Bunlar dışında genel internet trendlerini vebuna dair kaynakları da inceleyen bu tool’lar talep edilen konularda ayrıcaözelleştirilmiş içerikler üreterek trafik/müşteri kazanım desteğisağlamaktadır.
Chatbot:Günümüzde oldukça yoğun şekilde yapay zekâ vemakine öğrenimi yapılarının odaklandığı alanlardan biri olan chatbot ileürün bazlı destek, müşteri temsilcisi olarak kullanımı, indirim bildirimive teknik destek gibi kapsamlarda ciddi olumlu geri dönüş elde edilen biralan olarak kullanılmaktadır. Ayrıca burada elde edilen kullanıcı datalarıve iletişim içeriği vb gibi makine öğrenimi ayrıca geliştirilerek içerikgeliştirme ve teklif üretimi noktasında hizmet vermektedir.
Sosyal medya ve Influencing:Hayatımızın artıkvazgeçilmezlerden biri olan sosyal medya da yapay zekâ araçlarının en fazlaüzerine odaklandığı alanlardan biri olarak görülmektedir. Markaların doğrukitleye doğru içerik ve kreatifle ulaşabilmesi için geliştirilen yapay zekâtool’ları sayesinde seçilen sosyal medya içerisinde mikro ölçeğe kadarinebilen analizler çıkaran tool’lar aracılığıyla doğru hedefleme ve tanıtımolanakları elde edilebilmektedir. Ayrıca influencerlar’ın hitap ettiğikitleleri analiz eden firmalara özel üretilmiş AI tool’lar aracılığıyla daşirketlerin çalışabileceği en uygun influencer’ın seçimine de olanaktanınmaktadır.
Yapay zekâ ve bu teknolojiye dair destekleyici araçların dijitalpazarlamada ilerleyen yıllarda çok daha fazla şekilde kullanım alanınasahip olması beklenmektedir. Dijital pazarlama kapsamında ise e-ticaretsitelerinden başlayıp, sosyal medyaya ve ardından müşteri deneyimine gibidijital pazarlama ekosistemindeki birçok kilit alanda çok daha fazla yeredineceği artık şüphesiz bir gerçek olarak kabul edilebilir. Buradan ortayaçıkacak değerler ise insan kavramının sahip olduğu hata faktörünü ortadankaldırarak verimliliğin ve memnuniyetin en üst seviyeye çıkacağı bir dinamikyaratıp yaratmayacağı ise hala tartışma konusu durumundadır.
Programatik Reklam Platformları (DSP) ve Google Ads Arasındaki Farklar


Programatik Reklam Platformları (DSP) ve Google Ads Arasındaki Farklar
Talep tarafı platformlarının çoğu Google’ın reklamcılık platformu GoogleAds‘e benzemektedir. Ancak DSP’ler, satıcıdan bağımsız bir gerçek zamanlıteklif (real time bidding) sunarken; Google Ads, reklam kampanyalarınızıyalnızca kendi ağında yürütmenize izin verir.
Programatik Reklam Platformları (DSP) ve Google Ads Arasındaki Farklar
Talep tarafı platformlarının çoğu Google’ın reklamcılık platformu GoogleAds‘e benzemektedir. Ancak DSP’ler, satıcıdan bağımsız bir gerçek zamanlıteklif (real time bidding) sunarken; Google Ads, reklam kampanyalarınızıyalnızca kendi ağında yürütmenize izin verir.
Kısacası, Google Ads temel olarak arama, anahtar kelime ve metinreklamcılığı üzerine kurulmuştur. Google’ın DoubleClick’i satın alması veGoogle görüntülü reklam ağını genişletmesinden sonra görüntülü reklamcılıkkullanıma sunulmuş ve öte yandan, programatik reklam platformu (DSP’ler)ağırlıklı olarak görüntülü reklamcılık kullanmayı yaygınlaştırmayaçalışırken başka türden reklamları da burada yayınlamaya devamedebilmektedir.
DSP Nedir ve Google Ads’den Farkı Nedir?
Talep tarafı platformu (DSP), dijital reklam envanteri alıcılarınınhesaplarını birden çok reklam alışverişinde yönetmelerine olanak tanıyanbir teknoloji sistemidir. Dolayısıyla bu sistem, çeşitli trafikkaynaklarını, alıcıları ve satıcıları tek bir ara yüzde bir araya getirenbir platform olarak tanımlanabilir. Ancak bu platform, alıcıların çeşitlitrafik kaynaklarından trafik satın almasını sağladığı için talep odaklıdır.
DSP’ler, aynı zamanda kampanya yönetim araçları oldukları için Google Ads’ebu yönü ile benzer. Ancak trafik kaynakları ve kampanya türlerindefarklılıklar olabilir. The Adx, Bitswitch vb. gibi kaynaklardan trafiksatın almak için bir DSP kullanılabilmektedir. Ayrıca DSP’lerde Google’ınenvanterini de ayrıca satın alabilirsiniz. Google Ads ise yalnızca Googleenvanterini kullanmanıza izin verir.
Google, 2000’lerin ortalarında Google AdWords’ü (Google Ads) tanıtmıştır.Daha sonra, afiş veya görüntülü reklamcılık da içinde kullanılabilir halegelmesi sonrası reklamlar; konuma, güne ve saate, demografik vb.özelliklere göre sunulabilmektedir. Günümüzde Google Ads üzerinden ücretliarama ve banner reklamı gibi ürünlerin reklamını yapmak ve pazara hizmetgetirmek için hızlı ve açık bir çözümdür.
Teknolojik gelişmelerle birlikte, programatik reklam şirketleri talepodaklı platformlar geliştirmiştir. Bununla birlikte, reklamverenlerkurumlar, şirketler ve hatta bireyler dahil çok özel hedeflemeseçeneklerine dayalı hedefleme yeteneği kazanarak çalışma alanı daha dagenişlemiş durumdadır.
Programatik reklamcılık platformları (DSP’ler), IP ve çerez veri tabanlarıgibi mevcut verileri kullanan belirli cihazlara ve kişilere ürün vehizmetleri pazarlama aracı olarak tanımlanabilir. Burada tarama geçmişi,çerezler, indirilen içerikler, gönderilen formlar vb. içerebilecek bironline footprint’lerden faydalanılmaktadır.
Üçüncü taraf veri sağlayıcıları izin verilen verileri toplayabilir ve bunuDMP’ler aracılığıyla DSP ağlarına sunabilmektedir.
First Party Data ve Third Party Data Kullanımı


First Party Data genel olarak, hedef kitle hakkında toplanan verilerdir. Reklamcılık bağlamında, first party datalar çoğunlukla çerez tabanlı ve web sitesi analiz platformlarından, CRM sistemlerinden ve diğer kullanılan araçlardan toplanmaktadır. Hedef kitle hakkında bilgiler toplandıktan sonra yeniden hedefleme yapılması gerekmektedir.
First Party Data ve Third Party Data Kullanımı
First Party Data genel olarak, hedef kitle hakkında toplanan verilerdir. Reklamcılık bağlamında, first party datalar çoğunlukla çerez tabanlı ve web sitesi analiz platformlarından, CRM sistemlerinden ve diğer kullanılan araçlardan toplanmaktadır. Hedef kitle hakkında bilgiler toplandıktan sonra yeniden hedefleme yapılması gerekmektedir.
First Part Datalar ile geçmiş satın alma işlemleri ve ürün ilgi alanları hakkında sahip olunan bilgilerden yararlanılarak bu müşteri kitleleri hedeflenmektedir. Burada reklam ne kadar kişiselleştirilirse dönüşüm oranlarında da bir o kadar iyi sonuçların elde edilme olasılığı artmaktadır.
First Party datalar reklam ekosistemi için oldukça önemlidir çünkü kullanıcılar hakkındaki dijital bilgiler sayesinde bu kitleye kişiselleştirilmiş içerikler ile ulaşabilmesi sağlanmaktadır.
Sahip olunan veriler aracılığıyla reklam ihtiyaçlarına uygun olarak hedef kitleler oluşturulmaktadır. Örn: Ürün web sitesini ziyaret edenler, en çok satın alanlar veya belirli bir harcamanın üzerinde alışveriş yapanlar vb gibi.
Birinci taraf verileri oldukça önemli verilerdir fakat her zaman doğru sonuçları vermeyebilir bu noktada da devreye 3rd party veriler girmektedir.
3rd party datalar, verilerin toplandığı kullanıcı ile doğrudan bir ilişkisi olmayan farklı bir kuruluş tarafından toplanan bilgilerdir. Çoğu zaman, üçüncü taraf verileri çeşitli web sitelerinden ve platformlardan toplanır ve daha sonra DMP (Data Management Platform) gibi bir üçüncü taraf veri sağlayıcısı ile paylaşılmaktadır.
DMP’ler bu toplanan bilgileri kuruluşlardan elde ettikleri verileri bir araya getirip bir kitle profili oluştururlar. Oluşturdukları bu profiller kullanıcıların davranışları ve web etkileşimleri hakkında bilgileri içermektedir. Bu bilgiler sayesinde kullanıcıları merak ve ilgi alanlarına göre ayrılmaktadır. Örn: Sanat severler veya otomobil meraklıları gibi. Fakat son zamanlarda 3rd party dataların kaldırılabileceği konuşulmaktadır.
Third Party Cookies Neden Kaldırılıyor?
Gitgide artan sayıdaki tüketici ve internet kullanıcılarının internet ortamında kişisel verilerinin nerelere ve nasıl paylaşılması hususunda oldukça rahatsız olduğu bilinmektedir. Bu duruma bağlı olarak verilerin nasıl kullanıldığı konusunda internet kullanıcılarının büyük kısmı verilere dair şeffaflık ve kontrol talep etmektedirler. Sonuç olarak bazı şirketlerin izin tabanlı 3rd party cookies uygulamasını tercih ederken, diğer şirketler aşamalı olarak kullanmamayı ve yeni çözümler üretmeyi tercih etmektedir.
Dijital Reklamda Programatik’in Rolü


rogramatik reklamcılık, günümüz internet reklamcılığının en çok tercih edilen yöntemidir. Reklamveren, ajans ve yayıncılar için önemli faydalar sağlamaktadır. Ayrıca veriyi analiz edip, teknolojiyi kullanarak reklam satın alımını daha hızlı ve daha efektif hale getirmektedir...
Dijital Reklamda Programatik’in Rolü
Programatik reklamcılık, günümüz internet reklamcılığının en çok tercih edilen yöntemidir. Reklamveren, ajans ve yayıncılar için önemli faydalar sağlamaktadır. Ayrıca veriyi analiz edip, teknolojiyi kullanarak reklam satın alımını daha hızlı ve daha efektif hale getirmektedir. Bu teknoloji; markaların mesajlarını platform ve kanallar arasındaki çapraz karşılaştırmalarla, istenilen performansa göre stratejiler dahilinde etkin bir şekilde yayınlanmalarına yardımcı olur. Gerçek zamanlı satın alma ve yayın takibi ile birlikte gerçek zamanlı optimizasyona imkân verir. Farklı platformlarla entegrasyon sağlayabilme özelliğine sahip olmasıyla da; çeşitli hedeflemelerle (lokasyon,yaş, kullanıcı alışkanlığı, cinsiyet vb.) en doğru kişiye, en doğru reklamı göstererek maksimum performans ve fayda sağlamaktadır.
Programatik reklamcılıkta, tercih edilen yazılım aracılığıyla reklam veren ajans ya da direk marka ile yayıncıları birleştiren bir mekanizma kurulur. Burada yayıncılara entegre edilen yazılım platformlarına Supply Side Platform(SSP), reklam veren ajansların reklamları yükledikleri, hedef kitlelerini seçtikleri, KPI’larını belirledikleri ve bütçelerini planladıkları platformlarına da Demand Side Platform (DSP) adı verilir. Bu iki yazılım platformu birbiriyle eş zamanlı çalışır, birden fazla DSP ve SSP olduğu durumlarda da hepsinin birbirine bağlanmasını kolaylaştıran Ad Exchange, yani aracı mekanizmalar devreye girer.
Yukarıda bahsettiklerime bakıldığında; dijital tarafa büyük reklam yatırımı yapan kuruluşlar ve CRM ve remarketing datalarını reklam sürecinde kullanıp kazanç elde etmek isteyen kuruluşlar tarafından Programatik reklamcılık tercih edilmektedir. Ayrıca pazardaki payı gün geçtikçe artan Programatik önümüzdeki günlerde de, gelişerek büyümeye devam edeceğinin sinyallerini vermektedir. IAB 2023 ilk yarı verilerine göre toplam dijital yatırımları incelersek Sosyal Medya 11 Milyar 192 Milyon TL (%45,29), Native 1 Milyar 72 Milyon(%4.34), Programatik Satın Alma reklam yatırımları ise 16 Milyar 974 Milyon TL(%68.69) ile tüm reklam yatırımlarının yüzde 68’sından daha fazlasını oluşturmuştur.
SEO Arama Motoru Optimizasyonu


Google, Yahoo ve Yandex gibi çeşitli arama motorları ile organik sonuçlar arasında üst sıralarda yer almak üzere yapılan içerik optimizasyonlarına Arama Motoru Optimizasyonu, diğer adıyla SEO denmektedir.
Google, Yahoo ve Yandex gibi çeşitli arama motorları ile organik sonuçlar arasında üst sıralarda yer almak üzere yapılan içerik optimizasyonlarına Arama Motoru Optimizasyonu, diğer adıyla SEO denmektedir.
Yapılan SEO işlemleri sayesinde;
Potansiyel müşterilere ulaşmak çok daha kolay ve etkin olmaktadır.
Bunun doğal sonucu, markayla iletişime ve etkileşime geçilmesini arttırıcı yönde bir ivme kazandırmasıdır.
Bir diğer etkisi de site ile ilgili teknik geliştirmeleri sağlamaya yardımcı olması olarak sayılabilir.
Arama motorları optimizasyonlarını;
Site İçi SEO çalışmaları
Site/sayfa dışı SEO çalışmaları
Ve İçerik Yöntemleri çalışmaları olarak 3 ana gruba ayırabiliriz:
Site İçi SEO çalışmalarını, sahip olunan internet sayfamızı ve sayfadaki içerikleri keşfetmek üzere gelen arama motorlarının, verileri doğru ve etkin bir şekilde alabilmesi için elzem olan kod düzenlemeleri şeklinde özetleyebiliriz.
Biraz daha detaylandırdığımızda ise bu kapsamda sayfanın url yapısı, sitenin açılış ve gezinti sırasındaki hız durumu, site içerisinde bulunmakta olan kodların tekrar durumları ya da hata kodlarının varlığına kadar çeşitli analizler yapmak mümkün olmaktadır. Bu sayede de gereken ayarlamalar ve iyileştirmeler yapılarak sayfa kalitesi arttırılabilmektedir.
Site/sayfa dışı SEO çalışmalarını, Google, Yandex ve Yahoo gibi çeşitli arama motorlarındaki sıralamayı, diğer ifadeyle en üst sırada yer alabilmeyi olumlu yönde etkileyebilmek için , site haricinde gerçekleştirilen tüm düzenlemeler olarak sayabiliriz.
Buradaki kritik nokta ise site dışı arama motorları optimizasyonları sayesinde, sahip olunan sitenin çeşitli arama motorlarındaki güvenirliliği sağlanabilmektedir. Bunun doğal bir sonucu da başka bir site üzerinden kendi sitemize bağlantı, diğer deyişle referans alınabilmesidir. Backlink denilen bu durum arama motorları optimizasyonları için son derece önemli ve aktif olarak kullanılan bir metottur. Yukarıda da değinildiği gibi bunun için, sahip olunan sayfanın güvenirliliği esas olarak görülmektedir.
İçerik Yöntemleri çalışmalarını da, yine aynı şekilde çeşitli arama motorlarında hedeflenen anahtar kelimeler vasıtasıyla yüksek sıralarda konumlanmak şeklinde tanımlayabiliriz.
Bunun için de organik trafiği arttırmaya yönelik olarak yapılacak adımlar olarak;
Anahtar kelimeleri içeren ve dikkat çekici özelliği olan başlık ve açıklamaların tercih edilmesi en önemli unsurlardan biridir.
Tabii burada benzer kelimelerin de sıklıkla kullanılması önem arz etmektedir.
Bir diğer önemli hususta, ara başlıklar olarak ifade edebileceğimiz, sitenin içeriğiyle alakalı konularla ilgili ara başlıkların yer almasıdır
“Sıkça Sorulan Sorular” bölümünün yer aldığı sitelerde, yine içerik yönetimi çalışmalarında etki edebilen unsurlardan bir diğeri olarak sayılabilir.
Belirtilmesi gereken bir diğer nokta da “meta etiketler” olarak geçen , bir site sayfasının içeriğini tanımlayan metin dizilimidir. “Meta etiketler” sayesinde, çeşitli arama motorlarına, ilgili web sitesinin ve sayfalarının, ne ile ilgili olduğunu gösteren bir nevi tanımlayıcılardır. İçeriğe gömülü keywordler de SEO için oldukça önem arz etmektedir.
Programatik Çalışma Yapısı


Programatik’e Dair 4 - Programatik Çalışma Yapısı ...
Programatik’e Dair 4 - Programatik Çalışma Yapısı
Satın Alma
Programatik reklamcılıkta reklamların alım ve satımı, otomatik yazılımlar aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Manuel süreçlerde reklamlar, alıcılar ve satıcılar arasındaki görüşmelerle alınıp işleme konmaktadır.
Verimlilik
Programatik yöntemler kullanılarak oluşturulan reklamlar çok daha hızlı ve etkilidir. Bu nedenle daha az kaynak ve insan gücü gerektirmektedir. Geleneksel medya biçimleri daha çeşitli olabilir ancak daha fazla zaman, maliyet ve insan gücü harcanmaktadır.
Fiyatlandırma
Programatik reklamlarda gerçek zamanlı teklif verme süreciyle ilerlerkenilan fiyatları arz ve talebe göre otomatik olarak ayarlanmaktadır. Geleneksel reklamlarda, yayıncı reklam kampanyasının tüm yönlerinden sorumludur ve reklam bütçesini kendisi belirlemektedir.
Süreç
Programatik reklamcılıkta kullanılan ara yazılımlar, verilerin izlenmesine yardımcı olmakta ve şirket içi ticareti daha dinamik hale getirebilmektedir. Doğrudan satışlarda ise, otomatik sistemlerden çok insan etkileşimine ihtiyaç duymakta ve düzenli olarak manuel işlem talepleri gelmektedir.
Optimizasyon
Programatik reklamcılık, herhangi bir zamanda hızlı optimizasyonu mümkün kılmaktadır. Geleneksel reklamcılıkta optimizasyon, projenin tamamlanmasından sonra yapılmaktadır.
Analitik
Programatik reklamcılık, şeffaflığı teşvik etmekte, ayrıntılı hedefleme sağlamakta ve maliyet bilgisi sunmaktadır. Geleneksel reklamcılık, hedefleme ve hassasiyet açısından daha geliştirilmesi gereken alanlar içermekte ve sürecin şeffaflığını azaltabilmektedir.
Son görsel
Giftad Digital olarak biz de uzman ekiplerimizle kampanya yönetimi ve/veya self servis hizmet imkânı sağlarken, markanızın ihtiyaçlarına özel uyarlanmış yüksek verimlilikte dijital reklam çözümleri sunmaktayız.
Programatik’in Avantajları


Teknolojik ilerlemeler günümüzde son derece hızlı bir şekilde gerçekleşmekte ve tüketicilerin satın alma alışkanlıklarını artık daha yoğun şekilde etkilemektedir. Bu yüzden ürünlerinizi tanıtmak ve hedeflediğiniz pazarı elde etmek için programatik ve geleneksel reklamcılık biçimleri arasında bir tercih yapmak gerekmektedir. Bu tercih esnasında hangi yaklaşımın en fazla finansal getiriyi sağlayacağı sorusu ise özenle ele alınmalıdır.
Programatik’e Dair 3 - Programatik’in Avantajları
Teknolojik ilerlemeler günümüzde son derece hızlı bir şekilde gerçekleşmekte ve tüketicilerin satın alma alışkanlıklarını artık daha yoğun şekilde etkilemektedir. Bu yüzden ürünlerinizi tanıtmak ve hedeflediğiniz pazarı elde etmek için programatik ve geleneksel reklamcılık biçimleri arasında bir tercih yapmak gerekmektedir. Bu tercih esnasında hangi yaklaşımın en fazla finansal getiriyi sağlayacağı sorusu ise özenle ele alınmalıdır.
Programatik reklamcılığın önemli unsurlarından biri de, dijital ekosistemde reklam kampanyalarını otomatik olarak yönetme sürecidir. Bu teknoloji sayesinde, reklamlar belirli hedef kitleye daha etkili bir şekilde ulaştırabilmektedir. Programatik reklamcılık, yapay zeka kullanarak reklam satın alma ve satma işlemlerini otomatikleştirmekte ve insan müdahalesine bağlı hataları ve öngürelemeyecek senaryoları minimize ederek verimliliği en üst seviyeye çıkarmaktadır.
Programatik reklamcılığın avantajları arasında ilk olarak, hedef kitlenize daha etkili bir şekilde ulaşma fırsatı bulunmaktadır. Programatik reklamcılık, çeşitli hedefleme seçenekleri kullanarak ürün veya hizmetlerinizi satın alma potansiyeli yüksek kişilere yönlendirmenize olanak tanımaktadır. Programatik reklamcılık, coğrafi konum, yaş, cinsiyet, ilgi alanları gibi faktörlere dayalı olarak da nokta atışı hedefleme sağlamaktadır.
Programatik reklamcılığın bir diğer avantajı, reklam kampanyalarını yönetme sürecini büyük ölçüde basitleştirmesidir. Bu reklam teknolojisi, teklif verme, segmentasyon vb. gibi zaman alan süreçleri ortadan kaldırarak bu aşamaları otomatikleştirmektedir.
Bu yöntem, yapay zekâ tarafından yönlendirilen gerçek zamanlı teklif verme ve reklam alanı satın alma işlemleriyle çalışmakta, hedeflerinize ve bütçenize uygun bir şekilde otomatik olarak en iyi kararın alınmasını sağlamaktadır. Yapay zekâ tabanlı pazarlama sayesinde, reklam kampanyalarınızı yönetmek için harcadığınız zaman azalmakta ve gelecekteki kampanya performansını iyileştirmek için odaklanmanıza yardımcı olmaktadır. Bu da reklamcılık stratejilerinizi daha verimli ve etkili hale getirmektedir.
Programatik reklam, kampanyaların sonuçlarını etkin bir şekilde takip etmeye olanak sağlamaktadır. Bunun yanı sıra demografik bilgilere daha derinlemesine göz atıp, hedef kitlenizi ve mevcut müşteri tabanınızı daha iyi anlamanıza yardımcı olmaktadır. Programatik yöntemlerle reklam kampanyalarının başarısı kolayca izlenebilmektedir.
Biz de Giftad Digital olarak gelişmiş algoritmalarımız, artırılmış yapay zeka öğrenimimiz ve kişiselleştirebilir teknolojimiz ile markalara 200’den fazla ülkede reklam yapma olanağı tanımaktayız. Yerli DSP ve SSP ile stopaj vergisi avantajı sağlarken, Giftad Digital SSP dahil 100’den fazla SSP ile çalışabilmekteyiz.
IAB Dijital Medya Raporu


IAB’in 2023 İlk Yarı Medya ve Reklam Yatırımları Raporu’nda Türkiye’de toplam (organize + direkt) medya ve reklam sektörü yatırımları, 2023 yılının ilk 6 ayında 45,29 Milyar TL olarak belirtilmektedir. Yine aynı raporda bu yatırımın yüzde 65,9’unun dijital yatırımlar olduğu raporlanmıştır.
Programatik’e Dair 6 - IAB Dijital Medya Raporu
IAB’in 2023 İlk Yarı Medya ve Reklam Yatırımları Raporu’nda Türkiye’de toplam (organize + direkt) medya ve reklam sektörü yatırımları, 2023 yılının ilk 6 ayında 45,29 Milyar TL olarak belirtilmektedir. Yine aynı raporda bu yatırımın yüzde 65,9’unun dijital yatırımlar olduğu raporlanmıştır.
Organize ve direkt reklamlar söz konusu olduğunda dijital reklamlarda yapılan harcamalarda, yüzde 35,7 ile “gösterim ya da tıklama bazlı”, yüzde 34,6 ile “video”, yüzde 17,6 ile “arama motoru” ve yüzde 12,1 ile “diğer” olarak dağılım gözükmektedir.
Direkt reklamı denklemden çıkarıp organize medya ve reklam rakamlarına baktığımızda ise 30,96 Milyar TL harcama yapıldığı görülmektedir. 2023 yılının ilk 6 ayında organize medya ve reklam harcamalarında ise yüzde 44,8’lik kısım dijital reklama ayrılmaktadır.
Dijital reklam harcamalarındaki yüzdesel dağılım, organize ve medya reklamlarında da değişmemektedir. Yine yüzde 35,7 ile “gösterim ya da tıklama bazlı”, yüzde 34,6 ile “video”, yüzde 17,6 ile “arama motoru” ve yüzde 12,1 ile “diğer” şeklinde ön plana çıkmaktadır.
Aynı raporda Türkiye’de dijital reklam yatırımlarının 2022’nin ilk 6 ayına göre 2023’ün ilk 6 ayında yüzde 75,59 arttığı görülmektedir. İlk 6 ayda dijital reklam sektöründe harcanan 24, 21 Milyar TL’nin 8,82 Milyar TL’si “gösterim ya da tıklama bazlı” reklama, 8,56 Milyar TL’si “video” reklamlarına, 4,35 Milyar TL’si “arama motoru” reklamlarına ve 2,98 Milyar TL’si “diğer” reklamlara ayrıldığı gözlemlenmiştir.
Dijital medya reklamlarının yüzde 77’si mobil cihazlarda yapılmaktadır. Belirttiğimiz kalemlerin ise dağılımları Milyar TL cinsinden aşağıdaki gibidir.
MOBİL PC 6,81 Gösterim ya da Tıklama Bazlı 2,01
6,35 Video 2,21
3,28 Arama Motoru 1,07
2,63 Diğer 0,36
IAB’in 2023 İlk Yarı Medya ve Reklam Yatırımları Raporu’na göre markalar tarafından programatik reklamcılığa ise ilk 6 ayda 16 Milyar 974 Milyon TL bütçe ayrıldığı bildirilmektedir.
IAB Europe Adex Benchmark 2022 Raporu’nda, Türkiye, Avrupa’da dijital reklam yatırımlarında en fazla büyüyen ülke olarak açıklanmıştır.
Programatik ödeme ve iş süreçlerinin otomatik olarak çalıştığı bilişim mekanizmaları aracılığıyla yaratılan reklam yatırımlarını kapsamaktadır. Bu mekanizmalar “ad-tech” isimli, kurallar ve algoritmalara dayalı bilişim altyapılarıyla entegre şekilde çalışmaktadır.
Yeni pazarlama teknolojileri, reklamcıların daha etkili kampanyalar oluşturmasına yardımcı olmaktadır. Örneğin, artırılmış gerçeklikö(AR) ve sanal gerçeklik (VR) gibi teknolojiler, tüketici deneyimlerini zenginleştirme potansiyeline sahiptir. Programatik reklamcılık, reklamverenlere daha hedefli ve otomatize edilmiş reklam kampanyaları oluşturma fırsatı sunmakta, bu da reklam bütçelerinin daha etkili bir şekilde kullanılmasına yardımcı olmaktadır.
Dijital ses Avrupa’da 2022 yılında %22,1’lik kayda değer bir artışla 0,7 milyar Euro’ya ulaşarak en hızlı büyüyen format olmuştur. Türkiye’de de dijital ses benzer bir dalga ile 2023’ün ilk yarısında yaklaşık %124 büyüyerek 414 milyon TL’ye ulaşmış ve toplam dijital medya yatırımları içindeki payını %1,7’e çıkarmıştır.
Native reklamlar, etkileşimi artırmak için fırsatlar sunmaktadır. Native reklam yatırımları ülkemizde 2022 ilk yarıyılda 453 milyon TL iken, 2023 ilk yarıyılda 1 milyar 72 milyon TL’ye yükselmiş ve toplam dijital medya yatırımları içinde %4,3 paya ulaşmıştır.
Dünya çapında 3,6 milyar video oyuncusu bulunmaktadır ve oyuncular her hafta yaklaşık 8 saat 27 dakikalarını oyun oynayarak geçirmektedir. Oyun sektörünün tam değerinin 300 milyar doları aştığı tahmin edilmekte, bu da reklamverenler için büyük bir fırsat anlamına gelmektedir. Ayrıca, ülkemiz Ocak 2022’de dünyada en çok video oyun oynayan 7. ülke konumunda yer alırken Ocak 2023’te 5. sıraya yükselmiştir.
Üstelik geçen yıla oranla %150 büyüyen mobil oyun sektörü, geniş bir kitleye ulaşma potansiyeli olarak reklamverenler tarafından fark edilir hale gelmiştir. Bu nedenle mobil oyun içi reklamların artması ve oyun içi sponsorlukların büyümesi beklenmektedir.
Programatik Nedir Ne Değildir?


Programatik’e Dair 1 - Programatik Nedir Ne Değildir?
Geleneksel medya reklamlarında, reklamı ve kampanyayı başarılı kılan faktörlerin ne olduğunun belirlenme imkânı yok. Reklam içeriği yaratıcı mıydı, nerede yayınlandı, ne zaman yayınlandı, kim gördü gibi sorulara geleneksel medya reklamlarında cevap bulunamıyor. Öte yandan geleneksel medya reklamcılığında gerekli süreçler fiyatların yükselmesine neden olurken...
Programatik’e Dair 1 - Programatik Nedir Ne Değildir?
Geleneksel medya reklamlarında, reklamı ve kampanyayı başarılı kılan faktörlerin ne olduğunun belirlenme imkânı yok. Reklam içeriği yaratıcı mıydı, nerede yayınlandı, ne zaman yayınlandı, kim gördü gibi sorulara geleneksel medya reklamlarında cevap bulunamıyor. Öte yandan geleneksel medya reklamcılığında gerekli süreçler fiyatların yükselmesine neden olurken, programatik reklamcılık geleneksel reklamların sunamadığı tüm dataları sunarken bunu çok daha düşük maliyetlerle yapabilmektedir.
Programatik reklamcılık en basit tanımıyla, dijital ekran alanının otomatik olarak satın alınmasıdır. Yani; bir kişi web sitesine girerken aynı anda reklam alanının satın alınması ve gösterilmesini kapsıyor. Saniyenin yüzde birinde gerçekleşen bu sistem sayesinde her türlü dijital format ve kanala ulaşılabiliyor.
Bu süreç, site sahibinin reklam alanını açık artırmaya çıkarmak için SSP kullanması ve ardından reklamverenin ajanslar ya da doğrudan DPS aracılığıyla açık artırmaya girmesi ve açık artırmayı kazanmasıyla sonuçlanır.
Programatik reklamcılıkta hızından dolayı genellikle Real-Time Bidding olarak kullanılsa da programmatic direct, private marketplaces ve preferred deal diğer yöntemler olarak öne çıkıyor. Programmatic direct’i, seçilen yayıncılarda ya da belirli web sitelerinde garantili sayıda gösterim satın alması, private marketplaces’i sadece davetiye ile girilebilen pazar yerleri, preferred deal’i ise yayıncıları premium envanteri belirli bir CPM fiyatı üzerinden satması olarak tanımlayabiliriz.
Statista’nın bildirdiği dataya göre 2021 yılı içerisinde sadece ABD’li reklamverenler programatik reklamcılığa 167 milyar dolar harcadı. Dünya çapında programatik harcamalarında beklentileri açıklayan Technavio ise 2026 yılında bu harcamaların 314 milyar dolara ulaşmasını bekliyor. Yine 2026 yılına dair Statista ise toplam dijital reklam gelirinin yüzde 91’ini programatik reklamların oluşturacağını öngörüyor.
Programatik reklamcılığın avantajlarını ise büyük bir alıcı havuzu, hızlı optimizasyon, bütçenin daha verimli harcanması, en iyi fiyat garantisi ve basit bir süreç olarak gösterebiliriz.
Programatik reklamcılıkta başarılı olmak için hedef kitle belirleme, doğru ve kreatif mesajlar hazırlama, her kanal ve cihazdan reklamın optimize olduğundan emin olma ve reklamların gösterim sıklığını ayarlama atlanmamalı.
Giftad Digital olarak biz de kullanıcılarımıza Yerli DSP ve SSP ile stopaj vergisi avantajı sağlarken, 200’den fazla ülkede yatırım yapma imkânı sağlıyoruz. Bunu yaparken de Türkiye’de konumlandırdığımız sunucular ile markalar için data güvenliği ve yurtdışına data çıkışını engellemekteyiz.
Oyun İçi Reklamcılık


Markalar ve pazarlamacılar gün geçtikçe oyun içi reklamcılığın gücünü daha da fark etmektedir. Oyun topluluğunun boyutu büyüdükçe, markaların da oyunculara seçtikleri eğlence ortamı aracılığıyla doğrudan ulaşma potansiyeli de ayrıca bulunuyor. Bu marka ilgisi akışına uygun olarak, oyun içi reklam şirketleri git gide sayısını artırmakta...
Oyun İçi Reklamcılık
Markalar ve pazarlamacılar gün geçtikçe oyun içi reklamcılığın gücünü daha da fark etmektedir. Oyun topluluğunun boyutu büyüdükçe, markaların da oyunculara seçtikleri eğlence ortamı aracılığıyla doğrudan ulaşma potansiyeli de ayrıca bulunuyor. Bu marka ilgisi akışına uygun olarak, oyun içi reklam şirketleri git gide sayısını artırmakta. Günümüzde; Oyun içi reklam firmaları, bazen oyuncuların oyun içi deneyimlerini iyileştiren, bazen sıklığı düşük, içeriğe uygun, programatik oyun içi reklamlar ve sürükleyici deneyimler oluşturmaktadır.
Günümüzde video oyunları sadece eğlenmek için değil aynı zamanda reklam verenlerin tüketici gruplarından birine ulaşmak için harika bir ortam sağlamaktadır.
Oyun içi reklamlar, reklamları oyun ortamıyla ilgili kitleye sorunsuz bir şekilde sunar. Sokaklarda yarışırken reklam panolarında reklam verenlerin ürünlerini görebilirsiniz. Bu reklamlar geleneksel mobil reklamlarından (birdenbire karşınıza çıkan pop-up’lar veya banner reklamlar) çok daha etkili ve kullanıcıyı rahatsız etmeyecek biçimde gösterilmektedir.
Peki Oyun İçi Reklamcılık Türleri nelerdir? Gelin bunları inceleyelim.
Statik Oyun içi reklamcılık: Bu reklamlar doğrudan oyuna kodlanmıştır. Reklamlar değiştirilemediği için sonsuza kadar oyun içinde kalacağından, ücretler pahalıdır ve sabit ücrete göre ücretlendirilir.
Dinamik Oyun içi reklamcılık: Dinamik reklamlar ise hızla değiştirilebilir ve anında kullanıcıya gösterilebilir. Bu reklamlar oyun içinde farklı yerlerde ve formatlarda kullanıcının karşısına çıkar.
Sponsorlu oyun içeriği: Bu tür ise ürünü gerçek zamanlı olarak oyun içine entegre etmeyi ve bunu oyuncu için daha somut ve görünür hale getirmeyi amaçlar. Örnek olarak KFC’nin popüler PUBG isimli oyunda oluşturduğu dükkan ve oyuncuların bu dükkanlarda KFC ürünleri olan tavuk ve patates kızartmalarını yiyerek canlarını doldurabildiği bir senaryo gösterilebilir.
Advergames: Reklam oyunları, reklamları mevcut bir oyuna yerleştirmektense, bir markayı veya ürünü tanıtmak için özel olarak tasarlanmış oyunlardır. Kullanıcıya markayla iletişim kurmanın eğlenceli bir yolunu sunarlar. Etkili bir şekilde marka farkındalığı ve sadakati oluşturabilirler.
Ürün Yerleştirme: Bu eski ama güçlü yöntem oyun içi reklamcılıkta hala işe yaramaktadır. Ürünleri doğrudan video oyunlarına koyup kullanıcının ürünü fark etmesini sağlayabilirler.
Oyun içi reklamlarda hedefleme seçenekleri:
Öncelikle hedefleme doğru oyunu seçmek ile başlar. Doğru kitlenin ilgilenmediği bir oyunda vakit kaybetmek istemezsiniz. Sonrasında reklam verenler demografik özelliklere, coğrafi konuma, cihaz türüne veya platformlara göre kullanıcılara odaklanabilir. Fakat bu geleneksel hedeflemeyi davranışsal hedefleme ile güçlendirmek oyun içi reklamları daha efektif bir hale getirmektedir.
Davranış hedeflemeyi oyuncunun gerçekleştirdiği veya gerçekleştirmediği eylemlerden oluşur. Örneğin, bir oyundaki içerikleri satın almak için para harcayan oyuncuları veya yüksek seviyeye ulaşmış bu sebeple de daha aktif olan kullanıcıları hedefleyebilir.
Nesnelerin İnterneti


Nesnelerin İnterneti “Nesnelerin İnterneti (Internet of Things)” son zamanlarda çokça duyduğumuz bir kavram. Özellikle geleceğimizi hayal ettiğimizde çocukluğumuzdan itibaren gözümüzün önünde canlanan görüntü, işleri kendi kendine yapan programlı makinalar. Peki ama tam olarak neden bahsediyoruz? Temelinde kavram aslında çok basit...
Nesnelerin İnterneti
“Nesnelerin İnterneti (Internet of Things)” son zamanlarda çokça duyduğumuz bir kavram. Özellikle geleceğimizi hayal ettiğimizde çocukluğumuzdan itibaren gözümüzün önünde canlanan görüntü, işleri kendi kendine yapan programlı makinalar. Peki ama tam olarak neden bahsediyoruz?
Temelinde kavram aslında çok basit. Cihazların internete bağlanması ve veri alışverişi yapabilmesi anlamını taşıyoru sadece akıllı telefonlar, tabletler ve bilgisayarlar değil, her türlü kontrol sistemleri, izleme cihazları, sensörler kısacası “her şey”… Özellikle akıllı cihazların yönetim, kontrol ve otomasyonu günden güne gelişiyor. Örneğin son zamanlarda çokça gördüğümüz akıllı buzdolaplarını ele alalım. Bu dolaplar tereyağınız bittiğinde veya sütün son kullanma tarihi geçtiğinde uyarı veriyor, alışveriş listesi yapıyor. Klimanızı eve varmadan yarım saat önce uzaktan açarak eve geldiğinizde salonunuzun serinlemiş olmasını sağlayabiliyorsunuz.
SAP’nin araştırmasına göre 3 yıl içinde internete bağlı cihaz sayısı 50 milyarı aşacak. Sadece evinizi düşünmeyin. IoT yalnızca bireysel ölçekte değil, endüstriyel ölçekte de etkilerini göstermeye kısacası tüm şehri değiştirmeye aday bir vizyon. Binalar ve otoyollar en yakın dönüşüm adayları.
Örneğin, Gartner’ın araştırmasına göre 2020 yılında 250 milyon araç yola bağlı olacak. Şu anda kullandığımız trafik yoğunluğu ve yol gösterici programlar bunların en ilkel formları olarak düşünebilirsiniz. Telefonunuzun gideceğiniz yere varmadan boş park alanlarını tespit ederek sizi yönlendirdiğini bir düşünün!
Bu teknoloji insanlara ve belediyelere hem zaman hem de ciddi miktarda kaynak tasarrufu sağlatmaya, sanayi, tıp, ulaşım, dijital reklamcılık ve daha birçok alanda gerçek zamanlı takip ve süreç kontrolü mekanizmaları ile verimi artırmaya aday.
“Internet Unutmaz” Yani nesnelerin interneti ile internete bağlı cihazlarınızın yarattığı enformasyon saklanır ve işlenir. Bu da aslında günün sonunda size fayda olarak dönecektir. Sizin elektrik tüketiminizi gözleyen şirketiniz size özel kampanyalar sunabilir.
Yeniden hedefleme nedir ve nasıl çalışır?


Yeniden hedefleme nedir?
Dijital reklamcılıkta geleneksel yöntemlerde farklı olarak, yeniden hedefleme reklamları bir çevrimiçi hedefleme reklamı biçimidir. Markanızın web sitesini daha önce ziyaret etmiş veya veritabanınızdaki müşterilerinizin piksel kodlar ile takip edilerek, onların çevrimiçi olarak diğer web sitelerini ziyaret ettiklerinde yapılan hedefli reklam gösterimleri şeklinde tanımlayabiliriz...
Yeniden hedefleme nedir?
Dijital reklamcılıkta geleneksel yöntemlerde farklı olarak, yeniden hedefleme reklamları bir çevrimiçi hedefleme reklamı biçimidir. Markanızın web sitesini daha önce ziyaret etmiş veya veritabanınızdaki müşterilerinizin piksel kodlar ile takip edilerek, onların çevrimiçi olarak diğer web sitelerini ziyaret ettiklerinde yapılan hedefli reklam gösterimleri şeklinde tanımlayabiliriz. Dinamik ve statik olmak üzere iki modeli bulunmaktadır. Hangi modeli kullanacağınıza çevrimiçi reklamcılıkta ki hedeflerinize ve ürün portföyünüze bakarak karar vermeniz gerekmektedir.
Yeniden hedefleme ile amaç sitenizi ziyaret eden kullanıcıları alıcılara dönüştürmektir. Yapılan araştırmalara göre sitenizi ziyaret eden kullanıcıların sadece %2’si ilk ziyaretlerinde alıcıya dönüşmektedir. Yeniden hedefleme yöntemi ile diğer %98’lik kullanıcıyı sitenize geri getirerek, alıcıya dönüştürmek için kullanılacak en verimli çevrimiçi reklam modelidir. Yapılan araştırmalara göre yeniden hedefleme ile kullanıcıların reklama karşı olan tepkilerinin %400 arttırılacağı söylenmektedir. (http://www.cmo.com/features/articles/2013/11/20/15_Stats_Retargeting.html)
Yeniden hedefleme nasıl çalışır?
Yeniden hedefleme reklam modeli, web site ziyaretçilerinizi çevrimiçi olarak üzerinde anonim olarak takip etmek için basit bir Javascript kodu kullanan çerez tabanlı bir teknolojidir.
Web sitenize sayfa yüklenmenizi ağırlaştırmayacak bir takip kodu yerleştirirsiniz. Bu kod javascript kodu ya da 1x1 boyutunda küçücük bir piksel bile olabilir, site ziyaretçileriniz tarafından farkedilmez ve sitenizin performansını olumsuz yönde etkilemez. Sitenize her yeni kullanıcı ziyaret ettiğinde, kod anonim tarayıcı çerezini bırakır. Daha sonra, çerezlenen ziyaretçiler çevrimiçi gezinim yaptığında çereziniz, reklam serverınıza reklamları ne zaman sunacaklarını bildirir ve böylece reklamlarınızın daha önce sitenizi ziyaret eden kullanıcılara sunulmasını sağlar.
Dijital Reklamcılıkta Verimlilik


The Association of National Advertisers’ın yayımladığı rapora göre, pazarlamacılar tarafından otomatik dijital reklam satın alma veya programatik reklamcılık için harcanan yıllık 88 milyar doların yaklaşık %23’ü hedeflenen kitleye ulaştırılamamıştır.
The Association of National Advertisers’ın yayımladığı rapora göre, pazarlamacılar tarafından otomatik dijital reklam satın alma veya programatik reklamcılık için harcanan yıllık 88 milyar doların yaklaşık %23’ü hedeflenen kitleye ulaştırılamamıştır.
ANA Raporuna göre reklamverenlerin maliyete çok fazla odaklanması, yanlış ve hedefleme dışı reklam yerleşimi ile sonuçlanmaktadır. Aynı raporda, reklam için yapılmış sahte sitelerin varlığına ve yapılan harcamaların %15’inin bu sitelere gittiğinden bahsedilmektedir.
Pazarlamacılar çevrimiçi ortamda doğru tüketicilere ulaşmak için genellikle çok sayıda ortakla çalışmakta ve bu nedenle yapılan reklam harcamalarının tam olarak harcanılan alanların belirlenmesinde bu tür sorunları yaşayabilmektedirler.
21 adet reklamverenin 123 milyon dolarlık yayın harcamasının incelendiği bu raporda; 44 bin adet web sitesinde yapılan bir reklam kampanyası incelenmiş ve bu web sitelerinin çok küçük bir kısmında gerçek kullanıcı trafiği saptanmıştır. Saptanan mevcut durumun oldukça endişe verici olarak tanımlandığı bu raporda reklam yayıncılığının güvenirlik konusunda öneminin altı bir kez daha dikkatle çizilmiştir.
Aynı raporda, az trafiğe sahip web sitelerinde yapılan yayınların düşük gösterim ve CTR oranlarına ulaştığı, dolandırıcılık ve marka güvenliği açısından kötü performans gösterdiği belirtilmektedir. ANA, bu sebeplerden dolayı pazarlamacılara kaliteli ve güvenilir programatik medya satın alımlarına öncelik vermelerini özellikle tavsiye etmektedir. Raporda, çok düşük maliyetli reklam gösterimi arayışının, görülemeyen veya ölçülemeyen reklamların yerleştirilmesine yol açabileceği belirtilmektedir.
Programattik, dijital reklam ekosistemindeki tüm bu problemlere cevap olarak, gelişmiş DSP teknolojileri sayesinde reklam verenleri sahte sitelerden koruma, güvenilir veri, doğru hedefleme, verimlilik ve reklam çeşitliliği sağlayarak etkili, güvenilir dijital pazarlama kampanyalarını yönetmelerine alanında en uzman ekibiyle yardımcı olmaktadır. Markalar bu sayede başarılı sonuçlar elde edebilmektedir.
Cross Device Targeting


2015 yılında Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre bir Amerikalı gün içerisinde ortalama 490 dakikasını farklı medya mecralarında harcıyor.[1] Mobil kullanımın çoğalması göz önüne alındığında, bu 490 dakika çeşitli cihazlara yayılmış şekildedir elbette. Sabahları telefonunuzu kontrol ettikten sonra işyerinde bütün gün internet kullanmak ve sonrasında kısa molalarda Instagram'ı kontrol etmek; ve sonra yatmadan önce tabletinizden bir şeyler izlemek bu süreyi doldurmak için gayet yeterli görünmektedir.
2015 yılında Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre bir Amerikalı gün içerisinde ortalama 490 dakikasını farklı medya mecralarında harcıyor.[1] Mobil kullanımın çoğalması göz önüne alındığında, bu 490 dakika çeşitli cihazlara yayılmış şekildedir elbette. Sabahları telefonunuzu kontrol ettikten sonra işyerinde bütün gün internet kullanmak ve sonrasında kısa molalarda Instagram'ı kontrol etmek; ve sonra yatmadan önce tabletinizden bir şeyler izlemek bu süreyi doldurmak için gayet yeterli görünmektedir.
Bahsedilen araştırma, potansiyel bir reklam tüketicisinin aslında bir değil iki veya üç cihazda vakit geçirdiğini göstermesi açısından önemlidir. Bu cihazları ve kullanıcı davranışlarını doğru şekilde analiz ederek, kullanıcıya kişiselleştirilmiş ürün ve tekliflerle ulaşmak günümüzün pazarlama sektöründe çok büyük önem taşımaktadır. İşte tam burada cross device targeting nedir ve neden önemlidir sorusunun cevaplarını aramaya başlayalım.
Cross-device tracking olarak da bilinen bu teknolojiyi; platformların, yayıncıların ve reklam teknolojisi şirketlerinin internet kullanıcılarını akıllı telefonlar, tabletler ve masaüstü bilgisayarlarda tanımlamaya çalışmak için kullandıkları yöntemler bütünü olarak tarif edebiliriz. Cross-device targeting teknolojisinin asıl amacı; aynı kişiye ait farklı cihazları tespit etmek ve yeniden hedefleme (retargeting) aşamasında kullanmak denilebilir. Aynı kullanıcıya ait farklı cihazların tespit edilmesi, kullanıcılar ile doğru cihazlar üzerinden etkileşime geçerek marka bilinirliğini artırmanın yanı sıra özellikle e-ticaret ve alışveriş sitelerinin satış hedeflerine başarı ile ulaşmaları konusunda önem taşımaktadır.
Bilindiği üzere desktop cihazlarda retargeting için kullanılan yöntemin temelini cookies (çerezler) oluşturmaktadır. İşte bu noktada cross device targeting’i önemli kılan sebeplerden birisi mobil uygulamalarda cookies tutulamamasıdır. Mobil trafiğinin %80’inin uygulamalarda (applications) geçiyor olması da cross device targeting olmadan mobil cihazların cookies kullanarak tespitini nerdeyse imkansız kılmaktadır. Desktopta cookies kullanılarak yapılabilen retargeting, bu sebepten mobilde çok mümkün olmamaktadır.
Cross Device Targeting Yöntemleri
Bu bahsedilen cihazları eşleştirme sorununun çözümünde cross device targeting önemli yer tutmaktadır. Fakat cross device targeting uygulama aşamalarında Dstillery şirketi CEO’su Tom Phillips iki yöntemin olduğunu belirterek bunları “deterministic” ve “probabilistic” olarak adlandırmıştır.[2] Bir kullanıcının sahip olduğu cihazların her birinden bazı site ve uygulamalara giriş yapması (sign in) vasıtasıyla hangi cihazların o kullanıcıya ait olduğunu hata payı olmaksızın anlamaya deterministic yöntem denilmektedir. Örnek olarak bir kullanıcının hem telefon hem tablet hem de masaüstü cihazlarından Facebook yada Twitter’a giriş yapması bu şirketlerin cihazları eşleyebilmesine ve rahatlıkla retargeting amaçlı kullanabilmelerine olanak sağlamaktadır.
Kapsamlı sosyal medya şirketleri haricinde kullanıcıyı giriş yapmaya (sign in) zorlamayan/zorlayamayan şirketler için deterministic yöntemle cross device targeting yapabilmek çok mümkün olmamaktadır. Bu açığı probabilistic yöntemle telafi eden birçok şirketten de bahsetmek mümkündür. Örnek olarak Drawbridge veya Tapad gibi reklam teknolojileri şirketleri tarafından kullanılan bir metedolojidir. Bu şirketler, akıllı telefonlarda, tabletlerde ve masaüstü cihazlarda sunulan reklamlarla ilgili bilgileri toplar ve daha sonra kimin hangi cihazı kullandığını çıkarmak için istatistiksel modeller kullanır. Verilerin sağlıklı olmasını gerektiren inanılmaz derecede karmaşık bir süreç yürüten bu şirketlerden örneğin Tapad, ayda 250 milyar farklı veri noktası toplamaktadır.[3] Sunulan çeşitli reklamlarla ilişkili IP adresleri, cihaz türü ve uygulamaları veya web tarayıcısı da dahil olmak üzere birçok argüman hesaplamalarda kullanılmaktadır. Ve en nihayetinde tüketicilerin cihazlar arasında nasıl hareket edeceği ile ilgili modeller ortaya çıkartılarak bu anlamlı veriler retargeting için kullanılabilir hale gelmektedir.
Elbette bu yöntem (probabilistic) beraberinde doğruluk oranı (accuracy) ile ilgili de ciddi kaygıları beraberinde getirmektedir. Bu konuda birbirine yakın farklı fikirler olmakla birlikte yakın zamanda yapılan Nielsen test sonuçlarına göre doğruluk oranı %90’nın üzerinde olmaktadır.[4] Bu da reklam verenlerin çoğu için yeterli bir orandır denilebilir.
Diğer yandan bazı şirketlerin mobil reklamcılığa kısmen harcama yapmasını engelleyen bir durum olarak da karşımıza mobildeki takip zorluğu çıkmaktadır. Eğer yayıncılar ve platformlar, cross device tracking yöntemlerini kullanarak müşterinin akıllı telefonundaki araştırmasının neticesinde masaüstü cihazından satın alma gerçekleştirdiğini ispatlayabilirse, markalar mobil cihazlarda daha fazla harcama yapmak, plan ve yol haritalarını bu doğrultuda revize etmek isteyecektir. Bu durum cross device targeting alanındaki gelişmelerin, şirketlerin dijital reklam stratejilerini de etkileyeceğini göstermektedir. Tabii ki yaşanan bu problem Twitter ve Facebook gibi cross device targeting konusunda çok başarılı firmalar için geçerli değildir.
İkinci parti data nedir?


Son yıllarda pazarlama toplantılarının merkezinde ve tüm pazarlamacıların data modelleri arasında en severek kullandığı data çeşidi birinci parti dataydı ama bu durum son zamanlarda değişmeye başladı...
Son yıllarda pazarlama toplantılarının merkezinde ve tüm pazarlamacıların data modelleri arasında en severek kullandığı data çeşidi birinci parti dataydı ama bu durum son zamanlarda değişmeye başladı. Yabancı blogger’ların deyişiyle bu değişim birinci parti datanın uzun zamandır gölgeler içerisinde saklanan kuzeni, ikinci parti datanın ortaya çıkmasıyla başlamıştır. Tanım olarak ikinci parti data diğer data kaynaklarının sahip olduğu satın alınan veya ticareti yapılan birinci parti datasıdır. Söz konusu data kaynakları markalar veya yayıncılar olabilir. Pazarlamacılar veya yayıncılar ikinci parti datayı elde etmek için kendilerinde eksik olduklarını ve bu datayı ellerinde bulundurduklarını bildikleri güvenilir partnerlerle işbirliği yaparlar. Data ile yakından ilgilenen pazarlamacıların ve data bilimcilerin yakından bildiği üzere birinci parti data reklamverenlerin kendi sitelerini ziyaret eden kulanıcılara ait sosyal, üyelik, davranışsal, müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) ve çapraz platform kullanım ( cross-platform data) alışkanlık datalarını toplamak kaydıyla, yatırım projelerinde ROI’ının artırılması açısından önemlidir. Ancak hem geniş bir büyüklüğe sahip değildir hem de ihtiyaç duyulan hacimde yeni kullanıcı bilgilerini elde etme ve satışları arttırma imkanı sunamamaktadır. Oysa ki pazarlamacıların arzuladıkları hedeflerinden en önemlisi hem markanın kullanıcı kitlesini hem de satışlarını arttırmaktır. Bu nedenle pazarlamacılar her zaman markalarına yeni kullanıcı kazandıracak yeni yollara ihtiyaç duyarlar; ikinci parti data kullanımı gibi.
İkinci parti data, yukarıda bahsettiğimiz tanımdan hareketle, pazarlamacılara kendi dataları ile uyumlu data kaynakları ile çalışma imkanı sunar. Böylece pazarlamacılar bir DMP (Data Management Platform)’ye gitmektense kendi data kaynaklarında eksik olan ve bu dataya sahip olduklarını bildikleri şirketler ile iş ortaklığı veya data paylaşımı yapabilirler. Bu nedenle ikinci parti veri paylaşımı fikri hali hazırda işbirlikleri olan şirketler arasında zamanla daha fazla güç kazanmaya başlamıştır. Örneğin perakendeciler ve üreticiler pazarlama hedeflerini gerçekleştirebilmek için genellikle birbirleriyle paylaşırlar, işbirliği ilişkilerinin başladığı yer güvenilirdir ve birbirlerinin hedefleri hakkında karşılıklı bir anlayışları vardır. Bu nedenle markaların ya da yayıncıların daha geniş kitlelere ulaşabilmek için data paylaşımı yapmaları pazarlama hedeflerine ulaşmaları açısından oldukça mantıklıdır. Çünkü bu data paylaşımında asıl amaç satışları arttırmak ve her iki tarafın da kazanmasını sağlamaktır.
İkinci parti data reklamverenler ve pazarlamacılar için parlayan bir yıldızdır diyebiliriz. Çünkü üçüncü parti datanın aksine ikinci parti datanın nereden geldiği bilinir ve kesinlik açısından değerlendirildiğinde daha güçlüdür. Buna ek olarak ikinci parti data aslında başka birisinin birinci parti datasıdır da demiştik. Ve bildiğimiz değişmez gerçeklerden biri olan birinci parti data müşterilerin satış veya e-bültene üye olmak gibi direkt markalarla etkileşime geçmeleri sonucu elde edilen saf veri olduğu fikri de var. Dolayısıyla, tüm bildiklerimizi bir araya getirirsek, ikinci parti data eğer doğru ve iyi analiz edilmiş işbirlikleri için kullanılırsa ortaya iyi hedeflenmiş kampanyalar ve yüksek satış sonuçları çıkar diyebiliriz.
Günümüzde ikinci parti veri paylaşımı fikri hali hazırda bir işbirliği içerisindeki firmalar içinde gittikçe önem kazanmaya başlamıştır. İşbirliği ilişkisinin başladığı yerde firmalar arasında güvene dayalı ve birbirlerinin ortak hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik bir anlayış yer almaktadır. Bu anlayıştan hareketle pazarlama hedeflerini gerçekleştirebilmek için birbirleriyle data paylaşımı yaparlar. Bu data paylaşımını bir örnekle açıklamak gerekirse birçok kategoride ürün gamı bulunan bir e-ticaret sitesi düşünelim. Her gün yüzbinlerce kişi aradığı ürün bulabilmek için bu siteye giriş yapıyor, ürün satın almak için üye oluyor ve ürün satın alıyor olsun. Sitenin sahip olduğu birinci parti datasının büyüklüğünü ve bu datanın kullanıcı davranış hareketlerini ve niyet datasını içerisinde bulundurduğunu düşündüğümüzde sizce bu data perakendecilerin iştahını kabartmaz mı? İşte tam bu noktada dijital pazarlamanın yeni çocuğu olarak adlandırılan ikinci parti data oyuna giriyor ve bir anda parlayan yıldıza dönüşerek her iki taraf içinde verimli sonuçların elde edilmesini sağlıyor. Üstelik programatik ekosisteminin önemli aktörleri (SSP, RTB, PMP, DSP, DMP) ile gücünü birleştirerek hedefli reklamda mükemmel sonuçlar elde etmeye olanak tanıyor.
DSP’lerde bir kullanıcıya reklam gösterimi nasıl gerçekleşir?


Bu soruya cevap verebilmemiz için öncelikle; DSP nedir ve veri sağlayıcılardan kullanıcı verilerini nasıl elde eder? RTB nedir ve RTB (Real Time Bidding) platformları nasıl çalışır? sorularını incelememiz gerekir. İlk olarak bazı temel kavramları inceleyerek başlıyoruz… Çerezler ve alan tanımlamaları; Çerez, bir kullanıcının tarayıcısında saklanan bir bilgidir ve bir alan adına bağlıdır. Bir tarayıcı www.google...
Bu soruya cevap verebilmemiz için öncelikle;
DSP nedir ve veri sağlayıcılardan kullanıcı verilerini nasıl elde eder?
RTB nedir ve RTB (Real Time Bidding) platformları nasıl çalışır? sorularını incelememiz gerekir.
İlk olarak bazı temel kavramları inceleyerek başlıyoruz…
Çerezler ve alan tanımlamaları;
Çerez, bir kullanıcının tarayıcısında saklanan bir bilgidir ve bir alan adına bağlıdır. Bir tarayıcı www.google.com'a bir HTTP isteğinde bulunursa, Google kullanıcı tarayıcısına, örneğin google kullanıcı kimliğinin g1234 olduğunu belirten bir çerez yerleştirebilir. Daha sonraki bir oturumda, tarayıcı www.google.com'a başka bir HTTP isteğinde bulunursa, Google çerezi okuyabilir ve kullanıcının google kimliğinin g1234 olduğunu belirleyebilir.
Çerezler hakkında önemli bir gerçek, alan ile sınırlı olmasıdır: örneğin 1234.com, programattik.com tarafından ayarlanan bir çerezi okuma yeteneğine sahip değildir.
Çerez Senkronizasyonu:
İnternet reklamcılığında reklamverenler hedef kitlelerine başarılı bir şekilde ulaşabilmek tarayıcı çerezleri üzerinden kullanıcıları hakkında bilgi depolar ve programatik satın alma ekosisteminin önemli aktörleri ile hedefli reklamda başarıya ulaşır. Reklamveren tarafında her biri kullanıcının kendi kimliği vardır. Örneğin DSP (Demand Side Platform) kullanıcıyı abc123 olarak etiketleyebilir (ve bu bilgiyi çerezinde saklamış olabilir) ve bir DMP (Data Management Platform) kullanıcıyı def456 olarak etiketleyebilir. Veri sağlayıcısı, zaman zaman (gece / saatlik) DSP'yi def456 hakkındaki en son bilgilere göre güncelleyebilir.
Def456'nın DMP tarafından sağlanan verilerinden faydalanabilmek için, DSP'nin def456'ü abc123'e eşlemesi gerekir. Bunu gerçekleştirme işlemi çerez senkronizasyonu olarak bilinir. Şöyle çalışır: kullanıcının tarayıcısı DSP ile ilişkili bir sayfaya çarptığında, DSP şu şekilde bir sayfaya yönlendirir:
Kullanıcının tarayıcısı yukarıdaki sayfaya geldiğinde, DMP çerezden kullanıcı kimliği okur (def456 olur) ve bir sayfaya dsp'den yönlendirilir:
Bu talebi alan DSP, tarayıcının çerezlerini okur, kullanıcı kimliğinin abc123 olduğunu ve def456 -> abc123 eşlemelerini muhtemelen bir bellek içi veri deposunda bulunduran sunucularına depolar.
Yukarıdaki çerez senkronizasyonu mekanizması, kullanıcı kimliğini herhangi iki farklı alan arasında paylaşmanın genel bir mekanizmasıdır.
Gerçek Zamanlı Teklif Verme Nasıl Gerçekleşir?
İlk olarak, SSP (Supply Side Platform) ve DSP arasında çerez senkronizasyonu olması gerekir. Çerez senkronizasyonu sayesinde SSP tarafından ssp789 olarak bilinen kullanıcı DSP ile ilişkili bir web sitesini ziyaret ettiğinde, DSP tarafından ssp789 ‘un kullanıcı abc123 olduğu bilinir.
Teklif vermeye ilişkin gerçek süreç aşağıdaki gibi olur:
1. Kullanıcı bir web sitesini ziyaret eder: abcd.com deyin.
2. abcd.com'da, bir reklam alanını doldurmak için SSP'ye bir http isteği gönderir.
3. SSP
Reklam gösterme talebini alırken aynı zamanda gerçek zamanlı bir açık artırma gerçekleştirir. Bu kullanıcıya reklam göstermek isteyen DSP'lerin her birine SSP bir teklif talebi gönderir. Teklif isteği şuna benzer:
Teklif taleplerini alırken, kullanıcıya ilgi duyan her bir DSP'nin bir teklif vermesi gerekmektedir. DSP'ler, genellikle, teklif isteğindeki değişkenlere ve DSP'nin kullanıcı kimliği için depoladığı kullanıcı profiline (abc123) dayanan teklif yanıtını hesaplar (ssp1234, çerez eşleme aşamasında abc123'e eşlenmiş ve DMP'ler tarafından sağlanan veriler abc123 anahtarına karşı saklanır)
Teklif yanıtı şuna benzer:
4. SSP, her bir DSP'nin teklife verdiği yanıtı karşılaştırır ve gösterim hakkını en yüksek teklifin sahibine verir. Bu açık arttırma genellikle ikinci açık arttırma üzerinden oluşur: en yüksek teklifi veren kazanır ve gösterimi maliyeti en yüksek teklifin sahibine açık arttırmadaki ikinci en yüksek teklif şeklinde gerçekleştirilir.
5. SSP, kullanıcının tarayıcısını ilgili reklam etiketine yönlendirir ve bu da reklamı kullanıcının tarayıcısına yönlendirir. SSP'lerin genellikle 100 milisaniye içinde cevap vermeleri gerekir. Buradan, SSP sunucularının DSP sunucularına yakın olması gerektiği anlamını çıkarabiliriz.
Dijital reklam sektörünün hacmi büyüdükçe, ortaya çıkan fraud reklam ve benzeri sahteciliklerin önüne geçebilmek ve doğru zamanda doğru kullanıcıya en sağlıklı şekilde ulaşabilmek büyük önem taşıyor. Bu kapsamda uygun data modelleri ve programatik aktörlerinin kullanımı ile kullanıcıya reklam gösterimi yöntemlerinin önemi de günden güne artıyor.
Data Modelleri; Birinci, Üçüncü ve İkinci Parti Datalar Nelerdir?


Dijital 101 denildiğinde aklımıza ilk gelen CPC, CPM, CTR kavramları olsa da son zamanlarda büyük verinin sıkça konuşulması ile data modellerinin de bu listenin üst sıralarını zorlamaya başladığını görüyoruz. Öyleyse nelerdir bu data modelleri, hadi daha yakından inceleyelim.
Dijital 101 denildiğinde aklımıza ilk gelen CPC, CPM, CTR kavramları olsa da son zamanlarda büyük verinin sıkça konuşulması ile data modellerinin de bu listenin üst sıralarını zorlamaya başladığını görüyoruz. Öyleyse nelerdir bu data modelleri, hadi daha yakından inceleyelim.
Birinci parti data nedir?
Ailenin en sevilen, en çalışkan üyesi olarak tanımlasak eksik ifade etmiş olmayız diye düşünüyoruz. Birinci parti data diğer data çeşitleri ile karşılaştırıldığında en güçlü olandır çünkü direkt marka müşterisine aittir, bu nedenle doğruluğu kesindir. Basit bir yöntemle söz konusu datanın önemini anlamak için birkaç müşterinize kendilerini anlattırırsanız, büyük ihtimalle yaptıkları tanımlamalar ile ortaya çıkan büyük resim hedef kitlenize ait olacaktır. Bu çeşit data için söylenebilecek en anlamlı ve kulağa etkileyici gelen bir diğer özellik ise toplanan verilerin tekil oluşudur. Bu veriler direkt marka müşterilerine ait olduğu ve yine direkt kendileri tarafından toplandığı için daha güvenilirdir ve içerisinde hedef kitleye ait sosyal, üyelik, davranışsal, müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) ve çapraz platform kullanım ( cross-platform data) alışkanlık datalarını da barındırırlar. Bu saydıklarımızın dışında birinci parti data kullanımını daha çekici hale getiren ve dijital pazarlamacıların en sevdikleri özelliklerden bir diğeri ise data toplanması ve segmentlenmesi sırasında doğan teknolojik maliyeti bir kenara bıraktığımızda, bu data çeşidinin tamamıyla ücretsiz olmasıdır.
Birinci parti veri kullanımı tüm reklamverenler için yaptıkları yatırımlarından geri dönüş almaları ve yatırım projesini ileri dönük geliştirmeleri açısından son derece önemlidir. Tersi kimse tarafından iddia edilemeyecek üzere kendi varlıklarını (online platformlarda bu alanlar kendi websiteleri olabilir) ziyaret eden, üyelik ya da satın alma aksiyonu gerçekleştiren kullanıcılarının verisini toplamayan, analiz etmeyen veya kullanmayan bir reklamveren önemli miktarda geliri masada bırakıyor diyebiliriz.
Birinci parti datayı online olarak websitenize yerleştireceğiniz piksel kodları ile toplayabilir ve yine bu piksel kodları sayesinde kullanıcı davranışları hakkında topladığınız istatistikleri takip edebilirsiniz. Bu işlem için piksel kodunu takip etmek istediğiniz sayfadaki ile etiketleri arasına yapıştırmanız yeterli olacaktır. Daha sonra bu davranışları ve topladığınız diğer verileri kategorize ederek segment gruplarınızı oluşturabilirsiniz.
Üçüncü parti data nedir?
Genel olarak değerlendirdiğimizde bu data çeşidini giriş seviyesi olarak tanımlayabiliriz. Dışarıda üçüncü parti data satın alabileceğiniz çok sayıda kaynak bulunuyor, bu nedenle ulaşılabilir oluşu diğer data modellerinden daha kolaydır, bir diğer farkı ise diğer data modellerinden daha geniş bir büyüklüğe sahip olmasıdır. Üçüncü parti data tıpkı raftaki ürünler gibi satılmaya hazır datadır ve tekil değildir. Tüm bunların dışında rekabet açısından bakılırsa rakiplerinizin de satın aldığınız bu dataya kolayca erişebileceğini hiçbir zaman unutmamamız gerekmektedir. Yatırımın geri dönüşü açısından diğer data modelleri ile karşılaştırıldığında ise daha maliyetli olduğu açıkça görülebilir. Tüm saydığımız özelliklerin dışında “üçüncü parti data nereden gelir?” sorusuna cevap olarak bu konuda uzmanlaşmış şirketlerden veya bu data modelini kendi varlıkları içerisinde bulunduran şirketlerden temin edebileceğinizi söyleyebiliriz.
İkinci parti data nedir?
İkinci parti datayı “başkasının satın alınan veya işlem yapılan birinci parti datasıdır” şeklinde tanımlayabiliriz. Şirketler derin analiz yaparak müşteri profillerini daha iyi anlayabilmek ve geniş ölçekte kitlelere ulaşmak amacıyla kendi müşteri verilerini başkaları ile paylaşabilir veya diğer kaynaklardan aldıkları veriler ile birleştirebilirler. Bu data çeşidinin sağladığı işbirliği sayesinde markalar kendi dataları ile uyuşan veya kendi datalarını tamamlayıcı olduklarını düşündükleri, kendilerinde eksik olan geçerli dataları diğer kaynaklardan temin edebilirler.
İki taraf için de karlı bir alışveriş olan bu data çeşidini daha iyi anlatabilmek için örnek olarak bir havayolu şirketi ile bir otel zinciri arasındaki simbiyotik ilişkiyi dikkate alabiliriz. İki şirket arasında var olan belli bir anlaşmaya dayalı olarak otel zinciri kendi otellerinde kayıt yaptıran kullanıcı bilgilerini havayolu şirketi ile paylaşabilir, havayolu şirketi ise tüm internet evreninde bu kullanıcıları hedefleyerek uçak bileti kampanyalarını gösterebilir veya e-mail gönderebilirler. Benzer bir senaryoda otel zinciri kullanıcıları için geçerli olabilir, yine havayolu şirketinden bilet alan ya da belirli lokasyonlar için arama yapan kullanıcılara gidecekleri yönlerdeki konaklama, erken rezervasyon fırsatları sunulabilir.
İkinci parti data kesinlik açısından değerlendirildiğinde üçüncü parti datadan , ölçüt açısından değerlendirildiğinde ise birinci parti datadan daha güçlüdür diyebiliriz. Özet olarak ikinci parti data markalara datalarını güvenilir partnerler ile paylaştıklarında ek gelir yaratma imkanı sağlayan yeni bir oyuncudur.
Dinamik ve Statik Yeniden Pazarlama Arasındaki Farklar


Programatik reklamcılıkta hedefleme seçeneklerini anlatan yazımda yeniden hedefleme (remarketing)’den bahsetmiş ve yeniden hedefleme teknolojisi ile dinamik & statik remarketing arasındaki farka bir sonraki yazımda değineceğimden söz etmiştim. En basit haliyle remarketing’in ne olduğunu tekrar açıklamamız gerekirse, bir kullanıcının bir siteyi ziyaret ettiğini ancak istenen herhangi bir aksiyonu gerçekleştirmediğini düşünelim...
Programatik reklamcılıkta hedefleme seçeneklerini anlatan yazımda yeniden hedefleme (remarketing)’den bahsetmiş ve yeniden hedefleme teknolojisi ile dinamik & statik remarketing arasındaki farka bir sonraki yazımda değineceğimden söz etmiştim. En basit haliyle remarketing’in ne olduğunu tekrar açıklamamız gerekirse, bir kullanıcının bir siteyi ziyaret ettiğini ancak istenen herhangi bir aksiyonu gerçekleştirmediğini düşünelim. Bu senaryoda site sahibi bu kullanıcıları tekrar hedeflemek istiyorsa önünde iki seçenek bulunmaktadır: Statik Remarketing & Dinamik Remarketing.
Statik Remarketing
Statik yeniden hedeflemeyi, remarketing’in en basit ve temel şekli olarak kabul edebiliriz. Yeniden hedeflemenin bu şeklinde, websitesini ziyaret etmiş ancak satın alma ya da form doldurma gibi istenen aksiyonu almamış kişilerin hepsi aynı jenerik banner ile hedeflenmektedir.
Daha gelişmiş şekli olarak da, siteye gelen kullanıcılar geldikleri sayfaya, tıkladıkları kategorilere veya ürüne göre kategorize edilir. Daha sonra bu kullanıcılara ilgilendikleri kategorilerle ilgili ayrı banner’lar ile yayın yapılır. Böylelikle nevresim takımı bakan kişi ile spor ayakkabı bakan kişiye aynı banner’lar gösterilmez. Ancak ne var ki bir e-ticaret sitesini düşündüğünüzde bu işi yapabilmek inanılmaz bir yük haline geliyor. Hatta binlerce ürüne yönelik ayrı image banner’lar çalışmak, her ürüne göre audience yaratmak ve yine her audience için ayrı satırlar oluşturarak hedeflemek biraz hamallık olacaktır. İşte bu noktada dinamik remarketing ihtiyacı ortaya çıkıyor.
Dinamik Remarketing
Dinamik remarketing özellikle online satışı olan veya farklı ürünleri olup, form toplama amacı güden (örneğin; otomotiv firmaları) markalar için oldukça kullanışlı ve etkin bir yöntem. Çünkü her kullanıcı ilgilendiği ürüne yönelik kreatifler ve beraberinde yine değişen metin-fiyat bilgisi ile hedeflendiğinden hem kullanıcı zaten ilgilendiği bir ürün ile alakalı reklam görmüş olacak hem de bu ürünle ilgilendiği için algıda seçicilik yaşayacak ve bu durum reklam körlüğü dediğimiz olayı minimize edecektir. Bu reklam modelinde hangi ürün sayfasını gezerseniz, siteden çıktığınızda da gezdiğiniz ürünlerin resimleri ve fiyatları ile otomatik olarak oluşturulmuş, dinamik yapıdaki görsellerle karşılaşırsınız.
Dinamik yeniden hedefleme her ne kadar mükemmel gözükse de, statik yeniden hedefleme de eski moda kabul edebileceğimiz dar bir reklam modeli değil. Daha önce siteyi ziyaret etmiş bir kullanıcıyı genel bir kampanya hakkında haberdar etmek istersek dinamik retargeting değil, statik retargeting daha mantıklı olacaktır. Öte yandan kullanıcıyı belli bir ürünü satın alması için teşvik etmek istiyorsak dinamik retargeting daha uygun olacaktır. Dinamik retargeting’in çalışma mantığına da gelecek yazımda değineceğim.
SSP'lerde Görsel Onayı


Her Supplier Side Platform (SSP)’un görseller için bir onay süreci vardır ve görsellerin bu onay sürecinden geçmesi genel olarak 2 saat ile 2 gün arası sürer. Bu süre sonunda görselleriniz onaylanabileceği gibi onaylanmayabilir de. Böyle bir tecrübe yaşamamak için en sık karşılaşılan onaylanmama sebeplerinden bahsetmek istiyorum...
Her Supplier Side Platform (SSP)’un görseller için bir onay süreci vardır ve görsellerin bu onay sürecinden geçmesi genel olarak 2 saat ile 2 gün arası sürer. Bu süre sonunda görselleriniz onaylanabileceği gibi onaylanmayabilir de. Böyle bir tecrübe yaşamamak için en sık karşılaşılan onaylanmama sebeplerinden bahsetmek istiyorum.
• Yüklenen banner 970x250 iken boyutunun 120x600 gibi farklı bir ölçüde yazılması,
• Yetişkin (adult) içerikte olması veya bu içeriğe sahip bir sayfaya yönlenmesi,
• Kullanıcı banner’ı kliklemeden yönlenme sayfasına gidecek şekilde ayarlanmış olması,
• Banner’ın boş olarak yayınlanması: Bu sorunun sebebi genelde adserver’a yüklenen banner’ın tarihinin geçmiş olmasından kaynaklanıyor, adserver’da görselin tarihini uzatarak bu sorunu çözebilirsiniz.
• Yönlenme linkinin açılmaması, düzgün yüklenmemesi, geç açılması ya da otomatik olarak başka sayfaya yönlenmesi,
• Görsele tıklandığında belirtilen siteye gitmemesi,
• URL’de ki makroların yanlış yerleştirilmiş olması,
• Kötü amaçlı yazılım olarak adlandırılan Malware içeren bir siteye yönlenmesi,
• Banner’daki click makroların yerleştirilmemesi ya da yanlış yerleştirilmiş olması,
• Yönlenme sayfasının profesyonel, kaliteli gözükmemesi ve kullanıcıya sunduğu deneyimin zayıf olması,
• Silah, bıçak, çakı gibi tehlikeli aletler, tütün ürünleri, alkollü içeceklerin reklamlarının yapılması,
• Kumar ve bahis içerikli reklam yayının yapılması: Bazen çekiliş reklamları da kumar olarak algılanıp, reddedilebiliyor. Bu durumdan kaçınmak için web sitesinde çekilişin Milli Piyango İdaresi tarafından izinli olduğunu ve profesyonel bir şekilde yapıldığını belirtmek gerekiyor.
• Sahte diploma-kimlik-ehliyet, sahte rapor, ödev yaptırma siteleri, hacker programları, bilgisayar hackleme gibi yasal olmayan faaliyetlerin reklamlarının yapılması,
• Tüketiciyi yanıltıcı sitelere giden reklamların yapılması: Örneğin herhangi bir kanıt sunmadan ya da referans göstermeden inanılmaz güzel sonuçları olduğu iddia edilen bir ürünün satıldığı sayfaya yönlenmesi,
• Banner’ın otomatik pop-up’lar açan bir siteye yönlenmesi,
• Görselin yanıltıcı olması: Sanki bir form, menü ya da buton gibi görünen ama tıkladığında başka sayfaya yönlenen ve görünen işlevini gerçekleştirmeyen banner’lar,
• Sürekli yanıp sönerek dikkat dağıtan ve kullanıcı deneyimini olumsuz etkileyen tasarım kullanılması,
• İntihara, şiddete yönlendiren, ırkçı, seksist içeriği olan, dini ve siyasi görüşleri eleştiren, toplumdaki herhangi bir topluluğu gücendirebilecek, şok etkisi yaratacak reklamların yayınlanmaya çalışılması,
• Görselin ya da yüklenen script kodun secure olmaması ya da başka bir değişle HTTP link içermesi,
• Hareketli görsellerin 30 saniye sonunda durmaması,
• In-video banner ise yine 30 saniye sınırını aşması.
Banner veya videolarınızın onaylanmaması durumunda yukarıda sıraladığım listeyi checklist gibi kullanabilirsiniz. Deneyimlerimiz sonucu onaylanmama sebepleri çoğunlukla bu bahsettiğim nedenlerden kaynaklanıyor. Sizin de bu listeye eklememizi tavsiye ettiğiniz bir madde varsa Twitter’da bizi mention’layarak yazabilirsiniz.
Site mi Hedeflenmeli Kitle mi?


Herkes pop-up reklamları hatırlar, özellikle 90’lı yılların sonu 2000’lerin başlangıcında internet kullanan kitlenin hatıraları arasında modem sesinden sonra akıllara gelen ilk şey olabilir...
Herkes pop-up reklamları hatırlar, özellikle 90’lı yılların sonu 2000’lerin başlangıcında internet kullanan kitlenin hatıraları arasında modem sesinden sonra akıllara gelen ilk şey olabilir. Bir siteye zor bela girerdiniz ve bi’ anda bütün ekranınız rengarenk, oldukça garip ve sürekli açılan reklamlarla donanırdı. Kapatmaya çalışırken bir yanındakine tıklar, sonsuz Explorer sayfaları ile baş başa kalırdınız.
İnternet üzerinden gelir elde etmenin ilk hali sayılabilecek pop-up’lardan bu yana markalar çoğaldıkça rekabet arttı böylece dijital reklam sektörü oldukça büyüdü ve kendine has bir ekosistem geliştirdi. Sadece bu yıl ABD’de dijital reklam harcamalarının 170,65 milyar dolar olması bekleniyor*. Reklam teknolojilerinin de hızlı gelişimi, büyükten küçüğe bütün sektör oyuncularının da bu gelişmelere ayak uydurmasını ve marka beklentilerini kat be kat karşılamalarını gerektiriyor.
Peki markalar beklentilerini nasıl belirliyor? Steve Jobs’un ünlü sözünü ele alalım “Ürünleri odak gruplarına göre tasarlamak gerçekten zordur. Çoğu zaman insanlar, siz onlara gösterene kadar neye ihtiyaç duyduklarını bilmezler." Bu sözün bu kadar popüler olmasının sebebi nihai amacın müşteriye ulaşmak olduğu her alanda geçerli olması. Reklam sektöründe müşteri, markadır ve müşterisi olduğu markayı yönlendiren planlama ajansları bu noktada sektörün nabzını tutar ve marka brief’ine göre medya planını hazırlar. Hangi mecrayı, hangi aracı ne kadar maliyetle kullanacağını iletir. Bu nedenle her marka en az bir kere Türkiye’nin en büyük haber sitesinin manşetinde reklam çıkmış, en çok ziyaret edilen forumunda banner göstermiş ve mobil cihazında oyun oynayanlara 30 saniyelik videosunu izletmiştir. Niye mi? Çünkü aksiyon alabileceği “hedef kitlesinin” orada olduğu söylenmiştir.
Hayır, hedef kitlesi orada değildir. Es kaza bir siteye giren kişi gerçekten “gerçek” hedef kitle değildir. Örneğin ben ayda yılda bir yemek yaparım, girdiğim bir yemek sitesinde gördüğüm 36 parçalık çatal bıçak setini alma olasılığım nedir? Peki ya canım sıkıldığında ziyaret ettiğim eğlence sitesinde gördüğüm banka reklamından etkilenip altın alıp-satmaya başlama olasılığım ne kadar? Kampanya final raporlarında benim gibi CTR’ı (Click Through Rate) düşüren milyonlarca kullanıcı var. Bu ürünün kötülüğü, banner’ın çarpıklığı, ya da ajansın kötü planı anlamına gelmez. Bunun nedeni artık herkesin interneti kullanması. Gencinden yaşlısına, çalışanından emeklisine herkes internette. Herkes haber okuyor, herkes yemek tarifi bakıyor, oyun oynuyor ve komik kedi videoları izliyor. Birbirinden ayrıştırılması oldukça güç online profillerle her zamankinden daha fazla karşılaşıyoruz ve maalesef site hedeflemek artık gerçekçi bir yaklaşım değil.
Sorunun teşhisini koyduğumuza göre, çözüme odaklanabiliriz. Çözüm, kitle hedefleme. Bir örnekle anlatalım. Marka benim yemek sitesine girdiğim için yemekle içli dışlı olduğumu farz ediyor ve benim 36 parçalık çatal bıçak setini almaya aday olduğumu düşünüyor. Fakat yanılıyor çünkü bekar yaşayan ve o sitede bulunan 15 dakikalık tariflere bakmak için girmiş bir kişiyim, rasyonel olduğum için de o set ile ilgilenmiyorum. Eğer marka kitle hedefleme yapma imkanı sunan lokal veya global reklam teknolojisi şirketleri ile çalışsaydı internette bulunan milyonlarca tekil kullanıcı arasında satın alma olasılığı en yüksek potansiyel kitleyi oluşturabilir, look-a-like modelleme ile kitlesini geliştirebilir ve gerekiyorsa cross-channel çalışarak satın alma tünelinde başarıya ulaşabilirdi. Benim gibi yeri geldiğinde plastik çatal kullanan biri ile uğraşmaz, evlenme hazırlığında olan kişileri tespit edip bütün internet evreninde hedefleme imkanı olurdu.
Bütün icatlar ihtiyaçtan doğar denir, programatik reklamcılık da bu ihtiyacın ürünü ve sunduğu yüksek performanslı çözüm nedeniyle global çapta yaygınlık kazandı. Büyük web siteleri çok kalabalık ve doğru kişiye anında ulaşmak eskisi kadar kolay değil. Bu nedenle online profilleri tanıyarak doğru kullanıcıyı yayıncı fark etmeksizin tanıyan algoritmalar programatik reklamcılık adıyla hayatımızda, ve global trendler gösteriyor ki Türkiye dijital reklam pastasının da büyüyen dilimi olacak.
**Pop-up reklamların mucidinin geç gelen özrünü okumak isteyenler bu link’e göz atabilir.
Programatik Satın Almada Hedefleme Seçenekleri


Dijital pazarlamanın büyük önem kazandığı ve internet reklamcılığına harcanan bütçenin her sene katlanarak arttığı günümüzde, bir markanın pazarlama departmanında ya da dijital reklam ile ilgili bir alanda çalışıp programatik satın almayı duymayan kalmamıştır diye düşünüyoruz. Bu yüzden bugünkü yazımızın konusu programatiğin ne olduğundan çok, programatikte hedefleme seçeneklerinin kısa bir özeti olacak...
Dijital pazarlamanın büyük önem kazandığı ve internet reklamcılığına harcanan bütçenin her sene katlanarak arttığı günümüzde, bir markanın pazarlama departmanında ya da dijital reklam ile ilgili bir alanda çalışıp programatik satın almayı duymayan kalmamıştır diye düşünüyoruz. Bu yüzden bugünkü yazımızın konusu programatiğin ne olduğundan çok, programatikte hedefleme seçeneklerinin kısa bir özeti olacak.
Programatik satın alma, geleneksel satın almanın tersine belli sitelerin belli reklam alanlarını, belli bir gösterim alana kadar kapatmayı amaçlamaz, hedefi daha çok DMP ve DSP sistemlerinin gücünü kullanarak doğru hedef kitleyi, site farkı gözetmeksizin yakalamak ve daha iyi bir dönüşüm elde edebilmektir. Bu yüzden de programatik satın almada toplu gösterim satın alınmaz, tekil bazlı ilerlenir, her bir kullanıcı için açık arttırmaya girilir. Peki, doğru kullanıcıya ulaşmak için var olan hedefleme seçenekleri neler? İşte bu yazıda bu ana 6 hedefleme seçeneğinden bahsedeceğiz.
1. Demografik Hedefleme
Demografik hedeflemede kampanyanın hitap ettiği kitle belirlenir ve hedef kitleye uygun yaş, cinsiyet, meslek, eğitim, medeni durum gibi bilgiler kullanılarak hedefleme yapılır. Kullanıcıların internet kullanım alışkanlarına ve arama motoru profillerine bağlı olarak elde edilen veriler doğrultusunda hedeflediğiniz kitleye en doğru şekilde ulaşmanız sağlanır.
2. Davranışsal Hedefleme
İnternette kullanıcıların hareketleri cookie’ler sayesinde izlenir ve bıraktığı ayak izleri değerlendirildikten sonra bu kullanıcıya davranışlarına en uygun olan reklamlar gösterilmeye çalışılır. Bir internet sitesinde harcanılan zaman, birbirine benzer ürünlerin incelenmesi, bu ürünlerle ilgili gezilen sayfa sayısı, tıklanılan bannerlar, belli bir zaman aralığında aynı ürün veya hizmet ile ilgili yapılan aramalar, reklamverenler ve reklamcılar için oldukça önemli bir veridir ve bu bilgiler kullanılarak yapılan bir reklam hedeflemesi davranışsal hedeflemeye örnek olarak gösterilebilir.
3. Yeniden Hedefleme
Yeniden hedefleme yani retargeting/remarketing, reklamverenin sitesini herhangi bir şekilde ziyaret etmiş kullanıcıları display veya video reklam alanlarında, reklamverenin izniyle, dinamik veya statik bannerlar yardımıyla, kullanıcıyı websitesini tekrar ziyaret etmeye, üye olmaya, form doldurmaya veya ürünü satın almaya teşvik etmek için yapılan reklam modelidir. Belli bir ürüne bakmış, belli bir kategoride dolaşmış, ürünü sepete atmış ama satın almamış, ürün satın almış ama bir daha siteyi ziyaret etmemiş kullanıcılar gerçekleştirilmesi istenen davranışa göre ayrıştırılarak ayrı bannerlar ile hedeflenebilir. Bu reklam modelinde gerçekleşen CTR’lar ve conversion oranları kullanıcı zaten ürüne veya hizmete ilgisini belirttiği için genellikle diğer reklam modellerine göre daha yüksek olur. Yeniden hedefleme teknolojisi ve dinamik remarketing ile statik remarketing arasındaki farka gelecek yazılarımızda değineceğiz.
4. Coğrafi Konum Hedeflemesi
Coğrafi konum hedeflemesi ya da diğer adıyla geotargeting reklamlarınızın seçtiğiniz coğrafi konumlarda gösterilmesini sağlar. Bu anlamda çoğu programatik platform size belli bir ülkeyi, şehri, posta kodunu, mahalleyi veya bir koordinatın belirlenen yarıçapı kadar bir bölgeyi hedeflemenize olanak verir. Coğrafi konum hedefleme, reklam kampanyanızı potansiyel müşterilere erişeceğiniz yerlere odaklamanıza ve reklamlarınızın başka yerlerde gösterilmesini engellemenize olanak sağlar. Bu da, sonuç olarak ROI’ınızın artmasına katkıda bulunur.
5. Çapraz Cihaz Hedeflemesi
Artık neredeyse herkesin iş bilgisayarı, kişisel bilgisayarı, akıllı telefonu ve belki bir de tableti var. Örneğin bir müzik seti satın almak istiyorum ve sabah kahvemi içerken akıllı telefonum aracılığıyla arama motorunda araştırma yapıp, ilgili siteleri ziyaret ediyorum. Daha sonra akşam eve döndüğümde kişisel bilgisayarım ile webde geziyorum. Eğer bu iki cihazın da benim olduğu belirlenebilirse, bilgisayarımı açtığımda müzik seti satan firmalar bana, ürünü satın almaya teşvik etmek için veya hatırlatmak için reklam aracılığıyla ulaşabilecektir. Bu hedefleme türünde birden fazla yöntem izlenmektedir. Çapraz cihaz hedeflemesinin (cross-device targeting) nasıl çalıştığı ve methodlarının neler olduğu hakkında ilerde bahsedeceğiz.
6. Kategori Hedeflemesi
Belli ürün veya hizmetler, belli konularla ilgilenen bir hedef kitleye yönelik olabilir. Kategori hedefleme, reklamlarınızın sadece belirlediğiniz kategorilerde olan sayfalarda reklamınızın yayına çıkmasını sağlar. Örneğin amacınız yeni çıkan araba modelini tanıtmaksa ve bütçeniz kısıtlıysa otomotiv kategorisini seçerek ilerleyebilirsiniz. Böylelikle araba bakan kitleye yoğunlaşarak, harcanan bütçeyi minimize edebilirsiniz.
Bu yazımızda size programatik reklam kampanyalarında kullanabileceğiniz hedefleme seçeneklerinden kısaca bahsettik. Bu hedefleme seçenekleri ayrı ayrı kullanılabileceği gibi, birkaçı ya da hepsi birlikte de kullanılabilir. Bu noktada önemli olan kampanyanın amacı ve ulaşmak istenen hedef kitle olacaktır. Hiçbir hedefleme yapmaksızın bütün dünyaya yayın yapmak boşa para ve zaman kaybından başka bir şey olmayacaktır.
Görüntülenebilirlik , Sahtecilik ve Reklam Engelleme


Dijital reklam evreninde son zamanlarda en çok konuşulan konuların görüntülenebilirlik , sahtecilik ve reklam engelleme olduğunu söyleyebiliriz...
Dijital reklam evreninde son zamanlarda en çok konuşulan konuların görüntülenebilirlik , sahtecilik ve reklam engelleme olduğunu söyleyebiliriz.
Görüntülenebilirlik (Viewability), IAB standartlarına göre bir reklamın görüntülenebilir olması için kapladığı alanın en az %50'sinin ekranda minimum bir saniye görüntülenmesi olarak açıklanıyor. Yayın içi video reklamlarda ise görüntülenebilirlik standardı, reklam alanının %50'sinin en az iki saniye boyunca görüntülenmesi şeklinde kabul ediliyor. Reklam veren memnuniyetini ve kampanya bilinirliğini arttırmak amacıyla IAB tarafından yayıncılar %70 görünürlük eşiğine ulaşmaya teşvik edilirken, ulaşmayan kampanyalarda ise yayıncıdan ek gösterimler yaparak reklamın bu eşiğe ulaşmasının sağlanması isteniyor. Büyük reklamlarda yani 970x250 (242.500 piksel ve üzeri olan reklam formatlarında) boyutlarındakiler için görüntülenebilirlik standardı reklamın %30’unun en az 1 saniye boyunca ziyaretçi tarafından görüntülenmesi şeklinde gerçekleşiyor. Tüm bunların dışında reklam veren ve yayıncı arasındaki ölçümleme farkı (genellikle %10) sorununu giderebilmek adına ölçümleme kriteri olarak tek bir platformun baz alınması gerektiği önemle vurgulanıyor.
Sahtecilik (Ad Fraud), reklam gelirlerinden haksız pay alma amacı güden girişimler olup, bu girişimleri kriminal ve bilişim suçu olarak tanımlayabiliriz. 2016 yılında global pazarın büyüklüğünün 187 milyar dolara ulaşacağı ve bu rakamın 7.2 milyar dolarının (%3.8) sahteciliğe gideceği öngörülüyor. Önde gelen arama motorları da hem kullanıcılar hem de reklamverenler için daha iyi bir internet deneyimi yaratabilmek adına online reklam sahteciliğine karşı aktif mücadele yöntemleri geliştirmektedir.
Giftad Digital olarak reklam sahteciliğine ve görüntülenmeme sorununa karşı oldukça net bir duruşumuz var. İleri teknolojimizin sahip olduğu brand safety, reklam performansında sahteciliği engelleme ve gelişmiş hedefleme özelliklerimiz sayesinde sahte trafik yöntemlerini filtreleyerek reklam verenlerimizden sadece reklamları gerçek insanlar tarafından tıklandığında, ilgili hedef kitlelere ve uygun içeriklerde yayın yapıldığında ödeme alıyoruz.
Reklam engellemeyi, kullanıcının internet gezinimi sırasında ziyaret ettiği web sitesinde yer alan reklamları görmemesini sağlayan bir yazılım olarak tanımlayabiliriz. Pek çok web sitesi eklentiler ve reklamlar nedeniyle yavaş açılıyor, kullanıcının dikkatini dağıtacak faktörler içeriyor ve kullanıcı hareketlerini takip ederek gizliliği koruyamıyor. Bu ve benzeri durumlar kullanıcının eşsiz bir gezinim deneyimi sağlamasını olumsuz etkiliyor.
Hem global hem de yerel pazarda aynı kritik gündem söz konusu. 2015 yılı rakamlarına bakıldığında reklam engelleme ile 155 milyar dolarlık global pazar 21.8 milyar dolar (%14) gelir kaybı yaşadı. 2016 yılında bu rakamın 42 milyara çıkacağı tahmin ediliyor. Yine global pazara baktığımızda Ekim 2015’ten Nisan 2016’ya kadar reklam engellemenin %18 oranında artarak, 250 milyon aylık aktif kullanıcıya ulaştığı söyleniyor. Türkiye için IAB’den aldığımız bilgilere göre, Nisan 2016 rakamları %8’lik reklam engelleme kullanımı olduğunu fakat detaylı inceleme yapıldığında bazı siteler için bu oranın %20’ye çıktığını gösteriyor.
IAB, reklam engelleme sistemlerinin her geçen gün reklam pastasından aldığı pay arttığı için hızla aksiyon almaya başladı. Bu nedenle artık kullanıcı deneyimleri, kreatif yaratmaktan platform geliştirmeye kadar olan tüm aktivitelerde her zamankinden daha fazla dikkate alınıyor. Yeni belirlenen kurallar, getirilen standartlar ve HTML5’in kullanılmaya başlanması ile daha iyi optimizasyon, kullanıcı güvenliğinin sağlanması ve deneyiminin anlaşılması fırsatı yaratıyor. Ayrıca ekranlarda daha iyi bir kullanıcı deneyimi yaratacak yeni, dinamik ve duyarlı reklam birimlerinin oluşturulmasına da ağırlık veriliyor. Yine IAB standart çalışmalarının bir parçası olarak, iyi bir kullanıcı deneyimine ulaşabilmek için gerekli veri aramalarına ve bilinçli tüketiciye ulaşmayı amaçlayan reklamlara da odaklanılıyor.
Yukarıda bahsettiğimiz sorunları giderebilmek amacıyla global ve yerel pazarda L.E.A.N ve D.E.A.L programları duyuruldu. L.E.A.N programı sayesinde puanlama sisteminin ekosistemdeki tüm taraflar için geçerli olması ve sağlayacağı faydalar ile eşsiz bir kullanıcı deneyimi sağlaması planlanıyor. D.E.A.L programı ise reklam engelleme programlarına karşı geliştirilmiş olup, yayıncının kullanıcısı ile diyalog kurarak sayfasındaki reklamın gerekliliğini anlatıyor ve ziyaretçisine seçim sunarak reklamı gösteriyor. Her iki programın içeriğine baktığımızda L.E.A.N programının reklam veren ve ajans , D.E.A.L programının ise yayıncılar tarafından yönetileceğini görüyoruz.
Aşağıda kısaca program açıklamalarına ulaşabilirsiniz;
· L: Light.Sınırlı dosya boyutu ile sayfanın yüklenmesini geciktirmeyen hafif reklamlar
· E: Encrypted.https / SSL uyumlu reklamlar ile kullanıcı güvenliğini sağlamak.
· A: Ad Choices Support.Tüm reklamların tüketici gizlilik programlarını desteklemesi
· N: Non-invasive/Non-disruptive.Kullanıcı deneyimini tamamlayan, kullanıcıyı içerik ve ses ile rahatsız etmeyecek reklam modelleri.
· D: Detect:Reklam bloklamanın belirlenmesi ve diyaloğun başlatılması
· E: Explain:Reklamın değerinin anlatılması
· A: Ask:İşbirliğinin devamı için kullanıcıdan değişiklik talebi
· L: Lift or Limit:Kullanıcının yanıtına göre erişim yönetimi
Whitelist ve Brandsafety’nin Programatik Satın Almada Yeri ve Önemi


Programatik, online medya satın alımlarının veri analizi ve teknoloji kullanılarak, hızlı ve akıllı olarak gerçekleşmesini sağlayan yöntemdir. Bu yöntem ile satın alma gerçek zamanlı olarak, kullanıcı web sitesini ziyaret ettiği anda arka planda milisaniyeler içerisinde gerçekleşir.
Programatik, online medya satın alımlarının veri analizi ve teknoloji kullanılarak, hızlı ve akıllı olarak gerçekleşmesini sağlayan yöntemdir. Bu yöntem ile satın alma gerçek zamanlı olarak, kullanıcı web sitesini ziyaret ettiği anda arka planda milisaniyeler içerisinde gerçekleşir.
Markaların uluslararası reklamcılık piyasasında yıllardır kullandığı programatik satın alma ülkemizde de rekabetin artışıyla birlikte son birkaç yıldır yükselişte. Uzun yıllardır sabit satın alma ile ilerleyen bir sistemin bir gecede programatiğe kayması beklenemez, ancak markaların iç pazardaki adaptasyonu oldukça hızlı. Bu geçiş sırasında en çok sorulan soru ise markanın güvenliğinin (ya da imajının) bu kadar hızlı bir sistemde nasıl korunduğu, çünkü verinin kullanıldığı yayınlarda önemli olan mecradan bağımsız olarak ürün veya servisle ilgilenecek hedef kitleye yani son kullanıcıya ulaşmak.
Programatik satın alma evreninde bu güvenlik brand safety araçları tarafından sağlanıyor. Brand safety kısaca marka yayınlarının istenmeyen içerikli sitelerde çıkmamasını sağlayan, böylece yayının kalitesinin korunduğu ve ilgili reklam potansiyelinden optimum performans elde edilmesini sağlayan bir sistem. Brand safety araçları ile yayınların istenmeyen sitelerde çıkması üç türlü engellenebilir:
- Pre-bid: Özellikle RTB satın almalarda brand safety aracının önceden öğrenilmiş bilgisi kullanılarak websitesi tarafından istek iletildiğinde bid verilmemesini sağlar. Böylece yayının bid verip kazanmasını engelleyerek korumayı gerçekleştirir.
- Ad-blocking: Pre-bid’in aksine yayınlar gerçek zamanlı gerçekleşirken yayına göz kulak olur ve kötü niyetli bir siteyle karşılaştığında reklamın çıkmasını engeller.
- Blacklisting: Brand safety aracı tarafından sağduyu ile hazırlanan, kötü niyetli içeriğe sahip binlerce sitenin olduğu blacklist kullanılarak yapılan korumadır. Bu liste sürekli olarak güncellenir.
Sabit satın almada sıklıkça kullanılan whitelistler, programatik için geçerli ve yeterli bir yöntem değildir. Nedenlerini sıralayacak olursak:
- Programatik satın almada son kullanıcı hedeflenir, yayıncı değil.
- Gerçek zamanlı açık artırma ile satın alma gerçekleşiyorsa sınırlı bir hacimde yayın gerçekleşir ve maliyetler yükselir.
- Whitelist olarak işaretlenen siteler, domain bazlı olarak eklenir. Ancak web sitesinin alt sayfalarının da anasayfası kadar güvenliğinden emin olunabilir mi? Örneğin reklam vereniniz bir araba markası ve siz çok ünlü bir haber sitesini whitelistinize eklediniz. Araba kazası haberinin olduğu bir sayfada reklamınızın çıkmayacağının garantisi whitelist ile verilemez ve araba kazası sayfasında yapılacak araba tanıtımının önüne geçmiş olursunuz.
İnternet her geçen gün büyüyen bir evren, günde yüzlerce yeni site açılıyor. Bu nedenle markanızın güvenliği ve yayınlarınızın kalitesi için whitelist gibi programatik satın almanın doğasına ters uygulamalardan ziyade markanızın isteklerini ve ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayan, ilgili reklamın uygun sayfalarda ve en uygun kitle hedeflenerek yayınlanmasını sağlayan brand safety araçlarını kullanmalısınız.
Brand safety aracınızı seçerken aşağıdaki soruları hem kendinize hem de görüştüğünüz şirkete mutlaka sormalısınız:
- Yayınlarınızın modeli nedir ve görüştüğünüz şirketin güçlü olduğu alan hangisi?
- Aylık reklam hacminiz ne kadar?
- Brand safety aracının hizmet verebildiği diller hangileri?
- Brand safety aracının programatik sektöründeki hacmi nasıl?
- Bu araç sadece URL veya içerik taraması mı yapıyor yoksa resim taraması da var mı?
Kısacası, dijital reklamcılıkta marka olarak ulaşmak istediğiniz hedefler kadar, o hedeflere nasıl ulaştığınız da bir o kadar önemli. Whitelist kullanımı hala markaların tercihleri arasında bulunsa da dijital dünyada müşterileriniz her yerde. Markanızın güvenliğini programatik evreninde maksimum seviyede sağlayacak platformlarla çalışmak için yapacağınız yatırımın geri dönüşünü kat be kat alacağınızdan emin olabilirsiniz.
Supply Side Platform (SSP) Nedir ve Satın Alma Modelleri Nelerdir?


Programatik satın alma ekosisteminin önemli oyuncularından bir tanesi Supply Side Platform dediğimiz SSP'lerdir. DMP ve DSP sistemleri ile reklam verenlere başarılı bir dijital pazarlama ve internet reklamı deneyimi sunan Programatik teknolojisi aynı zamanda SSPler ile yayıncılara da büyük fayda ve getiriler sağlamaktadır...
Programatik satın alma ekosisteminin önemli oyuncularından bir tanesi Supply Side Platform dediğimiz SSP'lerdir. DMP ve DSP sistemleri ile reklam verenlere başarılı bir dijital pazarlama ve internet reklamı deneyimi sunan Programatik teknolojisi aynı zamanda SSPler ile yayıncılara da büyük fayda ve getiriler sağlamaktadır. En kısa tanımıyla SSPler; display, video, native veya mobil envanteri bulunan yayıncıların, envanterindeki reklam alanlarının yazılım aracılığı ile reklamverenler tarafından satın alınmasını sağlayan platformlardır. Dolayısıyla SSP ile entegre olan bir yayıncı birçok reklamveren ve özellikle yüksek fiyat ile satın alım yapmak isteyen reklam sahibi ile buluşma, bunun yanında sadece premium reklam alanlarından değil trafiği bulunan tüm reklam alanlarından gelir elde etme fırsatı yakalar.
SSP’ler sayesinde yayıncılar envanterleri üzerinde daha fazla kontrole sahip oluyor. Bir yayıncı dileği takdirde reklam alanı için taban fiyat koyabiliyor ve reklam alanını bu şekilde programatik satın almaya açabiliyor. Yayıncı SSP aracılığı ile yeni reklamverenlere trafiğini satabildiği gibi reklamvereni kendisi de seçebiliyor.
Programatik ekosisteminde bir yayıncı reklam alanını farklı şekillerde satabilir. Özel Açık Artırma (Private Auction) yöntemi ile yayıncı envanterindeki reklam alanını sadece seçilmiş olan reklamverenler için açık artırmaya açar. Öncelikli Satış (Preffered Deal)’da bir reklamveren ve bir yayıncı sabit fiyatta anlaşır. Kampanya gösteriminde her zaman bu reklamverenin önceliği bulunur. Programatik Guaranteed modeli rezervasyonlu satın almanın programatik satın alma şekli olarak açıklanabilir. Bu modelde diğerlerinin aksine yayıncı reklamverene gösterim taahhütü verebilir, reklamveren belirlenen reklam alanını kendisi için rezerve eder ve diğer reklamverenlerle açık artırmaya girmez. Açık artırma (Open Auction) yöntemi kullanıldığı takdirde, yayıncı satmak istediği reklam alanını SSP’ye gönderir. SSP yayıncının reklam alanı için reklamverenlerden teklif toplar. Kazanan reklamverenin reklamı sitede yer alır..
Programatik satın almada yayıncılar genel olarak kitlesine uymayan, sitesi/uygulaması ile alakasız reklam kampanyalarının envanterinde yer almasından endişe duyuyor. SSP’ler bu noktada yayıncılara diledikleri reklamvereni ve içeriği engelleme teknolojisi sunuyor. Bunun yanında uygunsuz içerikler SSP’lerin Malware teknolojisi ile engellenebiliyor. SSP’ler Malware teknolojisini kendileri sağlayabildikleri gibi dışarıdan da bu konuda destek alabiliyorlar. Dolayısıyla yayıncı programatik satın alma ile gelir elde ederken aynı zamanda kitlesini de kaybetmemiş oluyor.
Programatik Satın Alma Nedir?


Gün geçtikçe gelişen teknolojiden reklam sektörü de her geçen gün kendine düşen payı alıyor. TV reklamları, basılı reklamlar, bilgisayarların hayatımıza girmesiyle web reklamları, telefon kullanımının giderek artmasıyla mobil reklamlar markalar tarafından mesajlarını hedef kitlelerine iletmek için yoğun olarak kullanıyor...
Gün geçtikçe gelişen teknolojiden reklam sektörü de her geçen gün kendine düşen payı alıyor. TV reklamları, basılı reklamlar, bilgisayarların hayatımıza girmesiyle web reklamları, telefon kullanımının giderek artmasıyla mobil reklamlar markalar tarafından mesajlarını hedef kitlelerine iletmek için yoğun olarak kullanıyor. Dijital pazarlama yöntemlerinin ve internet raklamlarının büyük önem kazandığı son yıllarda çok hızlı bir şekilde gelişen Programatik reklam satın alma bu noktada online reklamcılığın ekosistemini değiştiriyor.
Geleneksel satın almalardan farklı olarak Programatik satın alma, medya satın alma işleminin bir yazılım üzerinden yapıldığı sistem olarak düşünülebilir. Bu sistemde yazılım üzerinden yayıncılar reklam alanlarını açıyor, reklamverenler de bu reklam alanlarında kampanyalarını hayata geçirme fırsatı buluyor. Günümüzde devam eden geleneksel satın almadaki insan odaklı iş gücünün, yerini makinelere bıraktığını söylemek mümkün.
Programatik satın almanın giderek daha popüler olmasının hem reklamverenler hem de yayıncılar açısından farklı sebepleri var. Reklamverenler tek bir platform üzerinden SSP'lere bağlı birçok yayıncının reklam alanını satın alabilme, data kullanımı sayesinde de daha hedefli yayınlar yaparak doğru yerde doğru kişiye ulaşabilme şansını yakalıyor. Bunun yanısıra DMP (Data Management Platform) ve DSP (Demand-side Platform) sistemlerinden faydalanarak demografik hedefleme yaparak ROI hedeflerine daha kolay ulaşabiliyor. Yayıncılar açısından bakıldığında ise programatik satın alma ile yayıncılar envanterlerini daha kolay yönetebiliyor, reklam alanlarını daha iyi değerlendirebiliyor. Yayıncılar programatik satın alma ile envanterlerindeki reklam alanlarının fiyatlandırmasında daha etkin rol oynuyor aynı zamanda standart reklam alanları dışındaki diğer alanları da programatik satın almaya açarak farklı yerlerden de gelir elde edebiliyor.
Programatik satın almanın en çok karıştırıldığı veya aynı zannedildiği teknolojilerden biri RTB yani Gerçek Zamanlı Açık Artırma. RTB için programatik satın alma yöntemlerinden sadece birisi diyebiliriz. Milisaniyeler içinde gerçekleşen bu satın alma işleminde reklamverenler bir reklam alanı için teklif veriyor, en yüksek teklifi veren reklamveren hedef kitlesine kampanyasını gösterebiliyor. Programatik satın alma yaparken RTB kullanılabileceği gibi direk anlaşmaların yapıldığı başka metodlar da kullanılabiliyor.
IAB’nin açıkladığı 2015 AdEx-TR Dijital Reklam Yatırımları raporuna göre 2015 yılında Türkiye’de 78,5 milyon TL programatik yatırımı yapıldı. Önümüzdeki yıllarda yatırımların daha da artacağı programatik, geleceğin medya satın alma teknolojisi olarak düşünülüyor.
Kaynaklar: IAB 2015 AdEX-TR Dijital Reklam Yatırımları raporu, Digiday